Her hükümet gibi Amerikan hükümeti de halkından pek çok şeyi gizliyor, bazı şeyleri yapıp yıllar sonra da böyle bir şey vardı biz bunu yapmıştık bu arada diye açıklıyor. Geçmişten günümüze gerek 51. Bölge olsun, gerekse 9/11 olayları olsun pek çok komplo teorisi üretildi. Hangisi doğru hangisi değil tam olarak bilinmeyen komplo teorilerini bir kenara bırakıp vatandaşlar üzerinde gerçekten yapılmış ve kanıtlanmış olan deney ve araştırmaları sizler için bir araya getirdik.
İşte Amerika'nın vatandaşları üzerinde yaptığı deneyler...
Amerika'nın insanlar üzerinde yaptığı 10 korkunç deney!
“Big Buzz” böcek deneyi
İlk bakıldığında masum görünebilecek bu deney 1955’te gerçekleştirildi. Sarı humma hastalağını bulaştıran milyonlarca sivri sineği Georgia parklarına salan hükümet, bir kez daha biyolojik savaş deneyleri gerçekleştiriyordu. Hızla kırsal bölgelere yayılan hastalığı takip etmek için kendilerini sağlık görevlisi kılığına sokan hükümet çalışanları tek tek belirtileri inceleyip, bu sineklerin bir savaş silahı olup olamayacağını ölçümlüyordu. Big Buzz gibi 2-3 tane daha farklı deney yine Georgia’da gerçekleştirilmiş.
İkinci dünya savaşı dönemi hardal gazı deneyi
Kimyasal silahların konuştuğu dönemde kendi gaz maskelerinin dayanma gücünü ve silahların etkisini ölçmeye çalışan Amerikan hükümeti 60.000’den fazla kişiyi denek olarak kullandı. Farklı derilerin ve genlerin tepkilerini de ölçebilmek adına başka ırklardan insanlar da bu deneye dahil edildi. Gaz odalarına doldurulan insanlar koruyucu giysilerin dayanıklılığını ölçmek adına kimyasal saldırılara maruz kalıyordu. Söylentilere göre bir gruba koruyucu elbise dahi verilmedi.
Donanma destekli inek kanı aktarım deneyi
1942 yılında Harvard’lı profesör Edward Cohn, Amerikan Donanması ile anlaşarak bir deney gerçekleştiriyor. Deneyin amacı farklı bileşenler kullanarak özel biyolojik silahlar elde etmek. 60’tan fazla askerin vücuduna inek kanı enjekte ederek savaş öncesinde kullanılabilecek protein keşfetmeye çalışan bu deney korkunç trajediyle sonuçlandı. Tüm denekler hayatlarını kaybederken deneyden bir süre sonra anlaşıldı ki bu protein insan kanı enjekte edilerek daha güvenli yoldan da bulunabiliyormuş.
“Paperclip” harekatı
Savaşın bitimine yakın Sovyetler Birliği ile Amerika oldukça çılgın bir yarışın içine girmişti. Dağılan Nazi’lerin içerisinden önemli bilim adamlarını ele geçirmek. Askeri teknoloji adına büyük keşifler yapan Nazi Almanya’sından öğrenecek çok şey vardı ve iki taraf da bunların hepsine sahip olmak istiyordu. 1990’lı yıllara kadar toplamda 1600 Nazi Amerika’ya sığındı ve tüm suçları bağışlandı. Halen dahi tartışılan bu kararlar uzun yıllar boyunca devlet sırrı olarak tutuldu.
Plütonyum testleri
1940’lar ne kadar hareketli geçmiş Amerika’da. Eline enjektörü alan sağa sola saplamış adeta. 1940’ların ortasında Manhattan Projesi ile meşgul Amerika, en büyük atom bombasını yapmaya çalışırken bir yandan da radyasyonun yan etkilerini ölçmek için başka testler de yürütüyordu. Deneye katılanların hiçbiri kendilerine ne enjekte edildiklerini bilmiyordu çünkü radyoaktivite ile ilgili bilginin yayılması istenmiyordu. Tabii ki sonuç hüsran. Mutasyona uğrayanlar mı dersiniz, 4. Aşama kanser olanlar mı? Artan tepkiler sonrası test durduruldu.