Galatasaray'ın eski başkanı Burak Elmas, Balçiçek isimli Youtube kanalına açıklamalarda bulundu. İşte Burak Elmas'ın sözleri...
"Aslında 4-5 seneye denk gelebilecek bir sene yaşadık. Çok fazla olay, hadise yaşadık. Her hadisenin bir tarafında birisi var. Konuştuğun zaman, birine dokunduruyorsun. Kimseyi de rencide etmek istemiyorsun. Benim hayatta bir takım çizgilerim var. Genelde karşı fikirde, anlaşamadığım isimlerle tartışırım ama ailesi, şerefi, haysiyetine zarar verecek herhangi bir hareket yapmama konusunda bir kırmızı çizgim var. O kırmızı çizginin çok az insanda olduğunu gördüm. Delirmedim de üzüldüm!"
"Bu başkanlığı bıraktıktan sonra şunu öğrendim, zaten biliyordum, bütün hatalar başkanın hatası. Bütün yapılan iyi işler de diğer insanların başarısı. Bazı yapılan doğru hareketlerin de başarısızlık olarak addedildiğini bu süreçte gördüm."
"Benim çok yakınımda, yaptıklarımızı anlayan üye ve taraftarlar olarak yapmak istediklerimizi anlayan çok insan var. Ama hep derler ya, "İyilerin sesi de diğerleri kadar yüksek çıksa bütün problemler halledilecek" diye, onlar sosyal medyada bunu dile getirip veya sana linç yapan kişilere karşı bunları söylemiyorlar. Neden, onlar da linç edilmek istemiyorlar. Öyle şeyler yazılıyor ki... Kimse bu kirli ortama kendi ismini ve ailesini sokmak istemez."
"Nezaket ve normal insanlığın gerektirdiği davranışlarda bulunmak zaafiyet olarak algılanıyor. Bu olay da bunun bir sonucudur. Böyle negatif bir olayda bazı taraftarlar, "Büyük başkan" diye tezahüratlarda bulunuyor. Genç bir arkadaşımız darp edilmiş, çocuğu var, ailesi var. Hala bunu doğru bulan bir insan kesimi var. Galatasaray'ı çok sevmemin nedeni bu. Galatasaray'da bir takım davranış biçimleri vardı, kabul edilen ve Türkiye'yi ileri taşıyan; oturması, kalkması, hitabeti, karşı karşıya konuşması...
Sence var mı hala?
"Çok bozulduğunu söyleyebilirim. Benim son gördüğüm Galatasaray da çok değişti. Ama inşallah düzelir. Galatasaray çok özel bir camia"
Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi yenmezsen başarısızsın. Doğru mu bu mesele? Kıyamet kopuyor derbiyi kaybedersen.
"Kopuyor. Evet, doğru. Net söyleyeceğim, Fenerbahçe'yi yenince ben de çok mutlu oluyorum."
Fenerbahçe'yi yenince mi, Beşiktaş'ı mı yenince mutlu oluyorsun?
"Bugün bunu Fenerbahçeli'ye de sorsan aynı cevabı verir, Galatasaray. Fenerbahçe'yi yenince daha mutlu oluyorum. Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki rekabet çok farklı bir rekabet. Ama Fenerbahçeli birine de sorsan, onlar da Galatasaray'ı yenince mutlu olur. Bu yüzyıllardır devam eden, babadan oğla geçen vs bir kültür. İki camianın da farklı kültürleri var. Biz bir eğitim kurumundan çıkmış, yüzyıllardır oluşan bir kültürün devamlılığını sağlayan bir camiayız. Ben okullu değilim ama Galatasaray Lisesi'nin temsil ettiği değerleri çok önemsiyorum. O nedir; eğitimli, medeniyete açık, kendini sürekli geliştiren ve bilgi bazlı karar alabilen bir toplum Galatasaray. Bunun kulüpte de uzun süre devamlılığı vardı. Bir örnek vereyim, 14 sene Galatasaray'ın şampiyon olamadığı bir dönem var. O 14 seneyi sadece 4 başkanla geçirmiş, Ali Uras başkanımız onun 7 senesinde başkan olmuş. Bugün bir sene şampiyon olamadığınızda Galatasaray'da başkanlık değişiyor. O 14 seneyi Galatasaray'ın doğru hamlelerle, istikrarlı yönetimlerle geçirdi, bana sorarsanız UEFA Kupası'nı, Süper Kupa'yı, sonrasını getirdi. Ben o zaman Galatasaraylı oldum. Üzülüyordum ama o zaman bu kadar değildi. Ben ilk tribüne gittiğimde oyuncuya hakaret edemezdin. Oyuncuya hakaret ettiğinde arkadan birisi gelir ve kafana vururdu. "Galatasaray taraftarı oyuncusuna hakaret etmez" derdi. Şimdi hakeme, futbolcuya, yönetime, başkana küfür etmek serbest. En son bu serbestlik saha içinde hakem yumruklamaya kadar gitti. Dolayısıyla bu iş bir olayda bir cezayla çözülmez. Mesela Avrupa'da oynarken eskiden sahaya çok yabancı madde atılırdı. Avrupa'nın kuralları, "Yabancı madde atarsan, bu kupalarda mücadele edemezsin mecburiyetinden" dolayı o iş çözüldü. Ama bizim artık bunları çözmemiz lazım. Yurtdışında da hakem problemi var. Bazı teknik direktörler, hakeme küfür ediyor. Küfür etmek, bana sorarsanız, en az fiziksel taciz kadar kötü bir şey. Ceza alıyor, kendi taraftarı helal olsun, adam hak etti diyor. Rakibine olduğu zaman kabul etmeyeceğin bir şeyi sen kendi yöneticin, teknik direktörün olduğu zaman helal olsun diyorsun. Biraz bizim bu normlar üzerinde, sporun toplumsal normları üzerinde uzlaşmamız gerekiyor."