Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT, (DHA) - TOKAT'ta yaşayan ve yorgancılık mesleğinin son temsilcilerinden olan, 27 yıllık yorgan ustası Tamer Oruç (40) , büyük emeklerle üretilen el yapımı yorganın pek çok avantajı olduğunu ancak genç nesiller tarafından tercih edilmediğini söyledi.
Tokat'ta yaşayan evli ve 4 çocuk babası Tamer Oruç, yorgancılık mesleğine 13 yaşındayken çırak olarak başladı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra kendi iş yerini açan Oruç, bugünlerde unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasına giren yorgancılık mesleğini devam ettirmeye çalışıyor.
İlkokulu tamamladıktan 1992 yılında yorgancılık mesleğine çırak olarak başladığı belirten Tamer Oruç, "Eskiden yorgancılık güzel bir meslekti. Çok değerli bir meslekti. Herkes yorgan dikmez, dikemez. Ama şimdi fabrikasyon çıktı. Elyaf dediğimiz olay çıktı, yorgan işi biti. Bizim yaptığımız yorganın özelliği kışın asla üşütmez olması. Kışın üşütmediği gibi yazın da terletmez. Yazın bu yorganları ince yapar, battaniye şeklinde kullanırsınız. Ama bugün bir elyaf yorgan alsanız yazın terlersiniz, kışın da üşürsünüz. Çünkü ham maddesi naylondur" dedi.
'GENÇ NESİLLER TERCİH ETMİYOR"
Eskiden herkesin yün yorgan kullandığını belirten Oruç, "Şimdi kimse kullanmıyor. Eskiden düğün olduğunda kat kat yatak yapardık. Kat kat yastık, yorganlar yapardık. Şimdi ise birer tane yaptırıyorlar. Hazır yorgan alanlarsa genelde kışın bize gelip 'Üşüyoruz' diyorlar. ‘Yün getirin’ diyoruz ancak bulamıyorlar. Biz de 'Yazı bekleyeceksiniz' diyoruz. Yazdan yaza 3-4 ay işimiz oluyor. Hazır yorganlara bakılırsa yün yorganlar çok ucuz. Bugün 100 lira ile 200 lira arasına en güzel yün yorganı alıyorsunuz. Bugün bir fabrikasyon yorgan alsanız 200 lira veriyorsunuz. Hiçbir özelliği yok. Naylon ne kadar değeri olabilir ki? Bugün devletimiz bile naylona vergi çıkardı" diye konuştu.
'ÇIRAK YETİŞTİREMİYORUZ'
Mesleği devam ettirecek çırak bulamadıklarından da yakınan Oruç, bu işi yapmak isteyenlerin erken yaşta başlaması gerektiğini belirterek, "Bazen okul tatillerinde gelenler oluyor. 3 ayda bir şey öğrenemeyeceklerini söylüyoruz. Bazıları da 'Liseden sonra geleyim' diyor. 18 yaşından sonra hiçbir çocuğa iğne tutturma şansımız yok. İğneye küçükken el alışacak. İğne girdiğinde çıktığında parmak ucu hissedecek. Yani çırak yetiştiremiyoruz. Devletimiz teşvik de vermiyor. İş-Kur'dan geliyorlar. Bize 20 yaşından sonra gelen adamlara iş öğretemeyiz. Biz devletimizden çırak istiyoruz" dedi.
FOTOĞRAFLI