Tuaregler, Afrika Berberileri'nin bir kolu ve 1000 yıldır Burkina Faso, Cezayir, Libya, Mali ve Nijer arasındaki bölgede yaşamlarını sürdürüyorlar. Yarı göçebe bir toplumlar, bu yüzden de deve sırtında Sahra'yı geçerek bugünlere gelmişler.
Bu kadar insancıl bir toplum olmalarında elbette ki kadınların etkisi büyük. Tuaregler dünyada çok az bulunan anaerkil toplumlardan biri.
Tuaregleri kadınlar özgürce karar verip birçok hakka gerçekten sahipler. Karar verici olanlar onlar.
Önceleri kırmızı boyalı çadırlarda yaşayan sonradan ise kendi evlerini yapmaya başlayan kadınlar, mülklerin sahibi. Bu da onların söz hakkı olmasını sağlıyor.
Evlenmeden önce diledikleri kadar sevgilisi olabilen kadınlar, aynı zamanda eğer geceyi bir erkekle birlikte geçirdilerse erkekler sabah develerine binip orayı terk etmek zorunda. Ayrıca eğer bir erkek o çadır veya evde yemek yiyecekse ancak o çadırdaki kadınla beraber olduğunda bunu yapabiliyor. Aksi halde erkeğin orada yemek yemesi ayıp karşılanıyor.
Bir kadın kiminle ve ne zaman isterse o zaman evleniyor. Eğer evliliğin bitmesini isterse de bitiyor. Çocukları olduğunda ise soyadı mutlaka anneden geçiyor. Yani bugün yaşadığımız toplum yapısının neredeyse tam tersi. Boşanma partileri de cabası, eğer bir kadın boşanmak isterse bunu bir ritüel-eğlence ile kutluyorlar. Erkek de devesine binip annesine evine geri dönmek zorunda kalıyor.
Peçe takan Tuareg erkekleri, 'Sahra'nın Mavi Adamları' ismiyle de anılıyorlar. Araştırmacılar bu toplumu keşfettiklerinde erkeklere neden peçe taktıklarını soruyorlar. Cevap ise fazlaca romantik... Kadınların yüzlerinin güzel olduğunu ve açmaları gerektiğini, kendilerininse yüzlerini gizlemeleri gerektiğini söylüyorlar.
Dünyanın geri kalanında kadınlar sürekli medeni durumlarıyla veya fiziksel görünümleriyle yargılanırken, Tuaregler'de böyle bir ayrım yok. Kadınlar her yaşta, bekarken de evliyken de boşanmışken de önemli.
Fakat doğurganlık ve itibar olarak değil, toplumu bir arada tuttukları ve karar verenlerin anneler olmaları sebebiyle annelik bu toplumda oldukça önemli bir yer kaplıyor.
Dünyanın incisi gibi özel bir toplum olsalar da onların değerini bilen insan sayısı çok az. İslam aleminin baskısı, kentleşmeyle geleneklerin zayıflaması ve kimi Tuaregler'in kendi kültürünü dünyanın geri kalanına göre yanlış bulması, onları tehdit ediyor. Hatta bazı Tuaregler kendi dilleri Tamasheq yerine Arapça konuşmaya başlamılş. Çöl ikliminin savaşçı kadınları umuyoruz ki kültürlerini ileriye taşır ve dünyanın geri kalanına da ilham verir.