Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Ataşehir'deki Zübeyde Hanım Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü'nde düzenlenen "Öğretmenlerle İstanbul Buluşması Semineri"nde yaptığı konuşmada, yeni dönemde belirledikleri üç odaktan en önemlisinin öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimlerini desteklemek olduğunu belirtti. Okullara gönderilen parayla ilgili de konuşan Bakan Özer'in konuşmasında "Garip olan şey şu" diyerek ifade ettiği ayrıntı da dikkat çekti. İşte detaylar...
BAKAN ÖZER'DEN ÖĞRETMENLERLE İSTANBUL BULUŞMASI SEMİNERİ'NDE ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Milli Eğitim Bakanlığının 2020'de düzenlediği eğitimlere katılan öğretmen sayısının 1,2 milyon, öğretmen başına düşen eğitimin 44 saat olduğunu kaydeden Özer, Ağustos 2021'den itibaren bu yaklaşımları sisteme enjekte ettikten ve Öğretmen Bilişim Ağı'nı (ÖBA) devreye soktuktan sonra, yıl sonunda öğretmen başına düşen eğitimin 94 saate çıktığını anlattı.
Bakan Özer, birer haftalık ara tatilin uygulanmaya başlandığı ilk dönemde öğretmenlerin ÖBA üzerinden ortalama 3,1 eğitim aldıklarını, sonraki dönemlerde sayının 4'ün üzerine çıkmaya başladığını belirterek, "2022 yılındaki hedefimiz öğretmen başına düşen eğitim saatinin 120 saat olmasıydı. Gelinen noktada 9 ayda öğretmen başına düşen eğitim 192 saate çıktı. Bu son 30 yılın rekoru." dedi.
Muhalefetin eğitimle ilgili yapılan yatırımları düşük göstermek için öğrenci başına düşen harcamaları baz aldığına değinen Özer, "Ama öğrenci sayısının ne kadar arttığını, bu artışa rağmen öğrenci başına harcamanın da artmaya devam ettiğini ıskaladılar. 20-30 yıl geriye gittiğiniz zaman öğretmen sayısını da göz önüne almanız lazım, öğretmen başına düşen eğitim saatinde. Yani 500 bin öğretmenin olduğu 2000'li yıllardan, 1,2 milyon öğretmenin olduğu bir eğitim sistemine geldik. Buna rağmen rakamlar giderek yükseliyor. Muhtemelen 200-250 rakamıyla öğretmen başına düşen eğitim saatiyle bu dönemi tamamlamış olacağız." ifadelerini kullandı.
ÖĞRETMENLERİMİZİN MESLEKİ VE KİŞİSEL GELİŞİMLERİ İÇİN 2022'DE BÜTÇEYİ 292 MİLYONA ÇIKARTTIK
Milli Eğitim Bakanı Özer, farklı yaklaşımlarla öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerini desteklemeye devam edeceklerini ve eğitimlerin çeşitliliğini artırmaya başlayacaklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Ama bu yaklaşımımızın yeterince algılandığını düşünmüyorum. Bunu kullanılan bütçeden takip edebiliyorum. 2021 yılında öğretmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimleri için kullanılan bütçe miktarı 8,9 milyondu, yani 9 milyon, hatta artırın 10 milyon deyin. 2022'de bu bütçeyi 292 milyona çıkarttık. Bunun 210 milyonunu okullarımıza gönderdik ki okullar kendi öğretmenlerinin tüm kişisel gelişimlerini desteklesinler diye. Kullanılan miktar yüzde 10'u değil bütçenin. Ama yine hamdediyorum. Çünkü öğretmenlerimiz eğitim istiyor ama Bakan olarak 'Bütçemiz yok arkadaşlar destekleyemiyoruz.' demek durumunda değilim. Tam tersine okullara bütçeyi gönderip okulların bütçesini kullanamadığı bir durumla karşı karşıyayız. Burada da en büyük eksikliğimiz Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğümüzün biraz daha aktif olması gerekiyor. İl müdürlerimizin, ilçe müdürlerimizin okullarımıza 'Size Bakanlık bütçe gönderdi. Bu bütçeyi sonuna kadar kullanın. Öğretmenlerimizin kişisel gelişimleri için.' diye bilgi vermesi gerekiyor."
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU
Diğer bir açılımın Öğretmenlik Meslek Kanunu olduğunu ifade eden Özer, "14 Şubat 2022 yılında yayımlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu, sadece bir başlangıçtır, nihai kanun değildir. Her kanun gibi toplumsal taleplere göre yeni ilavelerle zenginleşecek, gelişecek olan bir kanundur. Önemli olan bu kadar büyük bir eğitim sistemine sahip olan bir ülkede öğretmenlere mahsus olan bir kanunun Meclisten çıkmasıdır." dedi.
Bakan Özer, kanundaki kariyer sisteminin iddia edildiği gibi yeni bir sistem olmadığına dikkati çekerek, Hüseyin Çelik'in bakanlık yaptığı 2004'te Temel Eğitim Kanunu'nu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndaki değişiklikle aday öğretmenlik, öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenliğin ilk kez uygulandığı halinin problemlerinin çözülerek, yeni kanuna derç edildiğini söyledi.
Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik şartını sağlayan yaklaşık 614 bin öğretmenden 526 bin 159'unun, yani yüzde 88'inin eğitimini tamamlayarak Öğretmenlik Kariyer Basamakları Sınavı'na başvurduğunu kaydeden Özer, öğretmenlerin kendisiyle rekabet edeceğini çünkü kotanın olmadığını, sınavda başarılı olan her öğretmenin uzman öğretmen ya da başöğretmen unvanı alacağını bildirdi.
Bu imkandan maksimum öğretmeni faydalandırmak istediklerini ve bu eğitimler ile sınavların her yıl tekrarlanacağını belirten Özer, "Sınavla ilgili hiçbir değişiklik olmayacak ama eğitim alanındaki doktora, master yapanlarla ilgili veyahut uzman öğretmen olduktan sonra hizmet yılından dolayı başöğretmen olmadan emekli olma durumunda olacak öğretmenlerle ilgili yeni iyileştirmeler yapacağız." diye konuştu.