O gün ilk toplantısını yapan Meclis, vatanın kurtuluşu ile devletin kuruluşunu 3 yıl gibi bir sürede birlikte hayata geçirecekti.
‘Gözüm arkada kalmayacak’
Bugün, ulusal egemenliğe dayalı yeni devletin ve ardından kurulacak Cumhuriyetin can suyunu aldığı günün yıldönümü...
Ercüment Ekrem Talu, Tasvir gazetesinde 10 Kasım 1946 tarihli ‘Atatürk’e Ait Hatıralarımdan Atatürk ve Çocuk’ başlıklı yazısında bir anısını şöyle anlatır: “(...) Döne dolaşa eski Muhafız Bölüğü’nün barındığı kerpiç Köşk eskisinin arkalarına düştük. Burada onar on birer yaşlarında iki çocuk uçurtma uçuruyorlardı. Gazi durdu, çocukların uçurtmayı havalandırmak için yaptıkları insanlık üstü hamlelere bakıyordu. (...) Gazi, yanımıza sokulan çocuğu yakaladı. Çelik bakışlı gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu:
“Adın ne senin bakayım?”“Cemil”“Çankaya’da mı oturuyorsun?”“Yok, Ayrancı’da”“Mektebe gidiyor musun?”Çocuk başını öne dogru hızla eğdi.“Eee ... Ne okuyorsun mektepte?” “Her bir şey okuyorum”“Peki ben kimim Cemil?”Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi: “Sen Gazi Paşa’sın”Ata gülümsedi: “Olmadı Cemil! Ben Gazi Paşa değilim. Beni benzettin sen” “Yok benzetmedim. İyi biliyorum sen Gazi Paşa’sın”
“Nerden biliyorsun?”Çocuk, kendinden emin bir tavırla: “Çünkü” dedi. “Sana hiç kimse benzemez... “Çelik gözler bulutlandı. O eşsiz kafanın içinde kim bilir ne düşünceler geçti o anda...
“Cemil, büyüdüğün zaman ne olacaksın?” Cevap tereddütsüz çıktı: “Asker olacağım... ““Asker olup da ne yapacaksın?” “Düşman bu topraklara bir daha basacak olursa onu buradan kovacağım.”