Burdur Arkeoloji Müzesi, 'Gladyatörler şehri' olarak bilinen ardıç ve sedir ormanlarıyla kaplı 1350 metre yüksekliğe kurulmuş, Gölhisar Ovası'nın batı yamacına hakim Kibyra Antik Kenti, Ağlasun ilçesinde M.Ö. 3000 döneminde, Anadolu'nun yerel halkı olarak kabul edilen Luwiler'in yerleştiği, sonrasında onlarca medeniyete ev sahipliği yapan 1600 metre yüksekliğe kurulan antik Roma kenti Sagalassos turizme hizmet ediyor. Yabancı tatilcilerin yanı sıra Türkiye'nin dört bir yanından tur otobüsleriyle kente gelen binlerce kişi, Burdur'un turistik ve tarihi yerlerini ziyaret ediyor, doğal güzellikleri önünde fotoğraf çektiriyor.
BURDUR MÜZESİ
Ceviz ezmesiyle de gelenlere eşsiz bir lezzet sunan Burdur'da tatilcilerin ilk durak noktası, 1969 yılında kurulan Burdur Arkeoloji Müzesi. 20 bini arkeoloji, 34 bini Pers, klasik, Helen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait sikke ve 4 bine yakını da etnografik eser olmak üzere 57 binden fazla eserin bulunduğu müzeyi, yılın ilk 6 ayında 14 bin 300 kişi gezdi. Müzeyi, geçen yılın aynı döneminde ise 9 bin kişi ziyaret etti.
SAGALASSOS VE ANTONİNLER ÇEŞMESİ
Antalya ve Isparta'yı da kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi'nin en küçük kenti olan Burdur'da tatilcilerin diğer durak noktası ise Sagalassos Antik Kenti. Antik kentte, M.S. 160-180'de inşa edilen Roma imparatorlarının sülalesi Antoninler'in adını taşıyan çeşme, en çok merak uyandıran yerlerin başında geliyor. Tatilcilerin mutlaka ziyaret ettiği Antoninler Çeşmesi'nde, antik dönemde olduğu gibi bugün de Ağlasun Dağı'ndan antik su yollarıyla getirilen doğal kaynak suyu, küçük bir şelaleyi andırır vaziyette akmaya devam ediyor. Yukarı Agora'nın kuzeyindeki görkemli çeşme, 28 metre uzunluğunda ve 9 metre yüksekliğe sahip. Yapımında yedi farklı renkte taş kullanılan çeşmenin önünde ise 81 metreküplük havuz bulunuyor.
ÇEŞMEDEKİ HEYKELLER İMİTASYON, GERÇEĞİ MÜZEDE
Her iki ucunda dışarıya doğru çıkıntı yapan sütunlu birer podyum bulunan çeşmenin suyu ise 4,5 metre yükseklikten şelale gibi akarak havuzu dolduruyor. 1998'de kazı ve restorasyon çalışmalarına başlanılan çeşme, 2010 yılında yeniden faaliyete geçirildi. Kazılarda ortaya çıkarılan 4 heykelin asılları Burdur Arkeoloji Müzesi'nde sergilenirken, çeşmeye birebir imitasyonları yerleştirildi. Tatilciler, Sagalassos'un en önemli hayırseveri, Titus Flavius Severanus Neon ve eşinin yaptırdığı düşünülen çeşmeden su içiyor, havuz başında fotoğraf çektirerek serinliyor. Bu özellikleriyle antik kenti yılın ilk yarısında 27 bin 740 kişi ziyaret etti. Antik kent geçen yılın aynı döneminde ise 17 bin 300 yerli ve yabancı turist ağırladı.
'GLADYATÖRLER ŞEHRİ KİBYRA'
Gölhisar ilçesinde bulunan, 'Gladyatörler şehri' olarak da bilinen 2 bin 300 yıllık Kibyra Antik Kenti ise devasa anıtsal yapılarıyla dikkati çekiyor. Kibyra Antik Kenti, 2006 yılında başlatılan arkeolojik kazılarla tarihe ışık tutuyor. Arkeoloji kaynaklarında 30 bini aşkın piyade ve 2 binin üzerinde atlı askeri birliği ile Türkiye'deki antik döneme ilişkin en uzun gladyatör frizlerinin bulunduğu militarist karakteri öne çıkan Kibyra, devasa anıtsal yapıları arasında gezinenleri kendisine hayran bırakıyor.
Roma ve Bizans mimari geleneği ile yapılmış 10 bin kişilik stadyumu, orkestra bölümü dünyada bir benzerinin daha olmadığı Medusa mozaiği ile kaplı odeionu (müzik evi), Geç Roma hamamı, agoraları, ana caddesi, 9 bin kişilik devasa tiyatrosu, yer altı oda mezarları ile 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası geçici listesine giren Kibyra'yı ise ocak- haziran döneminde 5 bin kişi ziyaret etti. Geçen yıl ise aynı dönemde antik kenti 3 bin kişi gezmişti.
Kent merkezindeki Doğa Tarihi Müzesi'ni ise 2 bin 900 yerli ve yabancı turist gezdi.
TATİLCİLER İLGİ GÖSTERİYOR
İstanbul'dan gelerek Burdur Arkeoloji Müzesi'ni ziyaret eden Çiğdem Tunç, Türkiye genelinde birçok müze gezdiğini söyledi. Burdur Müzesi'nin en önemli özelliğinin sergilenen eserlerinin tek parça halinde olması olduğunu belirten Tunç, "Eserler bozulmamış, sergilenen birçok eser tek parça veya iki parça. Hayatımda gördüğüm en büyük ve yükseklik anlamında şaşırtıcı, hayran bırakıcı eserler bu müzede. Çok güzel korunmuş. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
İstanbul'dan geldiğini söyleyen Yeşim Sandıkçı da "Tarihle aram çok iyi, çok seviyorum. Burayı görünce İstanbul Arkeoloji Müzesi aklıma geldi. Ama burada boyut olarak orjinalliğini hiç bozulmadan korumuş heykeller var ve çok beğendim" dedi. (DHA)