Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Burada ölmek kanunen yasak!

Longyearbyen, Norveç’te bulunan küçük bir kasaba. Bu kasabada ölmek resmen yasak. Mezarlığa yeni cenaze alımı işlemi de yıllar önce durdurulmuş durumda. İşte ölmenin yasak olduğu Longyearbyen kasabasının ilginç öyküsü...

Kuzeyde 78. paralelin üzerinde bulunan Longyarbyön, Norveç'in kuzey sahili ile Kuzey Kutbu arasındaki Svalbard takımadalarından birinin üzerinde. Kasaba, bir dağın eteğindeki rüzgâra korunaklı vadiye inşa edilmiş küçük ahşap evlerden oluşuyor. 1500 nüfuslu kasabada uygulanan ölüm yasağının detaylarına gelecek olursak, bunun sebebini kasabanın aşırı soğuk olması olarak özetlemek mümkün. Yasağın temel aldığı olay ise 1917’de çıkan bir salgında nüfusun önemli bir kısmının ölmesi üzerine yapılan araştırmada virüsün kaynağının 70 yıl önce mezarlığa gömülmüş bir ceset olduğu ortaya çıktı.

Soğuk hava yüzünden deformasyona uğrayamayan cesetler taşıdıkları olası virüsler nedeniyle halkı salgın tehlikesiyle baş başa bırakıyordu. Bu sebeple bilim insanları burada defin işlemi gerçekleştirmeyi yasaklamış durumda. Kasabadaki bir diğer garip şeyse 1500 kişi dışında popülasyonun büyük bir kısmını kutup ayılarının oluşturuyor olması. Buraya gelip de ağır şekilde hastalanma talihsizliğine uğradıysanız, bir uçağa bindiriliyorsunuz ve ömrünüzün son günlerini Norveç'in başka bir yerinde geçirmek zorunda kalıyorsunuz. Yok, uçağa yetişemediniz ve hastalığa ya da kazaya bu topraklarda kurban gittiyseniz, o zaman dahi bu topraklara gömülemiyorsunuz.

BU KASABADA GÜNEŞ HİÇ BATMIYOR

Longyarbyen’in hikayesiyle ilgili çok ilginç detayları BBC yazarlarında Duncan Bartlett kaleme aldı. Bartlett bölgede yaşayan psikoterapist Kristin Grotting'in misafiri oldu ve Longyarbyen hakkında ilginç bilgiler edendi. İşte Bartlett’in Longyarbyön kasabasıyla ilgili ilginç izlenimleri…

Kristin Grotting, psikoterapist. Buraya 12 yıl önce yerleşmiş. Açık renk cildi yazları sürekli gökyüzünde parlayan güneşin etkisiyle kızarmış. Kutup bölgesinde, mart ile ekim arası uzun bir tek gün gibi. Güneş hiç batmıyor. Ama hiç bir zaman da pek iyi ısıtmıyor. Longyarbyön körfezine bakıyoruz beraber. Açıklıyor, eskiden sürekli buz olan bu körfez, artık kış ortasında bile donmuyor. Çevresindeki buzullar da giderek eriyip küçülüyor. Çok değil on yıl kadar önce, kar motosikletleriyle gezdiklerini anlatıyor körfezin üzerinde. Şimdi bu mümkün olmuyormuş. Küresel ısınma Kristin Grotting'i kaygılandıran tek konu değil. Emekli olduğunda ne yapacağını düşünüyor. Çünkü bu kasabada yaşlılar ve bakıma muhtaç insanlar için hiç bir olanak yokmuş.

ÖĞRETMENLER SÜREKLİ SİLAH TAŞIYOR

Yaşlılar için huzurevi yok ama anaokulu var Longyarbyön kasabasının. Kışları aylar süren karanlık gece boyunca çocuklar yaptıkları kocaman ve sapsarı güneş resimleri ve kabartmalarını asıyorlar pencerelere. Çocukların bazıları psikoterapi kliniğine geliyor. Kristin sürekli kalın kış giysileri içinde dolaşmaktan çocukların kollarını bacaklarını özgürce hareket ettirmeyi öğrenemediklerini anlatıyor. Anaokulunun bahçe duvarı dışında ise çocukları çok daha büyük tehlikeler bekliyor. Öğretmenler bu yüzden sürekli silah taşıyorlar. Çünkü Longyarbyön 1500 insanın yanı sıra, kutup ayılarının da memleketi. Üniversite birinci sınıfa başlayan her öğrenci, ilköğretim gününde, kutup ayısının nasıl vurulup öldürüleceğini öğreniyor.

İlk tavsiye, "Hayvanın başını vurmak zordur, göğsüne nişan al. Eğer ayıyla karşılaştığında silahın yoksa dikkatini dağıtmak için eldivenlerini çıkarıp uzak bir yere at, belki dikkatini dağıtabilirsin. Eğer ağzını şapırdatır gibi sesler çıkartıyorsa öldürmeye hazırlanıyor demektir. O zaman, ayıya, Longyarbyön'de ölmenin yasak olduğunu hatırlatmayı dene, bakarsın hukuka saygısı vardır". Şaka bir yana, Longyarbyön'de bu tehlikeli hayvanları meşru savunma dışında öldürmek kesinlikle yasak. O durumda bile olayı Svalbard valisine bildirmek gerekiyor. Ziyaretine gittiğim, vali Per Sefland'ın ofisinde içi doldurulmuş koca bir kutup ayısı var. "Vallahi ben vurmadım" diyor. Vali tam tersine, başkent Oslo'da avukatlık yaparken, sırf doğal hayata düşkünlüğü nedeniyle buraya tayinini istemiş.

HUSKİ KÖPEKLERİ YAŞAMDA ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP

Sefland'la birlikte kasabanın kızaklarını çeken huski köpeklerini görmeye gidiyoruz. Çalışmadıkları zamanlarda, köpekler körfeze bakan bir merkezde büyük kafesler içinde yaşıyor ve balıkçıların getirdiği fok etleriyle besleniyorlar. Huskilerin kampının hemen yakınına kutup ördekleri yerleşmiş. Köpeklerin sesinden ürken kutup tilkileri burada onları rahatsız edip yumurtalarını ve yavrularını çalamıyormuş. Yazlar neyse ama mevsim daha doğrusu gün kışa döndüğünde yaşam daha bir çetinleşiyor bu topraklarda. Bembeyaz, kıpır kıpır ördek kolonisine bakınca, insanlar da kış uykusuna yatabilseydi diyorum, dev bir kuştüyü yorganın sıcaklığına gömülüp.

Ölmenin yasak olduğu kasaba!

En Çok Aranan Haberler