İşte oyuncu olmak için aileleriyle arası bozulan ünlüler...
Onlar tüm baskılara direnip kafalarına koydukları işi yaptılar, yani oyuncu oldular. İşte oyuncu olmak için aileleriyle arası bozulan ünlüler...
Ayça Bingöl şu sıralar belki de kariyerinin en parlak dönemini yaşıyor. Yıllardır kulis tozu yutan Bingöl, 1990'ların sonundan bu yana da TV dizilerinde rol alıyor. Ama o da eğer ailesini dinlemiş osaydı bugün kimse onu tanımayacaktı. Belki de bambaşka bir iş yapıyor olacaktı. Ailesi Bingöl'ün oyuncu olmasına öyle çok karşı çıkıyormuş ki güzel oyuncu konservatuar sınavına bile onlardan gizli katılmış.
Ayça Bingöl, ortaokul ve lise yıllarında da okulda sahnelenen bir çok oyunda rol almış. Ondan sonra da kopamamış oyunculuktan. Sonunda ailesi de onun isteğine boyun eğince Bingöl de kariyerini kendi istediği alanda şekillendirdi.
Fatmagül'ün Suçu Ne dizisiyle yıldızı parlayan Esra Dermancıoğlu'nun öyküsü ise biraz daha farklı. Onun oyuncu olmasını istemeyen annesi ya da babası değil bir süre önce boşandığı eşi. Üstelik Dermancıoğlu hep hayalini kurduğu bu mesleğe başladığında 40 yaşındaydı.. Önce Avrupa Yakası'nda üstlendiği küçük bir rol sonrasında bir kısa film ve sonra da Fatmagül'ün Suçu Ne dizisindeki Mukaddes Yenge karakteri.
Bir gün bir grup arkadaşıyla gittiği bir doğum günü partisi onun için dönüm noktası olmuş. O toplantıda herkes birbirine aslında hayatını nasıl şekillendirmek istediğini sormuş. Dermancıoğlu da hiç düşünmeden: "Hep oyuncu olmak isterdim" diyerek katılmış bu oyuna. O doğum gününde bulunan Avrupa Yakası'nın senaristi ve oyuncusu Gülse Birsel'den gelmiş ilk teklif. Tek bölümlük bu rol Esra Dermancıoğlu için oyunculuk serüveninin başlanğıcı olmuş.
"40'ından sonra oyuncu mu olacaksın" diye onu eleştirenler "dram değil komedi oyna" diye yol göstermeye çalışanlar da bir yandan. O sırada evli oludğu eşi de Dermancıoğlu'nun bu merakından pek hoşlanmamış. Dermancıoğlu daha şimdiden ekranın unutulmayan 'antipatik' karakterlerinden biri olan Mukaddes Yenge'yi seyircinin hafızasına kazıdı bile.
Genç kuşak yıldızlardan Sevil Uyar'ın da gösteri dünyasına adım atması çok kolay olmamış. Uyar pırıltılı dünyaya mankenlikle adım atmış. Ama asıl amacı mankenliği oyunculuk için bir basamak olarak kullanmakmış. Zaten annesi de onun okuyup mühesebeci olmasını istiyormuş. "Çünkü" diye anlatıyor Sevil Uyar "Annem, mankenlik yaparsam benim kötü yola düşeceğimden korkuyordu. Ben de annemin yanından kaçıp İstanbul'A ablama geldim."
Ayla Algan, Şahika Tekand ve Meltem Cumbul'dan dersler alan Uyar'ın en büyük derdi ise kendisine hep zengin ve kötü kız rolleri teklif edilmesi. Oysa o çok farklı karakterleri de canlandırabileceğini düşünüyor.