Fransa’nın tutuklama talebi üzerine Interpol tarafından kırmızı bültende aranırken Adana’da yakalanan DEAŞ üyesi kadın teröristin, kaldığı hücre evinden 2 ay boyunca dışarı adım atmadığı ortaya çıktı.
Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü DEAŞ’a üye olduğu gerekçesiyle Fransa tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılan ve Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan Tunus kökenli Fransız vatandaşı Soumaya Raissi’nin (30) sahte Suriye kimliğiyle Adana’nın merkez Seyhan ilçesi Namık Kemal Mahallesi’nde saklandığını tespit etti. Polis, saklandığı hücre evine baskın düzenleyerek kadını 14 Ekim tarihinde gözaltına aldı. Terör örgütü üyesi kadın, çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı.
“1.5 aydır hücre evinde sahte kimlikle saklanıyor”
Interpol tarafından “çok tehlikeli, eylem yapabilir, gördüğü yerde tutuklanmalıdır” notuyla aradığı zanlı kadının 1,5 ay önce Namık Kemal Mahallesi’nde 4 katlı bir evin 1. katını aracılar marifeti ile kiraladığı belirlendi. Genç kadının hiç dışarı çıkmadığı evi F.Y. isimli bir erkeğin kiraladığı, sakallı iki kişinin de sürekli eve gelip giderek ihtiyacını karşıladıkları tespit edildi. Ev sahibinin bile kadını 14 Ekim günü polisler gözaltına aldığı sırada gördüğü ortaya çıktı. Zanlı kadına evi F.Y.’nin de internet üzerinden aylık 700 liraya kiraladığı belirlendi. Zanlının, bir çocuğuyla kaldığı evde aile için bulunabilecek bütün yaşam malzemelerinin bulunduğu görülürken, kadının ikinci kocasının da Suriye’de kaldığı, bu nedenle bütün ihtiyaçlarının örgüt tarafından karşılandığı öğrenildi.
Psikoloji bölümünü 2. sınıftan bırakıp evlendi, örgüte katıldı
Bu arada kadının Tunus’ta 2010 yılına kadar bir üniversitenin psikoloji bölümünde eğitim aldığı, 2. sınıfta okuduğu sırada ilk eşi Rached Hüseyin Raissi ile evlenip Fransa’ya yerleşerek Fransız vatandaşı olduğu, DEAŞ terör örgütüyle de kocasının tanıştırdığı ve örgüt elemanı olduğu öğrenildi. Zanlı karı kocanın, haklarında 2016 yılında Fransa’da aranma kararı çıkınca yasa dışı yollardan Suriye’ye kaçtıkları, kocasının ise 2016 yılında Gaziantep’te yakalanıp tutuklandıktan sonra sınır dışı edildiği öğrenildi.
Zanlı kadının kocasıyla bağı koptuktan sonra Suriye’de örgüt tarafından evlendirildiği, çocuğunun da ikinci kocasından olduğu tespit edildi. Zanlı kadının DEAŞ’ın uyuyan hücrelerinden biri olduğu, her an eylem yapabilecek potansiyele sahip olduğu öne sürüldü. Ayrıca kadının kesinlikle telefon kullanmadığı, bütün ihtiyaçlarını Adana’da kendisine ev kiralayan şahsın karşıladığı öğrenildi.