Posta'dan Selim Keleş, Eser Yeneler ile 3 Adam’ı, özel hayatını, oyununu konuştu.
Eser Yenenler'den çok konuşulacak açıklamalar
Hedefiniz nedir?
Hedeflerime ulaştım. Mutsuz insanların beni gördüğünde mutlu olması dışında bir hedefim yok. ;
Hep kendinizle dalga geçiyorsunuz. Kilo takıntınız var mı?
Bunu çok sorguluyorum. İnsan istediği her şeyi başarabilir. Ben de gerçekten zayıflamak isteseydim, zayıflardım. Dolayısıyla içten içe şişman olmayı seviyorum. Takıntı meselesine gelince, içimde ortaya çıkmayı bekleyen bir yakışıklı var. Bir de baskın bir tombik var. İkisinin mücadelesi yıllardır sürüyor. İçimdeki yakışıklı, “Bak 33 yıldır tombiğiz, biraz da bana hak ver hayatının geri kalan döneminde” dedi. Ben de biraz daha sağlığıma dikkat ettiğim bir döneme girdim. Değişimi göreceksiniz, sadece zayıflama üzerine söylemiyorum.
Sporla aranız nasıl?
Bu dönem çok iyi. Yakışıklı Eser’in baskısı galip geliyor.
ROMANTİZMLE ÖKÜZLÜK BENDE İÇ İÇE
Romantik misiniz, bugüne kadar yaptığınız en romantik jest nedir?
Onu kız arkadaşlarımın söylemesi lazım. Romantizmle öküzlük bende iç içe. Hep romantik değilim ama oldum mu tam olurum. Hediye konusunda iyiyimdir. Güzel hediyeler alırım, etkilenir kız arkadaşlarım. İçinde bir fikir olsun isterim hediyelerin. Mesela bir kız arkadaşıma, onunla tanışma hikâyemizi baştan sona ayrıntılarıyla anlatan bir karikatür kitabı çizdirip doğum gününde vermiştim.
Oo çok iyi fikir! Peki arkadaşlarınıza?
Arkadaşlarım çok eski olduğu için sıkıldım biraz onlara hediye almaktan. Artık İbrahim'e (Büyükak) ve Oğuzhan'a (Koç) ne alabilirim? Ama İbrahim iyidir o konuda, hiç atlamaz. Sadece bize değil çevresindekilere de alır. Bizim yanımızda verir, bizi de unuttuğumuz için rencide eder.
Arkadaşlarının ilişkilerini bozuyor gibi gösterildiniz. ‘Kötü çocuk’ olmak rahatsız ediyor mu?
Tabii ki ediyor. Magazin dünyası öyle gösterdi. İlişki dediğin, iki kişi arasında yaşanır. Bitecekse onlar bitirir. Başlarken onların başlattığı gibi. Böyle bir şey olsaydı, güya ayırdığım çiftler benimle konuşmazdı. Hepsi hâlâ arkadaşım. Zaten onlardan tepki gelmediği için bu yakıştırma tutmadı.
Sizin ilişkileriniz neden bitiyor?
Gece-gündüz dengesinden dolayı bitiyor genelde. Saatlerimiz uymuyor. Onlar yatarken ben uyanıyorum. Bir de, benim bir numaralı önceliğim işim, o yüzden. Sevdiğim bir işi yapıyorum. Hayatım boyunca olmak istediğim yerdeyim. Herhangi bir kadın da iki numarada olmayı kabul etmiyor, sıkıntı bu bence.
Neden geceyi gündüzden daha çok seviyorsunuz?
Çocukluğumdan beri böyle, okula da uyumadan giderdim. Gece işime, kendi içime daha çabuk odaklanıyorum. İnsanlar meditasyon yapıp anı yakalamaktan bahsediyor. Gece ne yaparsam yapayım, sanki meditasyondaymışçasına yapabiliyorum. Beni rahatsız edecek hiçbir şey etrafımda olmuyor.
Peki, kadınları çözebildiniz mi? Gerçekten komik erkeklerden mi hoşlanıyorlar?
Ben kendimi bile çözemedim, kadınları nasıl çözeyim? Annem ve ablalarımla iç içe büyüdüğüm için kadın dünyasına hakimim. Kadınlarla nasıl konuşulur biliyorum. Onlara değer veriyorum. Onları dinlemeyi, anlamaya çalışmayı seviyorum. Bu anlamda diğer erkeklerden bir adım öndeyim.
Evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Evlenmek düşünülmez, yapılır. İsterim tabii. Eğlenilecek adam gibi duruyorum ama özünde evlenmeyi de, eğlenmeyi de isterim.
ARTIK ÇİFTLERE PARTİ YAPIYORUM BEKARLARI ÇAĞIRMIYORUM
Partilerinizle ünlenen evinizin alt katındaki alan nasıl bir yer? Herkes merak ediyor... Müzik en büyük tutkum. Müzisyen arkadaşlarımla buluştuğumuzda, müzik tesisatının, oyuncaklarımın olduğu, hobi odam gibi bir alan orası. Evet, orada parti de veriyoruz. Playstation oynamak, maç izlemek için de buluşuyoruz. Toplantı da yapıyoruz. Evim aynı zamanda ‘home office’.
Büyük bir parti verseniz çağıracağınız ilk beş konuk kim olur?
Ekrem Okumuş'u çağırırım, diğer dört kişiyi o belirler. Tabii ki Oğuzhan (Koç) ve Yağmur (Tanrısevsin), İbrahim (Büyükak) ve Nurdan (Beşen). Artık çiftlere parti yapıyorum. Bekârları çağırmıyorum.