Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Doğrusu bu adayın tutmadığı, tutmayacağı da o günlerde de söylemiştik. Şimdi biz bir hafta kala da tutmadığını görüyoruz. Çatı çatırdamakta arkadaşlar. Ve 10 Ağustos'ta bu çatının altına girenlerin o çatı altında kaldığını 77 milyon ve bütün dünya da Allah'ın izniyle görmüş olacak" dedi. Bursa'da İl Dernekleri Federasyonunu ziyaret eden İşler, burada yaptığı konuşmada, "Rahmetli Özal'ın bir öngörüsü vardı; demişti ki 90'lı yıllarda, 21. Yüzyıl Türkiye asrı olacak. İşte şimdi 21. Yüzyıl Türkiye asrı olacak şekilde bu yola devam ediyoruz" ifadesini kullandı. İşler, 21. Yüzyıla Türkiye olarak iyi başladıklarını belirterek, "Aslında bir iki yıl iyi başlamadık ama 3 Kasım 2002'den sonra, 2001 krizini atlattıktan sonra, 2002'den itibaren milletimizin vermiş olduğu kararla milletimiz, benimsediği, güvendiği, kendisine umut veren kadroyu, lideri iş başına getirdi ve o günden bugüne çok şükür yeni bir türkiye inşa ediliyor. Ve bu inşa inşallah devam edecek" diye konuştu. Yeni Türkiye'nin inşasından rahatsız olan güçler bulunduğunu kaydeden İşler, şöyle devam etti: "Bunun için de yakın zamanda çeşitli olaylar yaşadık. Önce 2013 yılında mayıs ayında bildiğiniz gibi Gezi olaylarını başlattılar. Gezi olayları Türkiye'nin karıştırılması operasyonuydu. Yeniden Türkiye'de sokak çatışması çıkarmak ve sokak hareketleriyle hükümeti alaşağı etme operasyonuydu. Sandıktan umduğunu bulamayanlar, demokrasiden biçare bir sonuç olamayacağını düşünenler, çatışmadan kavgadan şiddetten beslenme gayretiyle sokakları terörize ettiler. Hatırlayın o günleri; Türkiye'yi karıştırma çabası içinde oldular." - Hükümetin dik duruşu Ülkeyi karıştırma hesapları yapanların bir konuyu hesaplayamadıklarını belirten İşler, şunları aktardı: "Ama bir şeyi hesaplayamadılar. Sayın Başbakanımızın o dik duruşunu ve kararlı duruşunu hesaplayamadılar. Hükümetimizin dik duruşu neticesinde Gezi olayları başarısızlıkla sonuçlandı. Haziranda bu olaylar oldu, 6 ay geçmeden 5 ay sonra bu sefer 17 ve 25 Aralık yargı darbesi girişimiyle yeniden Türkiye karıştırılmak istendi ve bütün bunlarla siyasi istikrardan önce ekonomik istikrar hedeflendi. Ekonominin istikrarsızlaştırılması hedeflendi. Ve dikkat ediniz Gezi olaylarında bu sene hazirana kadar falan dikkat ettiğinizde, ekonomik göstergelere baktığınız zaman pek çok şeyin değiştiğini görürsünüz. En önemlisi de 17 Aralık operasyonu olduğu zaman Sayın Başbakanımız faiz lobisini işaret etmişti. Gezi olaylarında da aynı şekilde yüzde 4'lere inen faizler birden yüzde 10'lara, 11'lere çıkmak durumunda kaldı. Bu ne demek? Sizin, bizim cebimizden birtakım paraların birilerinin cebine zahmetsiz, külfetsiz bir şekilde girmesi demek. Biz yüksek seviyelerde, yüzde 60'larda aldığımız faizi yüzde 4'lere kadar düşürdük. Bundan çok ciddi şekilde faiz lobisi rahatsız olmuştu. Yeniden işte bunları yaparak ekonomik istikrarsızlık çıkararak, faizlerin yükselmesi, işte 10, 11'lere çıktığı, mümkünse yüzde 20'lere, 30'lara çıksın ki beyefendiler, beyefendilerin kasaları sonuna kadar dolsun. Bu isteniyordu. Ama çok şükür hükümetin dik duruşu neticesinde sonuç alamadılar. Ve 30 Mart seçimlerinde dikkat ederseniz milletimizin desteğiyle büyük bir başarıya imza attık." - "Türkiye'de bir ilk yaşanıyor" Türkiye'de bir ilk yaşandığını dile getiren Emrullah İşler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Malumunuz olduğu üzerine 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birtakım olaylar yaşandı. 367 garabeti ortaya atıldı. Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanımız aday gösterildiği zaman hiç kimsenin aklına gelmeyen, o güne kadar uygulanmayan veya aranmayan bir şart Sayın Abdullah Gül için arandı ve 367 garabetini Anayasa Mahkemesi de o zaman onayladı ve seçtirmediler. Biz de bununla beraber erken seçim kararı alarak seçime gittik ve seçimden sonra da Cumhurbaşkanımızı gümbür gümbür seçtirdik. Cumhurbaşkanımız da 7 yıldır görevinin başında ve inşallah bu ay sonunda görev süresi dolacak. Şimdi bu olaylar yaşandıktan sonra o zaman bir anayasa değişikliği yaptık ve referanduma gidildi, neticesinde milletimiz kararını verdi. Daha önce vekillerin kullanmış olduğu yetkiyi milletimiz dedi ki; 'hayır siz bizim vekilimizsiniz, vekaletimizi alıyoruz, şimdi biz kendimiz Cumhurbaşkanını doğrudan seçeceğiz' dedi. Ve bir ilki yaşıyoruz." "Cumhurbaşkanımızı inşallah milletimiz doğrudan seçecek" diyen İşler, şöyle devam etti: "2012 yılında da bir kanun değişikliğiyle yine ilk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde oluyor, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları yerlerde oy kullanmasının hakkını tanımış olduk. Bunu da ilk defa bu seçimde yaşıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, genel seçimlerde ve referandumlarda yurtdışında bulunan vatandaşlarımız bulundukları yerlerde oy kullanabilecek. Yurtdışında milyonlarca insanımız yaşıyor. 2 milyon 700 binin üzerinde seçmenimiz var yurtdışında. Bundan önceki seçimlerde yurtdışındaki vatandaşlarımızın gümrük kapılarında oy kullanma oranı yüzde 5'leri geçmiyordu. Bu dönem ilk defa yaşanıyor, bu sayı artacak. Ama biz katılımın daha fazla olmasını bekliyorduk. Fakat Yüksek Seçim Kurulu
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, ''Doğrusu bu adayın tutmadığı, tutmayacağı da o günlerde de söylemiştik. Şimdi biz bir hafta kala
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz