Önce arkadaşlarından sipariş alarak yemek yapan, sonra belediyenin hanımeli pazarında yemek yapıp satan, ardından küçük bir dükkanda çeyizinden kalan küçük tencere ve küçük tüp ile yemek üretimini devam ettiren kadın şimdi açtığı yemek fabrikasında 25 kişilik istihdamı ile günlük 2 bin kişiye yemek yapıyor.
Bir hastanede radyoloji memuru olarak çalışırken memleketi Hatay'ın yemeklerini iş arkadaşlarına ikram ederek tattıran Nuriye Akar, bir süre sonra arkadaşlarının ısrarı üzerine ücret karşılığında sipariş almaya başladı. Arkadaşlarından aldığı siparişlerini evde hazırlayarak satan Nuriye Akar (54), memuriyetten emekli olduktan sonra Aksaray Belediyesi tarafından açılan Hanımeli Pazarı ile tanıştı.
Yine belediye tarafından verilen yemek kurslarına katılarak başarıyla tamamladıktan sonra haftada 1 gün semt pazarında tezgah açan Nuriye Akar, Hatay mutfağına ait yemekleri satmaya başladı. 2018 yılından 2022 yılının sonuna kadar Hanımeli Pazarında ürün satan Nuriye Akar, orada edindiği tavsiyeler üzerine küçük bir dükkan tutarak piknik tüpü ve çeyizinde sakladığı tencere ile öğrencilere yemek yapıp satmaya başladı. Bir süre sonra dükkanını büyüten Akar, işini de büyütme kararı aldı.
Organize Sanayi Bölgesinde açtığı yemek fabrikası ile endüstriyel yemek ve tabildot yemek satışına başlayan Nuriye Akar, fabrika bünyesinde 25 kişiyi istihdam ederek günlük 2 bin kişiye yemek yapıyor. Alışılagelmiş menülerle yapılan endüstriyel yemek servisinden ayrı hizmet veren Akar, tamamen doğal ürünlerle ev yemekleri yaparak bu servis anlayışını da değiştirdi. Şimdi ise okullar, fabrikalar ve kamu kurumlarına yemek üreten Nuriye Akar, Hanımeli Pazarında emek veren kadınlara da örnek oluyor.
Memurluktan yemek fabrikası serüvenine geçiş sürecini anlatan Nuriye Akar, her şeyin arkadaşlarına olan ikramıyla başladığını söyledi. İkramın ardından iş arkadaşlarından yoğun bir talep aldığını diye getiren Akar, “Devlet memurluğundan emekli oldum. Çalıştığım dönemlerde de sürekli bir şeyler üretiyordum. Memleketim Hatay olduğu için biberli ekmek, içli köfte, humus yapıyordum. Bunları iş yerindeki arkadaşlarıma ikram ederken baktım ki maliyeti çok yüksek olacak. Sonrasında arkadaşlarım da üzüldü ve biz satın alalım dediler. Böyle başladı ufak ufak.
Hiç ticareti bilmezken, yani memur zihniyeti ile baktığımız için sonrasında emekliliğim yakındı ve emekli oldum. Sonra Aksaray Belediyesinin Hanımeli Pazarı açtığını duydum. Oraya müracaat ettim ve 3 aylık kursuna katıldım. Sonra da bana yer verdiler. Orada tezgah açtım ve kendi ürettiğim salça, baharatlar, yöresel ürünlerimi sergiledim. Çok da güzel bir tanıtım oldu ve oranın bana müşteri olarak çok faydası oldu. Sonrasında hanımeli bana yetmez olunca ticareti bilmediğim için önce cesaret edemedim ama küçük bir dükkan kiraladım. Burada çeyizimden kalmış küçük bir tencere, elimdeki tüm paramı da dükkan kirasına verdiğim için tencerem ve küçük tüpüm ile başladım. Küçük tencerem ve küçük tüpüm hala durur, onlar benim uğurum.