Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik 72 sanık hakkında hazırlanan yeni iddianamede, örgüt üyesi bazı sanıkların İsrailli siyasetçilerle görüşmeler yaptıkları, bu kapsamda bir sanığın örgütü temsilen İsrail'e gidip siyasetçi Yehuda Glick ile görüştüğü bilgisine yer verildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu, 42'si firari 72 sanık hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Oktar'ın bir numaralı sanık olduğu 1017 sayfalık iddianamede, 72 kişi "şüpheli", 21 kişi "mağdur", 9 banka ise "suçtan zarar gören" sıfatıyla yer aldı. Örgütün kuruluş amacı ve faaliyetleri anlatılan iddianamede, haklarında dava açılan sanıkların eylemleri detaylı olarak ele alındı.
İddianamede tutuklu sanık Ali Sadun Engin'in örgüt içinde "Sado" lakabını kullandığı, özellikle ABD ve İsrail ile örgüt arasında köprü vazifesi gördüğü, örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın talimatıyla İsrail'de düzenlenen ve örgüt tarafından organize edilen konferanslarda konuşmacı olarak yer aldığı belirtildi. Sanığın yurt dışından gelen bürokrat ve yabancı siyasetçilerin rehberliğini üstlendiği, ayrıca Oktar'ın A9 TV'deki yayınlarında konuşulacak konuları belirleyip, kanalın para transferini organize ettiği kaydedildi.
İddianamede, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen Altuğ Revnak Eti'nin, sanık Engin'in İsrail'in eski Likud Partisi Milletvekili radikal haham Yehuda Glick ile bağlantılarını anlatması dikkati çekti. Eti, ifadesinde, tutuklu sanık Ali Sadun Engin ile örgütsel konferans verdiklerini, bu konferansta "tapınakçılar"dan olan Timothy Hogan başkanlığındaki 9 kişilik ekiple tanıştıklarını söyledi. Ekibin sanık Sinem Tezyapar tarafından Türkiye'ye getirtildiğini ve yol parası dahil tüm masraflarını örgütün karşıladığını anlatan Eti, "Ali Sadun Engin ve ben bu misafirlere İstanbul'da tarihi mekanları gezdirdik. Gelen Mason ekip, tapınakçıların kuruluş yeri olan Küçük Ayasofya'da bize tapınakçılık hikayesini anlattı." ifadelerini kullandı.
Sanık Engin'in, Adnan Oktar ve mason ekiple birebir yaptığı görüşmelere katıldığını, İsrail ve dünyada dini anlamda en güçlü haham organizasyonu olan Sanhedrin Meclisi ile Oktar'ın talimatı üzerine "Bacılar Grubu" aracılığıyla bağlantıya geçtiklerini aktaran Eti, yine masrafları örgütçe karşılanan ve aralarında Ben Abrahamsın ile Yesheyahu Hollander'in de bulunduğu 8 kişilik ekibe İstanbul'da tarihi ve kendileri için kutsal olan yerleri gezdirdiklerini kaydetti.
Oktar'ın bu ekiple toplantılar yaptığı ve sonrasındaki süreçte sanık Engin'in davetli olarak örgütten birkaç kişiyle İsrail'e gittiği bilgisini veren Eti, ifadesine şöyle devam etti: "Orada önce Sanhedrin ekibi aracılığıyla siyasette söz sahibi olan Likud Partisi Milletvekili Yehuda Glick ile tanıştırdılar. Yehuda Glick de siyasiler ile tanıştırdı. Sanhedrin ekibi ise dindar olan Shas Partisine yakındı. Likud Partisi İsrail'de o dönem ana muhalefet partisiydi. Shas Partisi ise her zaman yüzde 10 oy oranına sahip dindar bir partiydi." Eti, Sanhedrin ekibinin daha sonra örgüt elemanlarını ABD'deki Ortodoks Yahudiler ile bağlantıya geçirdiğini ve bu sayede kendisinin ve Engin'in New York'taki Birleşmiş Milletler Merkezi'nde toplantılara katılma imkanı bulduğunu belirtti. Örgütün sözde Ankara sorumlusu olduğu bildirilen sanık Ayfer Gökmenli'nin bazı milletvekilleri, siyasiler ve yazarlarla Adnan Oktar'ın vekili olarak görüşmelere katılıp lobi faaliyetleri yürüttüğü bilgisi de iddianamede yer aldı. İddianamede, sanığın ayrıca şahsi evini örgüt evi olarak kullandırdığı ve eşinin ölümünden sonra mal varlığını örgüte devrederek örgütü fonlamayı amaçladığı tespitinde bulunuldu.