Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk Sports Digitale'e açıklamalarda bulundu. Yaşanan deprem felaketine yönelik konuşan Buruk, Yaptığı paylaşımlarla büyük yankı uyandıran Volkan Demirel ve Gökhan Zan için de konuştu.
Bütün Türkiye büyük bir çaba sarf ediyor. Az çok demeden bu işin içinde olan bazısı göz önünde, bazısı değil, o kadar çok insan bir mücadele veriyor ki... Bu mücadele içerisinde ne kadar duyarlı olduğumuzu bir kere daha gördük ama deprem bölgelerine yardımı ne kadar uzun vadeye taşıyabiliyorsak çok daha değerli olacak. Kısa vadede herkes bir şey yapıyor ama uzun vadede neler yapacağız, o önemli. Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor, herkes ipin ucundan tutuyor.
1 sene, 2 sene, 3 sene içinde neler yapacağız bence bu çok daha önemli. Bizim bu işi hiç bırakmamamız gerekiyor. Kısa sürede bu illerin toparlanmasını beklemek hayal. Uzun vadeli neler yapabiliriz konuşuyoruz aramızda. Benim için en önemli şey, bunu yaşatabilmek.
Gidip deprem bölgesinde fazlalık yapmayacağımızı bilsek, hepimiz oraya gider orada hayatımızı devam ettiririz. Elimizden ne kadar, ne gelecek bilemiyoruz. Orada yemek, yer tüketiyorsunuz. Elimizden gelsek hepimiz oraya gidip işin içinde oluruz. Uzaktan da kalbimizle, dualarımızla, yaptıklarımızla ne kadar çok insana ulaşabilirsek ona ulaşıyoruz. Desteğe devam etmemiz gerekiyor.
Hepimiz dakikada bir, saatte bir gözyaşlarına boğuluyoruz. Biri kurtulduğunda da, birini kaybettiğimizde de aynı gözyaşı var. Pazartesi sabahından beri aynı duyguları paylaşıyoruz. Hayat şu anda hepimiz için boş. Hayatın, kavgaların ne kadar önemsiz olduğunu çok net anladık. Pazar günü maç oynadık mutluyduk, pazartesi sabahına çok mutsuz uyandık. Hayatta her şey insanın başına gelebiliyor, çok üzülüyoruz. Yapılan kavgaların yanlışların ne kadar önemsiz olduğunu anladık.
Uzaktan aynı şeyleri yaşamanız zor ama empati yapmaya çalışıyoruz. Bazen göçüğün içindeki oluyorsunuz, bazen ailenizi orada görüyorsunuz. Çok farklı duygular yaşadığınız bir dönem. Yaşantımızı da pişmanlıkla yaşıyoruz. Yemek yerken, rahat uyurken düşünüyorsunuz, 'Farklı bir hayat yaşıyoruz'. İnsan bunun pişmanlığını yaşıyor.