Pek çok vakaya akciğer tomografisi ile vakit kaybetmeden erken teşhis konulabilmesi de Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesinde başarı hikayesi yazmasını sağladı. İstanbul’un en önemli görüntüleme merkezi konumundaki pandemi hastanelerinden Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Necdet Sağlam, hem hastaların tomografiye ulaşmasının aylar sürdüğü, hem de yüksek maliyetler nedeniyle Avrupa veya Amerika’da Kovid’le mücadelede radyolojik görüntülemenin etkin bir şekilde kullanılamadığını vurgulayarak, “Bilgisayarlı Tomografi (BT), hekimlerimizi erken teşhise yönlendiren en önemli cihazlardan biri haline geldi bu dönemde. Elimizdeki tomografi cihazlarının yeterli olması ve 24 saat kesintisiz hizmet verilebilmesi de hastalarımız ve hekimlerimiz açısından çok büyük kolaylık sağladı. Erken teşhis ve tedavide çok avantajlı duruma geçtik” dedi.
'SALGIN DÖNEMİNDE AKCİĞER BT SAYIMIZ GÜNLÜK 30’DAN 300’E ÇIKTI’
Kovid öncesi dönemde günlük 30 ila 50 arasında olan akciğer tomografi sayısının salgınla beraber günlük 300’e kadar ulaştığına dikkat çeken Doç. Dr. Sağlam, “Ayrıca bazen yatan hastaların klinik seyrinin takibinde de kullanıldı tomografi. Bu anlamda elbette ki başarıya çok büyük bir destek katkı sağladı. Biz Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak 800 yataklı üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan bir üniversite hastanesiyiz. Salgından önce aciller dahil, günlük ortalama 12 bin civarında hastaya hizmet veriyorduk. Salgın süreci 11 Mart’tan itibaren bizde de başladı. İlk başvurular sırasında bazı tedbirler aldık. Bunların başında da görüntüleme tetkiklerinin organize edilmesi geldi. Hastanemizde iki tomografi ve iki MR ünitemiz var. Radyoloji kliniğimizle ortak çalışma yaparak tomografi cihazlarından birini sadece Kovid hastaları için ayırdık ve planlamayı ona göre yaptık. Fakat başvurular çoğalınca, ikinci tomografi de Kovid’li hastalar için kullanıldı bir süre” diye konuştu.
‘PCR TEST SONUÇLARI BİLE BEKLENMEDEN TEŞHİS KONULABİLDİ’
Hastalardan muayenenin ardından PCR testi için sürüntü alındığını, ancak ilk günlerde PCR test sonuçlarının istenen sürede, çabuk bir şekilde sonuçlanamadığı için kliniği şüpheli vakalara akciğer BT ile hızlıca teşhis konabildiğini anlatan Doç. Dr. Sağlam, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu aşamada bizim işimizi kolaylaştıran tomografideki bulgular oldu. Hatta bu tomografideki tutuluma bakarak hastaların hafif, orta veya ağır şeklinde triyajı sağlandı. Böylece sadece teşhis değil, en doğru tedaviyi vermemizde de akciğer görüntüsündeki bulgular yol gösterici oldu. Zira hastanın sadece genel durumu ve satürasyon dediğimiz oksijenlenme düzeyine baktığınızda her şey yolunda görünüyor ve bu hastalar evde takibe gönderilebiliyor. Ancak akciğer tomografisine baktığınızda ağır seyreden bir pnomoni dikkat çekiyor. Bu hastaların gözden kaçmasının da önüne geçildi bu sayede. Bu nedenle de hem erken teşhis anlamında, hem de tedavi planlamada tomografi, vazgeçilmez bir cihaz oldu Kovid’le mücadelemizde. Bunların hepsini Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu kararları çerçevesinde düzenlendik ve uyguladık.”
Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 11 Mart'tan itibaren Kovid’li hasta yatırmaya ve tedavi etmeye başlandığını anlatan Doç. Dr. Sağlam, sözlerini şöyle noktaladı:
“İlk günlerde, özellikle Nisan'ın 8-9’una kadar yatış grafiğimiz hızlı şekilde arttı. 400’lü rakamlara kadar ulaştı. Şimdi 200’ün altına indi ama yoğun bakımlarımızdaki doluluk ve yoğunluk devam ediyor. Tabii bu azalma ile birlikte biz de hastanemizde tedrici olarak normalleşme süreci
Koronavirüs salgınında Türkiye’nin en büyük şansının büyük ölçekli hastanelerde en az 2-3 tane tomografi cihazının bulunması olduğunu söyleyen SBÜ Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Klinik Şefi Prof. Dr. Yaşar Bükte de şunları söyledi:
“İlk zamanlar günde binlerce hastaya uyguladığımız hızlı testlerin yalancı pozitif veya negatiflik oranları çok yüksekti. Burada tomografinin önemi daha çok ortaya çıktı. Çünkü yalancı negatif çıkan vakalar şüpheli görüldüyse tomografisi çekilerek doğru teşhis aldı ve hemen tedavilerine başlandı. Ne Avrupa’da ne Amerika’da bizim kadar proaktif bir şekilde tomografi kullanan ülke olmadı. Başarımızdaki en önemli sebeplerden biri de binlerce hastaya bu sayede erkenden teşhis koyabilmemiz oldu. Biz bu süreçte farklı bir süreç izledik. Örneğin her hasta çıkışında ortam dezenfekte edildi. Tomografi ünitesi 24 saat boyunca her hasta sonrası temizlendi ve havalandırıldı veya ultraviyole ışınlarla ortamdaki olası virüsler yok edildi. İki hasta arasında belli bir süre bırakılmaya çalışıldı. Ayrıca gece gündüz tomografisi çekilen her hasta anında raporlanıp, vakayı izleyen hekimlere kesintisiz bilgi verildi. Genç ve çocuk hastalarda özellikle düşük doz çekim protokolleri uygulanarak daha az radyasyon almaları sağlandı. Bu arada Kovid şikayetiyle gelen 35 civarında hastanın da akciğer tomografisi sayesinde kanseri erken evrede yakalandı. Bu hastalar hemen ileri tetkikler için ilgili birimlere yönlendirildi.”