100 yılın keşfi olarak nitelendirilen İznik gölünün tabanındaki bazilikanın ardından 2. bir bazilikayı da zeytinlik alanda bulduklarını ilk kez açıklayan arkeologlar, bölgenin Nekropark alanına dönüştürüleceğini söyledi.
2019 yılından bu yana Hisardere Nekrepolü'ndeki kazı çalışmalarının Bilimsel Koordinatörlüğünü üstlenen Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Üyesi Doç. Dr. Aygün Ekin Meriç; M.Ö. 2. yüzyılda inşa edildikleri tahmin edilen lahitlerin içerisinden çıkan mumyalanmış 2'si bayan biri erkek cesedinin müzeye kaldırıldığını söyledi.
Meriç; lahitlerden birinin bu güne kadar zarar görmeden korunduğunu; bir diğerinin ise içerisinden 2008 yılına ait bir şu şişesi kapağının çıktığını, muhtemelen bu yıllarda defineciler tarafından patlatılıp içerisinin açıldığını söyledi. 2016 yılından bu yana Hisardere Nekrepolü'nden 6 adet lahit çıkarıldığını ifade eden Meriç, bölgede yaklaşık 1,5 dönümlük alanda 2. bir bazilika keşfettiklerini söyledi.
UNESCO LİSTESİNE GİRMİŞTİ! TARİH FIŞKIRIYOR
UNESCO'nun Dünya Mirası geçici listesine dahil ettiği Bursa'nın İznik ilçesinde toprağın altından tarih fışkırmaya devam ediyor. İlk kez 1989 yılında defineciler tarafından yapılan kaçak kazılarla birlikte ortaya çıkan Hisardere Nekrapolü'nde 2016 yılında yine defineciler tarafından yapılan bir kaçak kazı sırasında 45 yaşlarında Romalı bir askere ait lahit ortaya çıktı. İçerisi su kaplı lahit restore edilip korunmaya alındı. Kaçak kazılar devam edince Alan Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1992 yılında I. Derecede Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edildi. Kaçak kazıların önüne geçmek için 2018 yılında harekete geçen Kültür ve Turizm Bakanlığı zeytin ağaçları ile kaplı alanı 1 milyon 50 bin liraya kamulaştırdı.
2019 yılında bölgede başlatılan bilimsel kazılarda Nigrenieve ve Astyrist isminde anne ve kızına ait bir lahit daha bulundu. Bu lahitide çıkaran ekipler İznik Müzesi'ne kaldırdı. O yıl devam eden kazılarda ise lahitin üst kısmında bulunan 4'üncü ve 5'inci yüzyıllara ait mozaik bulundu. 2021 yılında çalışmalara hız veren ekipler mozaiğin devamına ulaşıp zeytinlik bölgede oldukça geniş bir alana yayıldığını belirledi.
Yapılan kazı çalışmalarında duvar ve kapı girişlerini de ortaya çıkaran arkeologlar, yapının 100 yılın keşfi olarak bilinen İznik gölü tabanındaki bazilikanın ardından 2. bir bazilika olduğunu belirledi. Son bir aydır bazilikanın duvar kısımlarında kazı yapan ekipler bir birine çok yakın konumlanan Roma dönemine ait M.S. 2'inci yüzyılda yapılmış 2 ayrı lahde daha ulaştı. Etrafları Eros kabartmaları ile süslenmiş gösterişli lahitler vinç yardımıyla bulundukları yerlerden alınıp konteynerlere yüklenerek İznik Müzesi'ne götürüldü.
Gölün altındaki bazilikanın ardından 2. bir bazilika bulduklarını ilk kez açıklayan Doç. Dr. Aygün Ekin Meriç, "4'üncü ve 5'inci yüzyıla ait bir bazilika, Geç bizans dönemine ait bu bazilikaların avlularında bu şekilde mozaikler olduğunu biz biliyoruz. 30x50 boyutlarında olduğu tahmin edilen bazilika çok geniş bir alana yayılıyor. Bu bazilikalar genelde mezarlıkların bulunduğu alanlara kurulan kutsal mekanlar oluyor. Bu bazilikada küçük bir yazıt tespit ettik. Mozaiğin üzerinde bayan epiteti var. Yani bazilika bir bayana hitafen yaptırılmış. Bazilikanın planını önümüzdeki dönem yapacağımız kazılarla ortaya çıkaracağız. Bu dönemdeki bazilikaların aşağı yukarı hepsi aynı. 2021 yılında yaptığımız çalışmalarda ortaya çıkardığımız bu iki lahit bizi çok mutlu etti" dedi.
'N' HARFİ ŞEHRE İSMİNİ VEREN İMPARATOR KARISI 'NIKE' Mİ?
Bazilikanın avlu kısmında üzerinde tamamen geometrik yapılar ve 5'inci yüzyıla ait bezemelerden ve motiflerden oluşan mozaik olduğunu belirten Meriç, "bazilikanın ismi "N" harfi ile başlayan bir kadın için yapıldığını söyledi. Sıradan bir kadın için bazilika yapılmayacağının da altını çizen Dr. Meriç, "Bu dönemde kadınlar için yapılmış bazilikaların var olduğunu biliyoruz. Antik kaynaklarda bilgisi var. Bu kadın belki soylu bir kadın, çok varlıklı bir kadın olabilir. Bu yapının sponsoru olmuş olabilir. Şuan elimizdeki bilgiler ilk verilere göre derlenen bilgiler ele geçirilen kalıntılar üzerinde çalışıldıktan sonra daha sağlıklı bilgiler vermeyi umut ediyoruz diye konuştu. İznik Müze Müdürü Arkeolog Ahmet Türkmenoğlu ise Hisardere Nekrapol alanında 2021 yılı içerisinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında 2 adet lahit ve bazilika yapısına rastladıklarını söyledi. Daha önce çıkarılan lahitlerin müzede teşhir edildiğini belirten Türkemoğlu, "1999-2018 yılları arasında kaçak kazılar yoluyla dört lahit (Gregorios Lahdi, Tanrılar Lahdi, Antigonos Lahdi ve Nigrenie ve Kızı Astyrist ‘in Lahdi) çıkarılmaya teşebbüs edilmiştir. 2018 yılında Hisardere alanı Bakanlığımız tarafından kamulaştırılmış ve bilimsel kazılara başlanmıştır. 2019 yılında başlayan sistemli kazılarda lahitler dışında İznik’e özgü aile mezarları olan “Terrakota Plaka Çatılı Oda Mezarlara” rastlanmıştır. 2021 yılı çalışmalarında orta nefi mozaik döşemeye sahip bir bazilika ve iki adet Eros bezemeli lahit ortaya çıkarılmıştır. İznik Arkeoloji Müzesi inşaatı tamamlandığında bütün lahitler oluşturulacak bir lahitler salonunda sergilenecektir. İlerleyen dönemlerde hazırlanacak bir proje ile alanının bir “Nekropark” olarak düzenlenmesi düşünülmektedir. Nekropol alanı 24 saat güvenlik kameralarıyla izlenmekte ve İznik Jandarma Komutanlığı tarafından denetlenmektedir" diye konuştu.
ŞEHRE İSMİNİ VEREN 'NIKE'
M.Ö 4. Yüzyılda İskender’in komutanlarından Antigones’in bölgede hakimiyet kurup bölgeyi ele geçirmesiyle, kendi isminden de yola çıkarak “ Antigonia” adını kente vermiştir. Büyük İskender’in valilerinden biri olan Lysimakhos, Antigones ile girdiği savaş sonunda zaferle ayrılmış ve kente hakim olmuştur. Kenti himayesine alan Lysimakhos, eşinin isminden (Nike) esinlenerek kentin adını “Nikaia” olarak değiştirmiştir. Helenistik kültürün etkisi azalınca Bithinya krallığının hakimiyetine girmiştir. Bithinya kralı Nicomedes’in vasiyeti üzerine Roma idaresine geçen şehir, 123 yılında şiddetli depreme maruz kalmış ve harabeye dönmüştür. Roma imparatoru Hadrianus tarafından yeniden inşa edilmiştir. Bundan dolayı da Hadrianus şehrin iki kurucusundan biri olarak bilinmektedir.