İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi Orta Doğu'da yeni bir kanlı sayfa açılabilir. Benim isteğim Türkiye'nin Orta Doğu politikasını 180 derece değiştirip barış eksenli bir çizgiye oturtmasıdır. Orta Doğu bir bataklıktır." dedi.
Kılıçdaroğlu, Yenikapı Etkinlik Alanı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen "Sosyal Adalet ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" konulu toplantıda kadın muhtarlarla bir araya geldi.
İşsizliğin en temel sorun olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, çalışma çağına gelen herkesin alın teri dökme hakkı, mecburiyeti olduğunu aktardı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul tartışmalarına değinerek, "Hangi parayla yapacaksın? Aç çocuğun karnını doyurdun mu? İşsize iş buldun mu? Paran varsa bunları versene, fabrika kursana, çiftçiye desteği versene. Çiftçi üretsin." diye konuştu.
İstanbul Üniversitesindeki yemekhane düzenlemesine de değinen Kılıçdaroğlu, "Bunlar bizim çocuklarımız. O anne baba çocuğunu üniversiteye göndermek için neler yapmadı ki? Bu çocukların sabah kahvaltısını kestiler. Yemeklerini kesiyorlar. Ya bunlar bu memleketin çocukları kardeşim. Yani tasarruf yapa yapa üniversite öğrencisinin yemeğine, kahvaltısına mı sıra geldi? Tasarruf yapacaksan yap, sarayında yap tasarrufu kardeşim. Üniversite öğrencisinin tasarrufu mu olur?" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomi politikalarını eleştirerek, şunları kaydetti:
"21. yüzyılın Türkiye'si Londra'daki bir avuç tefeciye teslim edilmemeli ekonomik olarak. Diyeceksiniz ki 'Nasıl teslim edildi?' 2019'un 11. ayına kadar toplam 17 yılda, Londra'daki bir avuç tefeciye Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ödediği faizi vereceğim size. 163 milyar 691 milyon. Ne diyorlardı? '50 milyon dolar para bulamadık, tank-palet fabrikasını Katarlılara verdik.' Tefeciye gelince 163 milyar dolar. Saniyede ödediğimiz faiz ne kadar biliyor musunuz? Saniyede ödediğimiz faiz 585 dolar. Niye bu kadar faiz ödüyoruz?"
İstanbul'da yaşayıp denizi görmeyen, Boğaz'ın ne olduğunu bilmeyen çocuklar olduğunu, o açıdan İstanbul'un üzerine özel olarak titrediklerini belirten Kılıçdaroğlu, İstanbul'da bir Suriyeli gerçeği olduğunu ifade ederek, "Suriyeli gettoları oluşmuş vaziyette. Şu soruyu kendi vicdanınıza sorun. Bu dış politikanın, bu Suriye politikasının kazanını kim? Türkiye burada ne elde etti? Ben 'Orta Doğu bataklığına girmeyin.' dediğim zaman koro halinde beni suçladılar." dedi.
Bir katılımcının "Ama tezkereye 'evet' dediniz." şeklindeki yorumuna Kılıçdaroğlu, "O ayrı, o noktada 'hayır' diyemezsiniz zaten. Orada çocuklarımız var, askerlerimiz, sivil toplum örgütleri var. Orada Suriyeli çocuklara, kadınlara hizmet eden sivil toplum örgütleri var. Onların bir çatışma ortamı içinde olmasını asla doğru bulmayız." yanıtını verdi.
- Libya tezkeresi
Kemal Kılıçdaroğlu, yaşanılan dış politikanın faturasının ağır olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi İdlib'den geldiler, 40 bin kişi geldi. 40 bin daha gelecek. Geçen Sayın Bakan'a sordum 'Kaç kişi gelir?' 1 milyon kişi, bazıları da 2 milyon kişi diyor. Senin sayı az. Suriyelilerin bari toplamını getirseydiniz buraya. Nasılsa hepimiz bakacağız bunlara. Peki bu dış politikadan bizim bir kazancımız yoksa kimin kazancı var? Suriye'nin petrol yataklarını kim ele geçirdi? Hiç bu soruyu sormuyor musunuz kendinize? Amerika ve Rusya oraya yerleşmedi mi? Taşeronluğunu kim yaptı? Bize yaptırdılar."
Orta Doğu ile tarihsel bağlar olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, daha önceki hükümetlerin Orta Doğu'ya karışmadığını savundu.
Kılıçdaroğlu, "Türkiye Orta Doğu'da hakem konumundaydı. Orada bir sorun çıkarsa gelir Türkiye'nin kapısını çalarlardı. Şimdi Türkiye taraf oldu. Hakem rolünü kaybetti." dedi.
Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin tezkereyi eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi çocuklarımızı Libya'ya gönderiyorlar. Niye Libya'ya gidiyoruz? Fizan'ı duymuşsunuzdur. Fizan, Libya'daki çöldür. Bizim askerlerin orada ne işi var? Hangi gerekçeyle gidiyoruz biz oraya? Bu sorun çözülmeli mi? Evet, çözülmeli. Müslüman kanı akıyor mu? Evet, akıyor. Nasıl çözeriz? Birleşmiş Milletler diyor ki 'Ben mevcut hükümeti destekliyorum ve tanıyorum Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni. O zaman gidersin dersin ki Birleşmiş Milletlere, 'Burada kan akıyor, senin de barış gücün var. Gönder buraya barış gücünü. Libya'da huzuru sağlasın da kan akmasın. Bunları da biz ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak gelelim barıştıralım.' Yetmezse Arap Birliğini çağırırsın. Diplomasiyi kullanmıyorlar. Diplomasi farklı bir şeydir."
- General Kasım Süleymani'nin öldürülmesi
Kılıçdaroğlu, büyükelçilerin sıradan insanlar olmadığını, diğer ülkelerle olan bütün ilişkilerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil ettiklerini belirterek, "Peki size bir soru çikolata kutusunda rüşvet alan bir kişiyi büyükelçi tayin ederseniz o ülkenin vatandaşı size nasıl bakacak? Tutanaklar, senetler var. Bunları siz büyükelçi tayin ederseniz Türkiye'nin itibarı ne olacak? Ben buna isyan ediyorum, itiraz ediyorum, ben istiyorum ki bu ülkede hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin herkes isyan etsin." dedi.
Konuşmasında, İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin öldürülmesine de değinen Kılıçdaroğlu, Süleymani'nin İran'ın önemli bir askeri, Orta Doğu politikasında da etkin bir kişi olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu "Şimdi Orta Doğu'da yeni bir kanlı sayfa açılabilir. Benim isteğim Türkiye'nin Orta Doğu politikasını 180 derece değiştirip barış eksenli bir çizgiye oturtmasıdır. Orta Doğu bir bataklıktır." diye konuştu.
Şimdi bataklıktan çok tehlikeli sinyaller geldiğini, bütün dünyanın diken üstünde olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu konuda son derece dikkatli ve tutarlı bir politikaya ihtiyacımız var. Amerika'nın yaptığı da yanlıştır. Bir ülkenin komutanını öldürüyorsunuz. Bu bir çatışmaya, ülkeler arası çatışmaya zemin hazırlamaktır. Diplomasiyi yok etmektir bu. O da yanlış. Çatışma en son başvurulacak şeydir, diplomasi değerli bir şeydir. Bizler tüm bunları dikkate almak zorundayız."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasete girecek kişinin temiz olması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Siyaset kirliliği kabul etmez. Çünkü kirli olduğunuz andan itibaren başkaları sizin kirliliğinizi şantaj olarak kullanır. Neden söylüyorum bunu? Eğer bir ülkenin, güçlü, egemen bir ülkenin lideri kalkıp da sizin ülkenizdeki bir siyasetçiye 'Bak beni kızdırma, senin mal varlığını araştıracağım' dediği andan itibaren, mal varlığı araştırılacak olan kişi çıkıp da 'Sen kim oluyorsun da benim mal varlığımı araştırıyorsun? Araştırmıyorsan namertsin. Bu millete verilmeyecek hesabım yoktur.' diyebiliyorsa onu alnından öpersiniz. Ama bu tehdide ve şantaja karşı tek laf etmiyorsa o zaman oturup düşünmemiz lazım."
Programa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP'li milletvekilleri, ilçe başkanları ve kadın muhtarlar katıldı.
Çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İmamoğlu da mahkemenin Kanal İstanbul Projesi'nin iptal istemini reddetmesine ilişkin, sürecin devam ettiğini, bunun bir sonuç olmadığını, bu nedenle sonuçlanmayan bir süreçle ilgili konuşmak istemediğini söyledi.
İmamoğlu, projeden çekilme sebeplerinin idari bir sıkıntı olduğunu, olmayan bir yetkiyle bir protokol imzası atıldığını belirterek, bu yanlıştan dolayı protokolden vazgeçtiklerini ilettiklerini kaydetti.
(Bitti)
- "Şimdi Orta Doğu'da yeni bir kanlı sayfa açılabilir. Benim isteğim Türkiye'nin Orta Doğu politikasını 180 derece değiştirip barış eksenli bir çizgiye oturtmasıdır. Orta Doğu bir bataklıktır" - "Bu konuda son derece dikkatli ve tutarlı bir politikaya iht