Fenerbahçe'nin Konyaspor karşısında 0-0 berabere kalmasıyla şampiyonluk yarışında büyük yara almasının yankıları sürerken, usta isimler Sarı-Lacivertliler'in Konyaspor mücadelesine dair dikkat çeken ifadeler kullandı.
''Fenerbahçe’nin bugün itibariyle lig hedefinden de kopmasında birçok faktör rol oynadı, bu etkenler içinde en üste ben Fenerbahçe başkanının ve teknik adamının dar vizyonunu koyarım. Arabistan’daki Süper Kupa için dahi uçağa U19 takımını almak, Urfa’daki maça çıkmamak, Olympiakos ilk ayağında asları dinlendirmek feci kararlardı. O aşamalara gelen futbolcuların emeğine saygısızlıktı. Büyük takım tüm cephelerde tüm kupaları kazanmaya oynar çünkü. Kupa seçmez. Ancak neredeyse onlar kadar büyük bir vizyonsuzluk da devre arası transferindeki hamlelerdi: Fred’e ve Tadic’e alternatif olabilecek Lincoln’ün gönderilmesi, ligin en iyi yerli santrforlarından Umut Nayır’ın ikna edilemeyip Serdar Dursun’un alınması bence yanlış kararlar. Tüm bu vizyonsuz kararların bedelini ödüyor Fenerbahçe bence.''
''Konya, altın değerinde bir puan aldı. Fenerbahçe de buna yardım etti. Dün gece için şunu söyleyebiliriz. Fenerbahçe intihar etti. Kendi ipini kendi çekti. Hiçbir bahanesi yok. Bakınız Galatasaray ve Fenerbahçe kendi iç sahalarında oynadığı maçlarda hakemlerden yara alamazlar. Ne olursa olsun hakemler takdir haklarını Fenerbahçe ve Galatasaray'ın lehlerine kullanırlar. Deplasman için bir şey diyemem. Lig bu sezon bu hale geldiyse Fenerbahçe iç sahada kaybettiği puanlara baksın. Birisi herkesi yenerken diğeri bir yenilgi, 3 beraberlik aldı. Böyle gergin maçta hakem büyük hata yapmadan 90 dakikayı bitirdi. Kısaca Fenerbahçe'nin oyun planı şu; saldım çayıra, Mevlam kayıra… Ama dün akşam Mevlam kayırmadı Fenerbahçe'yi…''
''Değişikliklerden sonra Cengiz ve Szymanski dışında daha efektif bir Fenerbahçe vardı sahada. Ancak moral yoktu. Belli ki, ezeli rakibe rekorları, averajı, malı-mülkü kaptırdığından beri yerlerdeydi o. Fenerbahçe golsüzlüğünün teknik açıklaması, Konyaspor kalecisi Slovik’in sağlam refleksleri ve kanat ortalarının Batshuayi yerine son dokunuşta yaşadığı sıkıntı süren Dzeko’ya denk gelmesi şeklindeydi. İşin psikolojik boyutunu ise İsmail Kartal’a, Ali Koç’a sormak lazım. On dakika kala “patron çıldırdı” ve son değişiklik hakkını kullanarak Tadic’i çıkarıp Serdar Dursun’u aldı; üç santrafor yaptı takımı İsmail Kartal. Hem de formunun dibine inmiş Szymanski orada öyle dururken. Orkestraya 24 kemancı koyarak “çok sesli müzik” yaptığını sanan arabeskçi fantezisi gibi! Şimdi Galatasaray bir yenilecek, bir de Fenerbahçe’ye yenilecek! Kartal’ın matematiği böyle. 'Süper Kupa’ya “vatanı- milleti-futbolu” düşünüp protesto için U19 ile çıkan Fenerbahçe, artık biraz da kendini düşünsün ve Galatasaray derbisinde aynı işlemi tekrarlayıp, hem sezonu ezeli rakibi karşısında ezilip fark yiyerek bitirmesin, hem de protestosunu derinleştirsin. Namı yürüsün!''
''İsmail Hoca'nın kurgusunda ezber yine bozulmadı. Bu kalabalığa ilk yarı tek santrfor ile saldırdı, sonrasında Batshuayi ile dengeyi sağladı. Topa ve pozisyonlara hakim olmalarına rağmen, tabelayı değiştiremiyorlardı. Ve Dzeko belki de gole en çok yaklaştığı maçtaydı. Vurdu kaleciye, vuramadı auta. Tam ona göre pozisyonlarda kaçtı bunlar üstelik. Tadic'in maç başındaki karşı karşıyasını da ekleyebiliriz buna. Takımı, "Şampiyon yapsın" diye gelenler "Kırık diş" oldular en kritik 90 dakikada. Böyle maçların taktiğinin içinde, "Ekstra" performanslar gerekir.''
"Şu hatalı bu hatalı diyemiyoruz. Dzeko ile İcardi'nin farkı şu; Galatasaraylı oyuncu yakaladı mı atıyor… Ne Dzeko kadar mücadele ediyor ne de onun kadar koşuyor ama yakaladı mı atıyor. Dzeko ise çok kaçırıyor. Dün bazı kafa şutları var ki bu kafalara Avrupa'da en iyi vuran santrforlardan ama golü yapamadı. Sonuçta; F.Bahçe için %99 oranla bir yıl daha heba oldu. Kolay değil, 10 senedir şampiyonluk yok. Bugünden itibaren Fenerbahçe'de çok taş yerinden oynar. Hatta Ali Koç bile...''