Barnum etkisi ne demektir? Barnum etkisi zihni nasıl yanıltıyor? İşte cevabı...
Fallara neden inanırız?
YAŞANMASI MUHTEMEL OLAYLARI KENDİMİZE HAS SANABİLİRİZ
Özellikle fal bakıldığında oluşan, genel bir durumu bile kendine özel sanıp, buna inanma durumuna, 'Barnum Etkisi' denir. Bir diğer adı 'Forer' olan bu etki, kişinin geleceğine dair duyumlar alırken, olmasını istediği duruma inanması gibi bir zihinsel yanılmadan ibarettir.
BEYİN, KİŞİYİ GEÇMİŞ VE ŞİMDİ HESAPLAMASINA İTER
Fal esnasında beyin, kişiyi içinde bulunan durum ve geçmiş tecrübeler arasında kendince birtakım hesaplamalar içerisine sokmaya iter. Bu hesaplama, gelecekte neler olabileceğine dair birtakım bilgiler verirken, onların ne kadarının doğru olabileceğini de hesaplar. Sonuç birçok seçenek barındırınca, hiçbir şey bilmeyen bir insanın vardığı yargılar bile %85 oranında doğru çıkacaktır.
'ASTROLOJİ VE FALCILIK, ALGILARI YANILTIR'
'Barnum Etkisi'nin bir diğer adının Forer olmasında, 1948 yılında bu konuyla ilgili gerçekleştirdiği çalışmalar ile adından söz ettiren Amerikalı psikolog Bertham Forer'in etkisi vardır. Bertham Forer; astrolojinin, falcılığın ve bazı kişilik testlerinin, algımızı yanlış yönlendirdiği konusunda çalışmalar yaparken, bu tür sözde bilimlerin sahtekarlığına da değinmiştir.
FORER DENEYİ
Amerikalı psikolog Bertham Forer, yaptığı deneysel bir çalışmada; öğrencilere, kendileriyle alakalı olduğunu, onlara özel olarak hazırlandığını iddia ettiği bir metin verir. Halbuki metin, Forer tarafından gazetelerde yayınlanmış, yıldız fallarından derlenmiş bir metindir. Forer, öğrencilere, verilen metinlerin onlara uygun olmadığını sorar. Hatta bu uygunluğu, 5(çok uygun) ve 0(hiç uygun değil) arasında puanlamalarını ister. Öğrencilerin, %85'i verilen sahte analizin doğru olduğunu söylerler. Deney, defalarca yapılsa da sonuç değişmez. Forer'in deneyine katılan bütün öğrenciler, aynı karakterde olmadığına göre, varılacak tek sonuç, verilen metnin kapsayıcı olmasıyla ilgilidir. Astroloji ve fal kültürü de herkesi kapsayan, genel sonuçlar verdiği için, kimse kendisinden bir parça bulma konusunda zorluk çekmez.
GEÇMİŞTEKİ YIKIMLAR VE GELECEK KAYGISI, GÜZEL HABERLERİ BENİMSEMEMİZİ KOLAYLAŞTIRIR
Geçmişte yaşadığımız üzüntüler, travmalar ve kayıplar, özgüvenimizin zedelenmesine neden olur. Tüm bunların üstüne, zihnimize binen gelecek kaygısıyla boğuşmak için, güzel haberler duymaya ihtiyaç duyar ve onları benimsemekte zorluk çekmeyiz. Duyduklarımızın doğru olma ihtimaline, bu denli hızlı sarılma sebebimizin altında, tam olarak bu psikoloji yatar.