*MAÇIN CANLI ANLATIMI İÇİN TIKLAYINIZ
İşte spor yazarlarının Galatasaray-Mersin İdmanyurdu maçı ile ilgili görüşleri...
Egoizm (Levent Tüzemen)
Türkiye-Hollanda maçının en çok koşan, en çok mücadele eden, sürekli oyunun içinde olan ve 90 dakikada sahada kalan isimleri; Kaptan Selçuk, Sneijder, Burak ve Hakan Balta Galatasaray'ın Mersin karşısında en iyi oyuncularıydı. Diğer oyuncular bu dörtlüye sadece "Eskortluk" yaptı. Hem üç gün arayla iki kritik milli maç oynayacaksın hem de lig maçında fiziksel zafiyet yaşamayıp üstelik yağmurla kaygan hale gelen zemine rağmen sürekli mücadele içinde olacaksın. Peki milli olmayan Galatasaraylı diğer oyuncular Florya'da "Barbekü" partisi mi yaptılar?..
Bitmez bu sezon (Hakan Ünsal)
Yağmur, dolmayan stat, eksiklerin etkisi, kaçan goller ve sıkıntılı bir oyun. Maçın kısa özeti bu. Taraftarın gelmeyişinin nedenleri vardır ama sonuçları da vardır. Bu durum, oyuncuların baktığı pencerede, kendilerine sarşı bir güvensizlik, inanmamışlık ve moral bozmaya giden bir yolun izlerini gösterir. Maçın içine de yansıdı bu durum.
Bedeli ağırdır (Ümit Aktan)
Dün gecenin bedeli ağırdır. Bunu da birinin ödemesi gerekir. Ama bunu ödeyecek olan ne bilgisayarda yanlış dosyayı gönderen adamdır, ne de Hamza Hoca'dır.
Bir kaleci destanı (Kanat Atkaya)
Muammer, başarısını 90 dakikaya yayıp takımını tek başına ayakta tuttu. Galatasaray gol üretememesinde kimi zaman şanssızlık, kimi zaman kötü zamanlama, kimi zaman da forvetlerin yanlış pozisyon almaı etkiliydi ama Muammer'in başarısına gölge düşürmek istemem. Lige istediği başlangıcı yapamayan Galatasaray'ın çok kötü oynadığını söylemek de haksızlık olur.
Ev sahibi olmak... (Mehmet Demirkol)
Ev sahibi, oyununu kabul ettirmeli. Tüm o taraftar, stat, hakem baskısı vs. her şey bunun için. Amaç oyunun rakibin istediği gibi oynanmasını engellemek. Oyunu rölantiye aldığınızda dahi rakibin istediği gibi oynamasına izin vermemelisiniz. Savunma öngörüsüyle sahadaysa bunu istediği gibi yapamamalı. Hücum istiyorsa onu yapamamalı, denge istiyorsa o da olmamalı. Ev sahibi olma avantajını kullanmak budur. Mevzu senaryonun size ait olması. Rakibin alışkanlıklarını bozmak. Hele de büyük takımsanız. Hele de şampiyonsanız, hele de 3 kupalıysanız. Zaten psikolojik avantajınız var demektir.
Bazıları yetersiz, bazıları fazla doymuş... (Gökmen Özdemir)
Bu sezon Galatasaray'ın her maçı böyle zor olacak. Çünkü bazı futbolcular Galatasaray için yetersiz bazıları fazlası ile doymuş... Hamza Hoca da şu ana kadar son şampiyonun durumuna çare bulmuş değil.
Bu kadro kalitesiyle... (Osman Şenher)
Galatasaray bu kadro kalitesiyle hem Süper Lig'de hem de Şampiyonlar Ligi'nde zor başarılı olur. Önce Hamza Hoca'dan başlayayım. İnsanın gücüne gidiyor. Daha maçın başı, her futbolcu hakeme itiraz ediyor. Hakem doğru veya yanlış karar veriyor. Bunu geçtim ama nedir bu hırs? Burak kendini yere atıyor, hakemi kandırmaya uğraşıyor. Daha sonra ise Vederson’un Yasin’i itmesini hakem, inandırıcılığı yok diye penaltıyı vermiyor. Şimdi burada hakem mi suçlu, yoksa Burak mı? Sabri’nin, Olcan’ın o gördüğü kartlara bakıyorum sanki Hamza Hoca’yı takmıyorlar. Olmaz böyle bir şey... Bu rezalet... Futbolcu futbolculuğunu bilecek. Maçı kazanır ya da kaybedersin. Bu sonraki iş! Ama önce rakibine, hakeme, hocana saygı göstereceksin.
Podolski'den yararlanamıyor (Erman Toroğlu)
Selçuk'un gördüğü kart beni çok şaşırttı. Sen G.Saray'ın en tecrübeli baba adamısın! Tecrübeli bir futbolcu sinirlenmez. Hakem ne yaptı? Geldi kartları gösterdi. Doğru kartları gösterdi. Aslında özetlersek dünkü G.Saray'ın ne orta sahası orta saha, ne savunması savunmaydı... Dün Atletico Madrid'ten biri mutlaka bu maçı izlemiştir ve "G.Saray buysa işimiz iş" demiştir. Ancak bilmedikleri bir şey var, Galatasaray'ın bir avantajı var; Avrupa Kupası'nda çok farklı oynuyor.
Podolski hiç görünmedi (Cüneyt Tanman)
Podolski, ilk devre hiç görünmedi sadece attığı golde vardı. Rodriquez’in temposu maç genelinde çok düşüktü. Özellikle ikinci yarıda hücumda daha etkili olan Emre daha önce oyuna girebilirdi.
Uyumsuz forvetler (Feyyaz Uçar)
Carole’nin alternatifi Olcan’ın ofansta problemi yok. Defansta var. Kademeleri gecikmeli. Hava hakimiyeti olmadığı için yan toplar sıkıntılı. Defans oyuncuları topa vuramıyorsa, vurdurmazlar. Olcan ne topa vuruyor ne de rakibi önlüyor. Rodriguez ile Selçuk henüz uyumlu değil. Ama ikisi de akıllı. Bu sorunu çabuk çözerler. Forvetler ayrı birer gezegen. Podolski, Yasin ve Burak birbirine pas vermiyor. Boşa çıkıp top almıyor. Boş koşu yapıp arkadaşına pozisyon yaratmıyor. Bu uyumsuzluk Cim Bom’un pozisyon arayışlarını Sneijder’ın paslarına endekslemiş. Oysa Sneijder’ın önceliğinde şut var. Asist sonra geliyor. Goller ise ya gecikiyor ya da gelmiyor.
Yönetimde boşluk var (Rıdvan Dilmen)
Galatasaray'ın kazandığı Süper Kupa maçından sonra "Galatasaray kazandığı için mutlu ama bir soru işareti var" demiştik. Disiplinsizlik doğru kelime değil ama oyundan çıkışlar, girişler konusunda bir S.O.S vardı. "Bu sorun Hamza hocayı aşıyorsa eğer yönetimle oyuncular arasında diyalog kuracak birisi gerek" demiştik. Oyuncular çok sinirli... Selçuk İnan'dan bile ummadığın bir davranış görüyorsun.
Galatasaray oyuna hükmedemedi (Ömer Üründül)
Galatasaray ilk yarım saat oyuna hiç hükmedemedi. Mersin İdmanyurdu hem top kullanan hem de etkili pres yapan üç orta sahası ile önde basıp G.Saray'ı bozdu. Kazandıkları her topta da hücumu düşündüler. Ancak çoğu zaman yanlış pas tercihleri ile üretkenlik sıkıntısı çektiler
Sezonu şimdiden kaybeder (Arif Kızılyalın)
9'u isabetli, 21 şut attığımız maçta 1-1 berabere kaldık, şanssızdık" der mi, G.Saray'ın kenar yönetimi bilemem ama, Sarı-Kırmızılı camia, üretkenliğe dönüşmeyen hücum girişimlerinin arkasına sığınmaya kalkarsa eğer, sezonu daha şimdiden kaybeder.
Kırılgan bir Galatasaray vardı (Hakan Can)
Kırılgan, ikili mücadele kazanamayan, baskı karşısında ön bölgeye top taşıyamayan bir Galatasaray vardı sahada. Mesut Bakkal öğrencilerine orta sahada müthiş bir baskı yaptırıp Galatasaray’ın ön bölgeyle bağlantısını kesti ve takımın boyunu 60 metreye çıkardı.
Atletico'ya yetmez (Hasan Sarıçiçek)
Şu bir gerçek ki, her ne kadar Burak, Sneijder, Selçuk ve Padolski ile Galatasaray, Mersin’i ikinci yarıda topa tutup, Muammer’i kalesinde panterleştirse de bu futbol, Atletico Madrid’i yenmeye yetmez.