Galatasaray Sportif AŞ Genel Müdürü ve İcra Kurulu Başkanı Lütfi Arıboğan, Galatasaray Dergisi'nin Mart sayısında verdiği röportajda önemli açıklamalarda bulundu.
''G.SARAY TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE İŞLER YAPIYOR''
''Türk sporunda bazı şeyler gelecekle ilgili ümit verdiği gibi, bazı şeyler de karamsarlık yaratıyor. Futbolumuz şu günlerde gerçekten çok zor bir dönemden geçiyor. Açıkçası benim de kafamda spor yöneticiliği ile ilgili önemli soru işaretleri oluşmuştu. Her şeyi sorgulayıp kendi adıma değerlendirmeler yaptığım ve acaba kendi işlerime odaklanıp bu kulvardan uzaklaşsam mı diye düşündüğüm bir sırada, Türkiye'de bence birçok spor adamının hayal bile edemeyeceği çok anlamlı ve kapsamlı bir proje ile karşılaştım. Bana bu teklifi Başkanımız Ünal Aysal yaptı. Açıkçası Galatasaray her zaman olduğu gibi Türkiye'nin önünde işler yapıyordu. Sayın Başkanımızın benimle konuştuğu dönemde, başkanlık olarak bir yılı geride bırakmıştı ve kısa sayılacak bu süreçte Türk futbolunun resmini süratle çekmişti. Başkan ve Yönetim Kurulumuz, Galatasaray'ın organizasyon yapısını bu alanda çok saygın ve büyük bir uluslararası deneyime sahip olan Deloitte & Touche'a inceletmişti. Galatasaray'ın dünya kulübü olma hedefi için çok önemli bir yol haritası ortaya çıkartılmıştı. Başkanımız, ileride yapılanmasını düşündüğü bu sistemin başına benim geçmemi arzu ettiğini bana iletti. Özellikle Türk sporunun geleceği açısından çok kaygılı olduğum bir dönemde bu vizyonla düşünülmüş böylesi bir görev tanımı çok özel ve heyecan vericiydi. Projeden çok etkilendim ve Türkiye'de spor adına hala bir şeyler yapılabilecek olduğunu hissetmekten çok mutlu oldum. Ve hiç düşünmeden kabul ettim.''
''HAYATIMIN EN BÜYÜK YARIŞI İÇERİSİNDEYİM''
''Hayatımın en büyük yarışı içindeyim. Yıllar sonra Galatasaray'a dönmüş olmak benim için çok keyif veren bir boyut. Bu tercihi büyük bir heyecanla yaptım. Bunun yanında zor mu, zor! Ama zor olması bana keyif veriyor. Bu bir bakış ve inanç meselesi. İlk bakışta görülen doğrular bazen bir düşünce alışkanlığımızın sonucu olabiliyor. Farklı bir bakışta imkansızın mümkün olabileceğini ya da çok farklı ama çok daha verimli yolların mevcut olabileceğini görüyorsunuz. Dünyada sistemler, yaşam biçimi, iş yapma tarzları bu kadar hızlı değişirken doğru dedikleriniz de aynı hızda değişiyor. Galatasaray'ın büyüklüğü bu zorlukları kolaylaştıran bir faktör. Divan Kurulu'nu ele alalım. Divan Kurulu'nun kulübü bu kadar yakından takip etmesi bizim için en büyük avantajlardan bir tanesi. ''
DEĞİŞİME AYAK UYDURMAK
''Galatasaray bu ülkede 500 yıldan fazla eğitimde, 107 yıldır da sporda toplumun önünü açan ve gelişimini sağlayan camia olmuştur. Bu öncülük rolü ve başarı hikayesi nasıl sürdürülebilir? Herhalde her şeyi eskisi gibi yapmaya devam ederek değil. Yaşam stillerinin, teknolojinin, iş yapış modellerinin bu kadar hızlı değiştiği günümüzde spor yönetiminde de değişimin liderliğini Galatasaray'ın yapmasından daha doğal bir şey olamazdı... Bence Galatasaray'da bir yanlış algıyı düzeltmek gerekiyor. Galatasaray'da geleneklerimize bağlılık ile statükoculuğu birbirinden ayırmak gerek. Galatasaray'ın Kurumsal Yeniden Yapılanma' adına attığı önemli adımların değişime ve dönüşüme açık olan geleneklerimize çok uygun olduğunu düşünüyorum. Zaten tarihimiz de bunu söylüyor.''
HEDEF AVRUPA'NIN EN İYİ 10 KULÜBÜ İÇERİSİNDE OLMAK
''Başkanımızın koyduğu 2020 yılına kadar Avrupa'nın sportif, mali ve idari bakımdan Avrupa'nın 10 kulübünden biri olma yolunda çok önemli hamlelerimiz var. Eski bir federasyon yöneticisi olarak son yıllarda Türkiye'de borcunu azaltan bir kulüp olduğunu gözlemlemedim. Biz ise son bir yılda toplam borcumuzu 100 milyon doların üzerinde azalttık. Sportif olarak da süratle organize oluyoruz. Bütün branşlarda hem Türkiye'de, hem de Avrupa'da yüksek hedefler peşinde koşacak kadrolar kuruyoruz. Yıldız oyuncuları transfer ederken alt yapılara ve oyuncu yetiştirilmesine önem veriyoruz. Bu şekilde oluşturulan hibrid bir modeli üç, beş ve yedi senelik planlamalarla başarılı bir şekilde 2020 yılına ulaştıracağız.''