Sezgilerinize kulak vererek ve doğru uygulamayı tercih ederek, fotoğraflarınızda çıtayı yükseltebilirsiniz. Peki, bunu nasıl yapacaksınız? Apple işinde duayen isimlerler ile birlikte birkaç faydalı ipucuyu derledi.
Apple'dan "mükemmel kare" için ipuçları
"Bize göre İstanbul’da gün batımları en güzel Galata Köprüsü’nden ve tam o saatte bindiğiniz Kadıköy vapurundan çekiliyor. iPhone X ile bu altın saatlerde gün batımının harika renklerini yakalamak oldukça kolay ve keyifli oluyor. Telefonun 12 MP geniş açı kamerası ve ƒ/1.8 diyafram özellikleri gözünüzün gördüğü renklere yakın ve oldukça net fotoğraflar çekmenizi sağlıyor. Gün batımı fotoğraflarını çekerken ekrana uzun basarak, pozlamayı ayarlayabilirsiniz, biraz düşürdüğünüzde renklerin daha belirgin olduğunu göreceksiniz. Kamerayı güneşe doğru tuttuğunuzda ise karşınızdaki kişi veya objelerin silüetlerini çekebilirsiniz. Özellikle yağmurlu günlerden sonra gün batımları gerçekten çok şahane oluyor, kaçırmayın ve güneş battıktan sonraki dakikalarda da beklerseniz inanılmaz güzellikte renklerle karşılaşabileceğinizi unutmayın. Fotoğraflardan birini de çok sevdiğimiz Mardin’de çektik. Oradaki gün batımı her zaman huzur verici oluyor." Çiler Geçici, Fotoğrafçı, @audiosoup Mehmet Kırali, Fotoğrafçı, @civilking
"Gün batımı fotolarını Üsküdar Salacak ve Kadıköy rıhtım civarında çektim.İlk adım gün batımını en iyi görebileceğimiz yerlere karar vermek. Ve tabii ki zamanında orada olmak. Bu sayede öncesi ve sonrasını, renk tonlarını görebiliriz.Gün batımı saatleri genelde huzur ve sakinlik hissi vermiştir bana. İşin teknik tarafı ise bir o kadar hareketlidir. Gün batımı ters ışıkta yapılan bir çekimdir. Objeler siluetler olarak görünür. Fotograf çekilecek kadraja karar verdikten sonra eğer hareketli ise objeler lekelerin birbiri üstüne gelmeden formlarını ortaya çıkaran ana gelene kadar beklemek, sabırla fotograf çekmek gerekir.” Kerem Uzel, fotomuhabir
"Mardin, yıllardır gitmek istediğim hep ertelediğim bir seyahatti benim için. Bu sene Mardin Bienali açılışını da bahane ederek aylar önceden programıma almıştım. Mardin denince aklıma eski şehirden seyredilen uçsuz bucaksız Mezopotamya ovası, arka fonunda bu büyüleyici manzaranın olduğu cami minareleri, medrese kubbeleri, Taş sokaklar, Çarşı içindeki bakırcılar, kültür çeşitliliği ve leziz yemekler gelir.
Mardin’deki son akşamımı Kasimiye Medresesi’nde gün batımını fotoğraflayarak değerlendirmek istedim. Bu nedenle kapanış saatine yakın gittiğimde öğrendim ki o müthiş manzara ancak çatıdan izlenebiliniyor ve o gün orada özel bir çekim olduğu için yukarı çıkılmasına izin verilmiyormuş.
Uzun yıllar medresede bekçilik dahil birçok gönüllü işte çalışmış ve emekli olmuş Mehmet Bey’in hala görev yapan oğulları Fahri Taş bize istisna yapıp çekim için yukarı çıkmamıza izin verdi. Ve buradaki siluet fotoğrafları da öyle orda çıktı. Normalde benim için gün batımından hemen önceki altın saatler olarak bilinen zaman dilimi, çok kıymetlidir. Gökyüzü pastel pembe tonlara bürünür ve benim etkilendiğim bu sihirli anlardır. Medresenin kubbesini bu şekilde çektim. Fakat diğer çekim sürdüğü için çatıda insanlar vardı. Bu durum tercih ettiğim bir ortam olmamasına rağmen bekçinin yönlendirmesiyle iPhone X’um ile siluet fotoğrafları çekmiş oldum. Arkadaşım ve benim siluet fotoğraflarımız ise bekçinin elinden :) iPhone’la çekim tekniklerine bu kadar hakim olmasından çok etkilendim."