Eserlerin arasında bulunan Halit Olgaç isimli vatandaşın hediye ettiği 1900 yılından kalma düdüklü tencere ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. 122 yıllık düdüklü tencere görünümüyle de dikkat çekiyor.
“BU MÜZENİN BİR HİKAYESİ VAR”
Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Koç, yaptığı açıklamada geçmişte kullanılan araç ve gereçleri gelecek kuşaklara aktarmak için müzeyi oluşturduklarını belirterek, “Bu müzenin bir hikâyesi var, bir yaşanmışlığı var. Bu müze yapılmadan önce burası normal bir koridordu. Bu koridorlarda modern mutfaklar var. Burada okuyan çocuklar modern mutfaktaki her şeyi yeni icat edilmiş gibi görüyor. Çocuklarla sohbet ettiğimde, biz bu suyu helkelerle taşırdık, bu yoğurdu bakraçlarla yapardık dediğimizde bana bakraç ne diyorlardı, helke ne diyorlardı. Bu modern yapının anlamlılığı bir değer kazanamıyordu. Bu eserleri içselleştirebilmek, korumak, sürdürülebilirlik ilkesiyle gelecek nesillere emanet edebilmek için bu müzeyi inşa ettik” diye konuştu.
Müzede sadece Sivas değil, bağışlarla birlikte çevre illerden de gelen 86 eserin sergilendiğini söyleyen Prof. Dr. Hakan Koç, “Bu müzede şuan 96 tane bir birinden kıymetli eserimiz var. Sadece Sivas ölçeğinde değil, çeşitli, bağışlar yardımıyla Erzincan’dan, Yozgat’tan, Kayseri’den, Samsun’dan, Ordu’dan, Anadolu’nun her bir köşesinden burada izler var. Gençler burada şunu görüyor, ben bu modern mutfağa atalarımın birikim sayesinde sahip olduğumu biliyorum, bu mutfağı korumalı, geliştirmeli ve gelecek nesillere aktarmalıyım, Fikrini içselleştirmişlerdir. Bugün baktığımız zaman 3 yıl önce inşa ettiğimiz bu mutfaklar, kullanışlı halde gelecek kuşaklara aktarabiliyoruz." dedi.
Prof. Dr. Hakan Koç, müzede asırlık bir düdüklü tencereleri bulunduğunu ifade ederek, “Bu müzenin hakikaten çok güzel bir amaca hizmet ettiğini gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. 1900’lü yılların sonundan kalma eserimiz var, o eserde ilk düdüklü tencere. Bir bağışçı tarafından hediye edilmiştir. Teşhir amaçlı müzemizde sergiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Turizm öğrencilerinin teorik derslerini müzede gördüğünü anlatan Prof. Dr. Hakan Koç, “Bu müze turizm fakülteleri içeresinde ilktir, kompakt bir yapıya hizmet etmektedir. Çocuklar öncelikle burada geliyor, teorik derslerini görüyorlar. Teorik dersten çıktıktan sonra uygulamalı derse geçerken bir müzenin içeresinden geçiyorlar. Dolayısıyla ilimle ve sevgiyi bütünleştiriyoruz. Bu değerin gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla yeni bağışçıların bizde olmayan eserleri göndermesi durumunda adlarını yaşatacağımızı buradan ifade edebilirim” şeklinde konuştu. (İHA)