17’nci Ulusal İç Hastalıkları Kongresi’nde konuşan Prof. Dr. Serhat Ünal, Türkiye’de 23 milyon erişkinin grip aşısı olması gerektiğini söyledi.Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Antalya’nın Belek bölgesinde Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Kerim Güler, Hacettepe Üni. Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Romatoloji BD. Öğr. Üyesi Prof. Dr. İhsan Ertenli, Hacettepe Üni. Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Romatoloji BD. Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sedat Kiraz, İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tufan Tükek, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Yunus Erdem’in katılımıyla başladı.“TÜRKİYE’DE 23 MİLYON GRİP AŞISI YAPILMASI GEREKEN ERİŞKİN İNSAN VAR”Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, kongrede yaptığı konuşmada özellikle aşıya dikkat çekti. Türkiye’de grip aşısı olmayan 23 milyon insanın olduğuna dikkat çeken Ünal, özellikle grip aşısı olmayanların kalp krizinden ölme riskinin daha çok yüksek olduğunu söyledi. Gribin şakasının olmadığını ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini belirten Prof. Ünal şöyle konuştu:“Türkiye 15 çeşit antijenle, minimum yüzde 97 aşılama oranlarıyla bu konuda son derece başarılıdır. 50 yaş üstü olup altta yatan diyabet hastası, kronik akciğer hastalığı, solunum yetmezliği, kronik böbrek hastalığı olan 17 milyon insan, 7 buçuk milyon da 65 yaş üstü insan vardır. Türkiye’de 23 milyon grip aşısı yapılması gereken erişkin insan vardır. Grip aşısı yaptırmamış olanlar kalp krizinden daha çok ölmektedir. Çünkü gribin getirdiği fiziksel yük insana enfaktüs geçirtmektedir. Yeni grip aşısı, ölümleri yüzde 80 önlemektedir. Dünyada her yıl 1 milyar grip vakası meydana gelmekte, 3 ile 5 milyonu ciddi olup hastaneye yatışı gerektirmektedir. Bunlardan 300 ile 500 bini ölüm ile sonuçlanmaktadır. Grip şakaya gelen bir hastalık değildir, mutlaka dikkatli takip edilmesi gereklidir.”AŞI GRİP YAPAR MI?Toplumda grip aşısı sonrası hastalandığından ya da aşıya rağmen gribe yakalandığından yakınanların olduğunu gördüklerini belirten Ünal, “Eğer bir kişi farklı virüs tipleriyle karşılaşmışsa gribe yakalanabilir. Dolayısıyla grip aşısına rağmen bu hastalığı geçiren kişiler, aşının koruduğu virüsler nedeniyle değil, diğer virüslerden dolayı hastalanabilir. Grip aşısının koruyuculuğu 15 gün sonra başlamaktadır, virüsü aşılanmadan önce kapanların hastalanması kaçınılmazdır” diye konuştu.“ERİŞKİN AŞILAMASINDA KAT EDİLMESİ GEREKEN ÇOK YOL VAR”Çocukluk aşılarının erişkin yaşlarda faydası olmadığının altını çizen Prof. Ünal, “Erişkin aşılaması ’yaşam boyu aşılama’ kavramının bir parçası olarak görülmelidir. Türkiye Sağlık Okuryazarlığı çalışmasında 2013 sezonunda tüm toplumdaki grip aşılanma oranı sadece yüzde 8,7, 65 yaş üstü kişilerde de ancak yüzde 10,2 olarak bulunmuştur. Yani, erişkin aşılamasında kat etmemiz gereken çok yol vardır” dedi.ANKARA’DAKİ PATLAMA VE ACİL MÜDAHALEİ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Kerim Güler de 10 Ekim 2015 günü Ankara Tren Garı önünde meydana gelen bombalı saldırılar sonrasında acil müdahalenin önemine vurguladı. Güler, “Son yaşadığımız olayda, acil servis doktorlarının açıklamalarına göre yaralanmaların çoğu bacak ve karın bölgesindedir. Bacaklarda kırık, yaralanma, bağırsak ve mide çevresinde derin yaralar vardır. Büyük yaralanmalara neden olanlar ise domdom kurşunu denilen büyük vidalı bilyelerdir. Ülkemizde kazalar, afetler, terörist saldırılar olmaya devam etmektedir. Tüm bu önemli konular acil tıbbın ve afet tıbbının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Şehirlerde aynı anda 500 civarı yaralı olduğunda sistem zorlanmakta ve geçici de olsa ilk dakikalarda kaos yaşanmaktadır. 1999 Marmara depreminden sonra belki de üzerinde en fazla konuşulan afet planları ve afete hazırlık çalışmalarının, yeterince ciddiye alınmadığı görülmektedir”ifadelerini kullandı.Hacettepe Üni. Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Romatoloji BD. Öğr. Üyesi Prof. Dr. İhsan Ertenli, ürik asidin üzerinde alında çok durulmadığını ancak yaygın bir sorun olduğunu söyledi. Özellikle ürik asit seviyesinin yüksek olmasının yüksek tansiyona da neden olduğunu belirten Ertenli, “Toplumun yüzde 5’inde ürik asit yüksekliği görülür. Böbrek yetmezliğine yol açabilir. Ürik asit yüksekliği olan kişiler de kalp hastalıkları daha çok oluyor. Ürik asit hipertansiyonla ilişkisi var” şeklinde konuştu.“KAN BASINCI NE KADAR DÜŞERSE İNMEYE BAĞLI ÖLÜMLERİ O KADAR DÜŞÜRÜRÜZ”Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Yunus Erdem ise konuşmasında kan basıncı ve yüksek tansiyona değindi. Yüksek tansiyon farkındalığının yüzde 55 olduğunu belirten Erdem, “Hipertansiyonda hala yüzde 55 farkındalık var. Herkesin kan basıncını ölçtürmesi gerekir. 1 saat içerisinde 15 kere tansiyonunu ölçen hastalar geliyor bize. Gelişmiş batı ülkelerinde inmeye bağlı ölümler azalmaya başladı. Kan basıncını ne kadar düşürürsek inmeye bağlı ölümleri o kadar düşürürüz. Tedavi olarak yaşam tarzı değişmeli. Kan basıncı yüksek olmasa bile az tuzlu yemeyi dengeli beslenmeyi ve hareket etmeyi alışkanlık halin getirmeliyiz. Ne kadar az tuzlu yersek hipertansiyonu o kadar iyi önlemiş oluruz” diye konuştu.
17’nci Ulusal İç Hastalıkları Kongresi’nde konuşan Prof. Dr. Serhat Ünal, Türkiye’de 23 milyon erişkinin grip...
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz