31 Mart'taki yerel seçimden 2 gün önce, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve 'Cumhur İttifakı' adayı Menderes Türel'in eşi Ebru Türel'e ait ses kaydı sosyal medyada paylaşıldı.
Berlin'deki sosyal medya hesabından paylaşılan ses kaydında, 'Şimdi biz ne yapacağız, biz ikili- üçlü gruplar halinde, otobüslere bineceksiniz. Konuşacaksınız, ineceksiniz. Erkekler de kahvelere gidip bunları konuşacak. Peki neyi konuşacaksınız. Mesela; PKK'lılar CHP'lilerin listesinde. Ya bunlar seçilirse ya adam baksana eş başkanları bundan sonra İstanbul'u, Ankara'yı HDP yönetecek diyor. Tehdit ediyor. Bunları söyleyeceksiniz' sözleri yer aldı.
TÜREL SUÇ DUYURSUNDA BULUNDU
Menderes Türel, kaydın yasa dışı yollarla elde edilerek, montajlandığını belirtip, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Başlatılan soruşturma kapsamında polis, 12 Nisan günü operasyon düzenledi ve olaya ilişkin 6 kişi gözaltına alındı.
Türel'in gizlice ses kaydını alan ve montajlayıp internette yayınlayan kişi olduğu belirlenen belediye şirketi ALDAŞ'ta çalışan Niyazi Ateş, çıkarıldığı nöbetçi hakimlik tarafından tutuklandı. Diğer şüpheliler adli kontrolle serbest bırakıldı.
BAŞKAN BÖCEK'İN OĞLU VE YEĞENİ SANIK SANDALYESİNDE
Türel'in şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonunda Cumhuriyet Savcısı, iddianamesini tamamlayarak mahkemeye sundu. Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, şikayetçi olarak Ebru Türel yer alırken, sanık olarak da tutuklu Niyazi Ateş'in yanı sıra babası Maksut Ateş, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in oğlu Mustafa Gökhan Böcek, yeğeni Cemil Böcek, Böcek'in seçim kampanyasında görev alan İbrahim Doğukan Demirkaya ve Batıkan Gül yer aldı.
Davanın ilk duruşması 26 Aralık Perşembe günü Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
BÖCEK VE OĞLUNDAN ŞİKAYETÇİ
Savcılığın hazırladığı iddianamede şikayetçi sıfatıyla yer alan Ebru Türel, 18 Mart 2019 tarihinde Kepez ilçesindeki seçim koordinasyon merkezinde parti gönüllüleri ile toplantı yaptığını ve 60 kişinin katıldığını söyledi. Toplantıda basın mensupları veya ses- görüntü kaydı yapan cihaz bulunmadığını belirten Türel, şunları kaydetti:
"18 Mart'taki parti toplantısında yaptığım konuşmadan sonra bir aile dostumuz gelerek, Muhittin Böcek'in oğlu Gökhan Böcek'in ofisine geldiğini ve elinde benimle ilgili ses kaydı olduğunu söylediğini ifade etti. Böcek, 'Eğer seçimde sertleşirlerse biz de bunu kullanacağız' demiş. Toplantıda kullandığım bazı kelimeler cımbızlanarak montajlama yöntemiyle bir araya getirilen 1 dakika 15 saniyelik ses kaydı, sosyal medya üzerinden 29 Mart'ta yayıma sokuldu. Görüntünün ilk 45 saniyesinde toplantıdaki konuşmam, devamında ise yerel bir televizyon kanalındaki eski bir röportajımın kaydı konulmuştu. Seçim öncesinde kişisel verileri usulsüz temin eden, montajlayan ve sosyal medyada paylaşan kişilerden, bu kaydın oluşmasını azmettiren kişilerden, ayrıca Gökhan Böcek ve babası Muhittin Böcek'ten şikayetçiyim."
İddianamede tutuklu Niyazi Ateş'in 'kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek' suçundan, diğer 5 şüphelinin ise 'kayda alınan konuşmaları yayınlamak' suçlamasıyla yargılanması talep edildi. Savcılık, sanıkların, TCK'nın 133/1 maddesindeki 'kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinlemek veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydetmek' suçlamasıyla 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasını istedi.
BELLİ HAKLARDAN YOKSUN BIRAKILMA
İddianamede, şüphelilerin TCK 53/1 maddesi gereğince 'belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaları' da talep edildi. Bu madde, bir kamu görevinin üstlenilmesinden; Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan men edilmesi durumunu kapsıyor.
KAYIT NASIL HAZIRLANDI?
Cep telefonu hatlarına yönelik HTS kayıtlarına yer verilen iddianamede, "Şüpheliler Niyazi Ateş, Maksut Ateş, Mustafa Gökhan Böcek ve Cemil Böcek'in 20 Mart 2019 günü bir araya geldiklerinin sinyal bilgilerinden tespit edildiği, 17.39 ile 22.02 saatleri arasında Çağlayan Mahallesi'nde bulundukları tespit edilmiştir" denildi.
Suçun sabit olduğunu ve şüphelilerin bu suçu işlediğini belirten savcılıkça şunlar kaydedildi:
"Şüpheli Niyazi Ateş'in müştekinin organize ettiği aleni olmayan 18 Mart 2019 tarihindeki bir parti toplantısına katıldığı, bu parti toplantısında müştekinin yapmış olduğu konuşmaları kaydettiği, kaydetmiş olduğu bu konuşmaları babası Maksut Ateş'e ilettiği, şüpheli Maksut Ateş'in bu kayıtları evine gelen diğer şüpheliler Mustafa Gökhan Böcek ve Cemil Böcek'e teslim ettiği, hukuksuz olarak yapılan bu kayıtları şüpheliler Mustafa Gökhan Böcek ve Cemil Böcek'in diğer şüpheliler İbrahim Doğukan Demirkaya ve Batıkan Gül'e verdikleri, bu şüphelilerin de kayıtlar üzerinde oynama yaparak iki kaydı bir araya getirip 1 dakika 15 saniyelik bir konuşma olarak 29 Mart 2019 tarihinde internet ortamında yayınladıkları sabit olmakla bu suçu işledikleri anlaşılmıştır."
TÜREL: ADALET KARŞISINDA HESAP VERECEK
Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Menderes Türel, davanın başlamasıyla ilgili şunları söyledi:
"Türkiye'de siyasetin ilkeli, ahlaklı bir zemine oturması adına çok önemli katkı sağlayacağını ümit ettiğim bir davanın başlangıcındayız. Tezgahlarla, kumpaslarla kirli oyunlarla siyaset mühendisliğine soyunanların gereken dersi alacağı bir yargılama süreci olacağını düşünüyorum. Gizli alınmış ses kayıtlarını, montajlayarak, ne idüğü belirsiz hesaplardan seçimlere 24 saat kala FETÖ’vari taktiklerle yayınlayanlar bu davada yargılanarak yüce Türk adaleti karşısında hesap verecek. Bu dava, Türkiye'de temiz ve ahlaklı siyaset isteyen herkesin davası olmalıdır. Yargılama sonunda varsa suçluların, ahlak dışı siyaset adına unutulmayacak bir kötü örnek teşkil edeceğini ifade ediyorum. Bundan sonra kirli oyunlarla, kumpaslarla tezgahlarla siyaset mühendisliğine soyunmak isteyenlerin etiketlerine bakılmaksızın cezasız kalmayacağının hatırlanacağı bir yargılama süreci olması en büyük dileğimdir."
(DHA)