HABER

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Ümraniye Kitap Fuarında söyleşiye katıldı:

"Bugün Batı dünyası medeniyet adına söyleyecek sözünü hızla tüketiyor. İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor. Bu sözünü, nerede, ne zaman, nasıl söyleyecek, bu sorunun cevabı önümüzdeki 10 yılın seyrini, olayların istikametini de belirleyecek" - "Son dönemde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dış politikada Suriye'de, Libya'da attığımız adımlar birçok oyunu bozdu"

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Bugün Batı dünyası medeniyet adına söyleyecek sözünü hızla tüketiyor. İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor. Bu sözünü, nerede, ne zaman, nasıl söyleyecek, bu sorunun cevabı önümüzdeki 10 yılın seyrini, olayların istikametini de belirleyecek." dedi.

Kalın, 14 Aralık'ta açılan Ümraniye Kitap Fuarı'nın kapanışında "Barbar, Modern, Medeni" konulu söyleşiye katıldı.

Türkiye'nin birçok alanda geliştiğini belirten Kalın, "Bugün Türkiye sosyal, siyasi, kültürel, ekonomik, akademik bütün alanlarda çok büyük bir dönüşümden geçiyor. Önümüzdeki hafta kendi elektrikli milli otomobilimizin lansmanını yapacağız. Bilim ve teknolojiden, İHA'sından SİHA'sına, savunma sanayi alanından çok farklı alanlarda çok ciddi adımlar atılıyor." diye konuştu.

Kalın, Türkiye'nin dış politikada önemli adımlar attığına değinerek, şunları anlattı:

"Son dönemde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dış politikada Suriye'de, Libya'da attığımız adımlar birçok oyunu bozdu. Bu dengeler bozulduğu için Türkiye'ye verilen tepkilerin şiddetini daha da artarak izliyoruz. Ama ne Suriye'de Barış Pınarı Harekatıyla attığımız adıma verilen tepkiler ne Libya'da yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde verilen tepkilerin sertliği, bizim Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruma, muhafaza etme anlamındaki çabamızı hiçbir şekilde geriletmeyecek. Tam tersine bu alanlarda biz kararlı, ilkeli duruşumuzu bundan sonra da devam ettireceğiz. Dolayısıyla bir toplum eğer ayağa kalkacaksa, bu her sektörde bir silkinme ile ayağa kalma ile söz konu olabilir. Bilimde ilerleyeceksek bunu kültürden, sanattan, ayrı düşünemeyiz."

- "Ayağa kalkıp silkinip, bu geleneğin zenginliklerini ortaya çıkarmalıyız"

Batı ile İslam dünyasını kıyaslayan Kalın, "Çok zengin bir hazinenin üzerinde maalesef uyuşuk bir şekilde oturuyoruz. Artık ayağa kalkıp silkinip, dayandığımız bu geleneğin zenginliklerini ortaya çıkarmamız gerekiyor. Bugün Batı dünyası medeniyet adına söyleyecek sözünü hızla tüketiyor. İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor. Bu sözünü, nerede, ne zaman, nasıl söyleyecek, bu sorunun cevabı önümüzdeki 10 yılın seyrini, olayların istikametini de belirleyecek." ifadesini kullandı.

İnsanın kendinden dolayı kıymetli olduğunu belirten Kalın, insan, ahlak ve güzellik araçsallaştırıldığında ortaya korkunç sonuçlar çıkacağını söyledi.

Kalın, "Modern kapitalizmin hepimizin üzerine empoze ettiği yaşam biçimi, ilişki, tüketim kültürü, haz kültürü gibi her şeyi araçsallaştırmaya meyilli olduğu için artık bazı şeylerin kendinde, bizatihinde kıymetli olduğunu unutur olduk. Bizim tekrar bazı şeylerin hiçbir şeyin aracı olamayacağını, bizatihi kendisi için iyi, güzel ve doğru olduğunu yeniden hatırlamamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

Neşet Ertaş gibi önemli bir ismi büyük usta yapan duruşun, abdal geleneği içerisinde, henüz söylenmemiş olanı keşfedip onu kendi üslubuyla söylemesi olduğunu ifade eden Kalın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz Neşet Ertaş'ı dinlediğimizde 'Evet bu Neşet ustanın tınısı, bozlağı' deriz. Çünkü o gelenek içerisinde henüz söylenmemiş olanı keşfetmiş, ona yabancılaşmadan ona bir şeyler eklemiştir. Geleneği bu şekilde canlı tutmaya devam etmiştir. Bugün biz de kendi geleneğimize böyle bir dinamik bakış açısıyla bakmalıyız. Onu sadece romantize eden, nostaljik bir geçmiş haline getiren bir malumat yığını olmaktan çıkartıp kendisinden sürekli beslenebileceğimiz bir kaynak olarak görmeliyiz."

- "Başkasının aynasında kendimizi görmeyi bırakalım"

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur romanından örnek veren Kalın, "Başkasının aynasında gördüğümüz suretler üzerinden kendimizi anlamaya çalıştık ve hüsran ile erdi sona her şey mealinde, romanın kahramanı Mümtaz'ın o çelişkilerini anlatır. Başkasının aynasında kendimizi görmeyi bırakalım. Kendi aynamızda, kendimize bakıp bir nefis muhasebesi yapalım. Üzerinde bulunduğumuz bu büyük hazinenin imkanlarını yeniden keşfedelim. Bunu yaptığımız zaman dünyaya çok daha geniş bakış açısıyla bakabiliriz." değerlendirmesini yaptı÷

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bir vatandaşın İstanbul yerel seçimleriyle ilgili sorduğu soruyu şöyle yanıtladı:

"Cumhurbaşkanımız her zaman şunu söylemiştir, 'Milletin mesajı her mesajın üstündedir.' Milletin sandıkta verdiği, milletin seçimden önce ve sonra verdiği mesaj bizim için her zaman çok önemlidir. Cumhurbaşkanımız her seferinde tevazu ile hareket etmemiz gerektiğini söylüyor. Ölçüyü şaşırdığımız zaman ortaya çıkabilecek sonuçların neler olabileceğine dikkat çekiyor. Demek ki bizim, daha fazla çalışmamız lazım, bir sonraki seçimde inşallah İstanbul seçmeni bizi tekrar bu şehri yönetmeye layık görecektir. Durmadan, duraklamadan çalışmaya devam edeceğiz."

Bu arada İbrahim Kalın, söyleşi öncesinde fuarda yer alan stantları gezerek, katılımcılarla sohbet etti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Ümraniye Kitap Fuarında söyleşiye katıldı:

- "Bugün Batı dünyası medeniyet adına söyleyecek sözünü hızla tüketiyor. İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor. Bu sözünü, nerede, ne zaman, nasıl söyleyecek, bu sorunun cevabı önümüzdeki 10 yılın seyrini, olayların istikametini de belirleyecek" - "S

En Çok Aranan Haberler