Davut CAN/İZMİR, (DHA)- HALK arasında 'kene' ya da 'bit' olarak da adlandırılan, boyları iki milimetre iken balıkların dillerine yapışan ve dildeki kanı emerek büyüyen, zamanla 3- 4 santimetre boya ulaşan 'İsopoda' (tesbih böceği) ailesine mensup parazit türleri, görenleri şaşırtıyor. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haşmet Çağırgan, hamam böceğini andıran bu tür parazitlere balıkların ağızlarında sık sık karşılaşıldığını belirterek, "Bizler ve balıkçılar bu tür parazitlere yabancı değiliz. Hem yüzey, hem de dip balıklarında sıklıkla karşılaştığımız bir durum. İnsan sağlığı açısından bir sorunu yok, ancak balığa büyük sorunlar yaratıyorlar" dedi.
Levrek, çipura, palamut, karagöz gibi hem yüzey, hem de dip balıklarının dillerine, boyları 2 milimetre civarındayken yapışan ve yapıştığı dildeki kanı emerek beslenen 'İsopoda' ailesine mensup bazı parazit türleri, internette ya da reel yaşamda ilk defa karşılaşanları şaşırtıyor. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haşmet Çağırgan, balıkların dillerinde yuva yapan bu tür parazitlerin görüntülerinin hamam böceğini andırdığını belirterek, "Bu tür parazitlere bizler de balıkçılar da yabancı değil. Hem yüzey, hem de dip balıklarında sıklıkla karşılaştığımız bir durum. Larva halindeyken yapıştıkları dillere kancalarını geçirirler ve dildeki kanı emerek hayatta kalırlar. Kimisi 3- 4 santimetrelik boya ulaşır. İnsan sağlığı açısından herhangi bir olumsuz durum oluşturmazlar. Zaten balıkçılar, bunlara artık alıştıklarından, hemen bir pense ya bıçak gibi aletle paraziti çıkarırlar ve işlerine devam ederler" dedi.
BALIĞIN KİLO ALIP ETLENMESİNİ ÖNLÜYOR
Bu parazitlerin balık sağlığı açısından oldukça tehlikeli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çağırgan, "Bu parazitler balığın ağzında mekanik bir tıkaç halini alıyor. Balığın yemesine, içmesine mani oluyor ve sürekli onun kanını emdiği için de kansızlık gibi durumlar oluşuyor. Bu parazitler ayrıca bazı bakteriyel ve viral balık hastalıklarını da balıklara taşıyor. Balıkların kilo almalarını ve etlenmelerini engellerler. Bu da bazı balık çiftliklerinde verimi oldukça azaltır. İki üç kat daha büyük olabilecek balıklar, dillerindeki bu parazitler nedeniyle kilo alamazlar ve sürekli kan kaybederler. Bu parazitler ilk defa 1959’da tespit edildiler. Kirlilikle veya kültürle alakalı değil, hem doğal ortamda, hem de kültürü yapılmış balıklarda görülebiliyor" dedi.
'YEM SANMIŞTIM'
İzmir’de, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'nda amatör olarak olta balıkçılığı yapan Zafer Akman, "Bir kere bu durumla ben de karşılaşmıştım. Eşim balığın ağzında görmüştü bunu, ancak ben yem zannetmiştim. Açıkçası, bu zamana kadar yem zannediyordum ama değilmiş" dedi.
Bir diğer balıkçı Muzaffer Uslu da, "Bir kere karşılaştığımı hatırlıyorum, ama nerede ve tam olarak ne zaman hatırlamıyorum. Elimle çıkarmıştım balığın ağzından. Biz genelde 'bit' diyoruz ve çok tehlikeli olmadığını biliyoruz. Balığın diline yapışıp dilin yerine geçiyor, diyorlar. Belki başkaları daha sık karşılaşmıştır, ama ben bir kere gördüm" dedi.
Balıkçılardan Yasin Özüdoğru da, söz konusu parazitle birçok defa karşılaştığını ve çeşitli yöntemlerle paraziti çıkarıp, balığı da yediğini, hiçbir zararını görmediğini söyledi.
FOTOĞRAFLI