Ankara, “4. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları”na ev sahipliği yapıyor.
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından “Düğüm Çözülüyor” temasıyla düzenlenen 4. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ankara Valisi Vasip Şahin, ATO Başkanı Gürsel Baran, ATO Yönetim Kurulu, meclis ve komite üyeleri, iş insanları, üniversite öğretim üyeleri, üniversite öğrencileri ve çok sayıda vatandaşın katıldığı bir törenle başladı.
Açılış töreninde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, küresel piyasalardaki güçlü markaların ait oldukları ülkelere başta döviz akışı olmak üzere çeşitli ekonomik faydalar sağladığını, markalaşmaya giden yolda ürünün Ar-Ge ve tasarımının temel belirleyici unsurlar olduğunu söyledi. Bakanlık olarak üreticilerin Ar-Ge ve tasarım alanındaki yetkinliklerini artırmak amacıyla çeşitli destekler sunduklarını hatırlatan Varank, özel sektör firmalarına ’Ar-Ge ve Tasarım Merkezi’ belgeleri verdiklerini, halihazırda faaliyette bulunan bin 500’ün üzerindeki Ar-Ge ve tasarım merkezine, vergi indirimi, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnası gibi kolaylıklar getirdiklerini, temel bilimler mezunu personel istihdamına da nakit teşvik sağladıklarını bildirdi.
"Toplam Ar-Ge harcamalarının neredeyse 3’te 1’ini başkentimiz tek başına üstleniyor"
KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla bu alanda sunulan desteklere değinen Varank, "Bu desteklerdeki temel amaç, Ar-Ge ve tasarım bilincini üretimin her aşamasına daha yoğun bir biçimde yaymak" ifadelerini kullandı. TÜİK tarafından dün açıklanan 2018 yılı Ar-Ge istatistiklerini hatırlatan Bakan Varank, “İlk defa Ar-Ge harcamalarının milli gelirimizdeki payı yüzde 1’i aştı. Toplam Ar-Ge harcamalarımız, 2017’ye göre yüzde 29 artarken, en fazla harcamayı da özel sektörümüz yapmış oldu. Aslında bu durum, verdiğimiz desteklerin karşılığını bulduğunu gösteriyor. Özel sektörün, giderek artan oranlarda Ar-Ge’ye ve inovasyona yönelmesi, ülkemizi katma değerli üretim öncülüğünde büyüme hedefine daha da yaklaştırıyor. Burada Ankara’ya özel bir parantez açmamız gerekiyor. Toplam Ar-Ge harcamalarının neredeyse 3’te 1’ini başkentimiz tek başına üstleniyor" dedi.
"Teknoloji tabanlı işlerde ciddi bir sıçrama yapacağız"
Bakanlığın desteğiyle Ankara’da bir firmanın yerli tünel kazma makinesi geliştirdiğini aktaran Varank, bu sayede Türkiye’nin dünyada yerli tünel kazma makinesi üretebilen birkaç ülkeden biri haline geldiğini ifade etti. Varank, söz konusu makinenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yürüttükleri Ergene Havzası Projesi’nde de kullanıldığına işaret ederek, makinenin Ar-Ge ve inovasyonun etkisini gösteren Ankara’dan çıkmış bir örnek olduğunu dile getirdi. Fırsat buldukça OSB’leri, teknoparkları ve araştırma enstitülerini ziyaret ettiğini vurgulayan Bakan Varank, "Savunma sanayisinden kök hücre araştırmalarına, güneş enerjisinden biyoteknolojiye pek çok alanda üst düzey araştırmacılarımız var. Türkiye’de teknoloji tabanlı işlerde ciddi bir sıçrama yapacağız, Ankara da bu sıçramanın en önemli merkezlerinden olacak. Ben buna yürekten inanıyorum" aktarımında bulundu.
"Türkiye orijinli marka başvuruları 3,5 kat arttı"
Türkiye’nin marka başvurularında 2011’den bu yana her yıl Avrupa birincisi olduğunu belirten Bakan Varank, "Son 17 yılda Türkiye orijinli uluslararası marka başvuruları yaklaşık 3,5 kat arttı. Türkiye toplam yerli sınai mülkiyet verilerinde dünyada 11’inci sırada" ifadelerini kullandı.
Markaların piyasa değerinin doğru ve güvenilir bir şekilde tespit edilmesi için geçen sene Sınai Mülkiyet Değerleme Şirketini (TÜRKSMD) kurduklarını hatırlatan Bakan Varank, şirketin patent, marka ve tasarım değerlendirmesi yapacağını, bu varlıkların ticarileştirilmesi ve sanayiye daha etkin bir şekilde kazandırılmasına imkan sağlayacağını anlattı.
İyi işleyen bir piyasa gözetimi ve denetimi mekanizmasının da haksız rekabeti önleyerek markalaşmaya katkı sağladığını vurgulayan Varank, "Bu sene gerçekleştirdiğimiz faaliyetler neticesinde yılın 10 ayında 59 bin 873 ürünü denetledik. 17 bin 189 ürün için teknik mevzuata uygunsuzluktan ceza kestik. 573 ürünü güvensizlik şüphesiyle teste yolladık. 141 ürün hakkında toplatma kararı aldık" diye konuştu.
İstanbul Teknik Üniversitesinde, Türk Patent ve Marka Kurumu iş birliğiyle gelecek ay "Bölgesel Gelişim Süreçlerinde Tasarım Ekosistemleri" konulu uluslararası bir sempozyum gerçekleştirecekleri bilgisini veren Bakan Varank, yurt içi ve yurt dışında yaşayan duayen tasarımcıların bu etkinlikte bir araya geleceğini, sempozyumla Türk tasarımının değerlendirilmesi ve etkinliğinin artırılmasına yönelik iş birliği alanlarını geliştirmek istediklerini söyledi.
Öğrencilere yönelik bir patent yarışması için çağrıda bulunan Bakan Varank, "Türk Patent ve Marka Kurumumuzun üniversite öğrencilerimize yönelik başlattığı yarışmada sloganımız ’Patentle Türkiye.’ Bu yarışmayla patent konusunda farkındalık oluşturmak ve öğrencilerimizi icat çıkarmaya yönlendirmek istiyoruz. 31 Aralık’a kadar patent başvurularınızı internet sitemizden yapabilirsiniz. Öğrencilerimiz arasında farkındalık oluşturacak bu ödüllü yarışmayla inşallah üniversite öğrencilerimiz arasında bilinçlendirmeyi yapmak istiyoruz” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise konuşmasında, 4. Uluslararası Ankara Marka Buluşması’nı alanında marka 250 ismi bir araya getirmesi, tecrübelerin gençlerle paylaşılması, yeni, yerli ve milli markaların ortaya çıkarılması açısından son derece önemsediğini vurguladı. Etkinlikte üniversitelerden genç girişimcilere, şirketlerden kamu kurumlarına, sanatçılardan sivil toplum örgütlerine kadar çok geniş bir kitleyle hitap edildiğini, fikir üretildiğini ve ülkeye katkı sağlandığını söyleyen Kurum, herhangi bir ürün veya hizmette ekonomik değer oluşturmanın en önemli yolunun markalaşmadan geçtiğini, markalaşmanın bugünün dünyasında var olabilmenin en önemli koşullarından olduğunu dile getirdi.
Şehirlerin marka olma sürecine değinen Bakan Kurum, şehri marka yapan özelliklerin ihtiyaçlara cevap verebilmekten geçtiğini kaydederek, "Yani insanımız bir şehirde özgünlüğü, kalıcılığı ve sağlamlığı arıyor. Can, mal, inanç, nesil, akıl emniyeti ve estetik gibi konularda eksiksiz bir şehir istiyor" diye konuştu.
Bir şehrin yaşanılabilir ve marka olabilmesi için gerekenleri sıralayan Kurum, yaşanabilir çevre ve marka şehir vizyonu çerçevesinde projeler yapmaya gayret gösterdiklerini söyledi.
Tarımdan sanayiye, ulaşımdan yeşil alanlara kadar şehirlerin 100 yıllık planlamalarını yapmak amacıyla Türkiye Ulusal Mekansal Strateji Planı’nı gelecek yıl tamamlayacaklarını dile getiren Kurum, bu gerçekleştiğinde şehirlerin marka şehir olma yolunda atılacak adımın en önemli kısmının gerçekleşeceğinin altını çizdi. Kurum, bu çalışma tamamlandığında artık tarım, turizm ve lojistik alanların Ulusal Mekansal Strateji Planı’nda korunduğu bir sürece girileceğini, insan merkezli kentsel dönüşümle, afetlere hazır, kimlikli, kişilikli, engelli dostu marka şehirler inşa edileceğini vurguladı.
Coğrafi Bilgi Sistemleri’ni geliştirdiklerini anlatan Kurum, şehirlerin dijital dönüşümünü tamamlayacak adımları da attıklarını bildirerek, “Millet bahçeleri ve iklim değişikliğiyle ilgili mücadele noktasında oluşturduğumuz ekolojik koridorlar ve yeşil alanlarımızı artırıyoruz. Ülkemizin doğal koruma alanı büyüklüğünü yüzde 9’dan OECD seviyesi olan yüzde 17’ye çıkaracak adımları atıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Özellikle doğal, kültürel ve tarihi zenginliklere sahip olan marka şehirleri korumak için imara aykırı yapılaşmaya kesinlikle müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Bakan Kurum, ecdadın emanet ettiği değerleri gelecek nesillere bırakmak için bu çalışmalara kararlılıkla davam edeceklerini dile getirdi. Kurum, şehir merkezlerinin yeniden tarihi kimliklerine kavuşturulması amacıyla, Ankara Hergelen Meydanı gibi birçok ilde proje çalışmaları başlattıklarını, Ankara’da millet bahçeleri yapacaklarını, vatandaşların yeşil alanlarda vakit geçirebileceği, ekolojik koridorlar oluşturan önemli projeleri hayata geçirdiklerini aktardı.
Bakan Kurum salondaki gençlere hitaben, "3 gün boyunca hocalarımız eğitim verecek. Yerli ve yabancı 250 konuşmacımızın tecrübesinden istifade edeceksiniz. Ülkemize değer katacak olan yeni markaların oluşturulacağı bu çalışmayı önemsiyorum. Tarihimizde olduğu gibi markalaşma kültürünün 81 ilimizde yaygınlaşmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.
Ankara Valisi Vasip Şahin ise konuşmasında, markalaşmanın güven ve kalite anlamına geldiğini belirterek, markalaşmak için tüketicinin gözünde kaliteli ve güven veren işlere imza atılması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’nin ticaret hacmini artırmak ve küresel piyasalarda kalıcı olmak için yurt dışında kabul gören markalara sahip olması gerektiğini kaydeden Vali Şahin, “Önemli olan kısa sürede marka olabilmek değil süreç içerisinde tüketicilerin aklında yer edinmiş kalıcı bir marka olabilmektir” diye konuştu.
“Marka bilincini toplumun her kesimine yaymak istiyoruz"
ATO Başkanı Gürsel Baran da Türkiye’nin zor bir coğrafyada, etrafında yaşanan sorunlara rağmen 17 yılda büyük bir başarı hikayesi yazdığını belirterek, bunu kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle sürdürmek gerektiğini söyledi.
Katma değerli üretim, inovasyona dayalı büyüme ve marka olma bilincinin en küçük işletmeye kadar aşılanması ve yarınların girişimcileri olan gençlerin bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Baran, "Uluslararası Ankara Marka Buluşmalarında da amacımız bu. Verimlilik esaslı ileri teknoloji kullanımıyla yüksek katma değerli üretim ve ihracatla Türkiye’nin rekabet gücünün yükseltilebilmesi için marka bilincini toplumun her kesimine yaymak istiyoruz" aktarımında bulundu.
Konuşmaların ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Ankara Valisi Vasip Şahin’e plaket takdim edildi.
“Yılın düğüm çözen markalarına ödül”
Bakan Varank, Bakan Kurum, Vali Şahin ve ATO Başkanı Baran, “Yılın Düğüm Çözün Markaları” olarak belirlenen ASELSAN, HAVELSAN, Hidromek, Limak Holding, Nurol Holding, Ortadoğu Rulman Sanayi ve Ticaret AŞ (ORS), Petlas, PTT AŞ, STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ, TAV Havalimanları, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) ve Yakupoğlu Tekstil ve Deri Sanayi AŞ’ye (YDS) ödüllerini takdim etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 4. Uluslararası Ankara Marka Buluşmalarını gönderdiği mesajla kutladı. Programın ufuk açıcı tartışmalara zemin hazırlamasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Dünyada ve Türkiye’de alanında marka olmuş 200’ü aşkın ismi bir araya getiren böyle önemli bir etkinliğe liderlik ettikleri için Sayın Başkan ve ekibini kutluyorum. İş dünyasında ve markalaşmada tecrübe paylaşımının oynadığı kritik rolü hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bilhassa istikbalimizin teminatı olarak gördüğümüz genç kuşakların hayallerini gerçeğe dönüştürmeleri yolunda kendi alanında değer üretmiş, markalaşmış, başarılı iş insanlarının deneyimleri oldukça önemlidir. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları, edebiyatçı, ekonomist, gazeteci, girişimci, akademisyen, fenomen ve müteşebbislerden oluşan 200’den fazla konuşmacısıyla bu noktada öncü olmuş bir platformdur. Önümüzdeki üç gün boyunca yapılacak etkinliklerin, başta öğrencilerimiz olmak üzere tüm katılımcılara gerçek manada bir ‘beyin fırtınası’ yaşatacağına inanıyorum. Değerli birikimleriyle, görüşleriyle, soruları ve eleştirileriyle programa katkı sunacak herkese şimdiden teşekkür ediyor, Uluslararası Ankara Marka Buluşmalarının şehrimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”
ATO tarafından düzenlenen Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları 30 Kasım 2019 tarihine kadar devam edecek. Üç günlük etkinlikte, ekonomist, gazeteci, girişimci, sanatçı, akademisyen, fenomen ve iş insanlarından oluşan 250’ye yakın konuşmacı yer alırken, Congresium Fuar alanında çeşitli etkinlikler vatandaşlarla buluşacak.