Magazin dünyasında günün en güzel haberleri burada...
Kanuni'nin haremine yeni bir cariye katılıyor
Show Tv'de yayınlanan 'Muhteşem Yüzyıl' dizisinin kadrosuna yeni bir isim daha katılıyor.
İstanbul Kültür Üniversitesi öğrencisi Gül Ocakçı, dizide Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Mahidevran'ın saraya yeni gelen cariyesini canlandıracak.
MAGAZİN BİRBAK'I FACEBOOK'TAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN...
Star TV'de başlayacak komedi dizisi İzmir Çetesi için, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na avukatı aracılığıyla dilekçe veren Mimar Cihat Kemal Pehlivanoğlu, "İzmir ve çete sözlerinin birbiriyle anılması, içine sindiremiyorum" diyerek suç işlendiğini belirtip yasal işlem yapılmasını istedi.
İzmirli Mimar Cihat Kemal Pehlivanoğlu, Avukatı Yusuf Akın aracılığıyla, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, çekimleri halen İzmir'de devam ve önümüzdeki hafta ulusal kanallardan birinde yayına girecek "İzmir Çetesi" dizisi için suç ihbarında bulundu. Çete sözünün sözlük anlamının, "Yasa dışı işler yapmak veya etrafındakileri korkutmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk" olduğunu belirten mimar Pehlivanoğlu, ülkemizin en demokratik ve uygar kentlerinden birisi olan İzmir'in Çete kelimesiyle yan yana getirilmesinden dolayı çok üzüntü duyduğunu belirtti.
Suç ihbar dilekçesinde, İzmir'in EXPO 2020'ye donanım ve şartlar bakımından en şanlı aday olduğunu ve sevdiği kentin çete olarak anılmasına neden olunmasını kabul edemediğini söyleyen Pehlivanoğlu, çete sözünün İzmir sözüyle birlikte kullanılmasının, demokrasinin beşiği olan İzmir adını kirlettiğini, dünya şehri olmayan yolunda hızla ilerleyen İzmir'in çetelerin şehri gibi algılanmasına neden olacağını iddia ederek, dizinin adının değiştirilmesi, dizinin yayınlanmasına tedbir konulması ve bu ismi koyanlar hakkında yasal işlem başlatılmasını istedi.
Sağduyulu aydınların, ulusal bazda yayın yapan televizyon yapımcılarının davranışları ve eylemleriyle ulusumuzun birlik ve beraberliğini muhafaza edebilmek için çaba sarf etmeleri gerektiğini anlatan mimar Cihat Kemal Pehlivanoğlu, dilekçesinde şöyle dedi:
"İzmir için aşağılayıcı ve bölge farklılığı gözeten deyimi bilerek seçmiş iseler bu eylemlerinde kasıt olduğu ortaya çıkar. Yeirne onlarca olumlayıcı ve aşağılama içermeyen deyim kullınabilecekken ısrarla çete denmesi de eylenin kasıtlı olduğunu düşündürmekte. Son derece hassas bir zeminde muhafaza edilmeye çalışılan İzmir Kent kimliği ve dünya değerleri, böylesine aşağılayıcı sözlerle anılır ve kişisel çıkarlar uğruna uluorta kullanılırsa, bunun ceremeresini yine Türk hallık çeker. Türk halkının değer verdiği, saygı duyduğu değerleri, böylesine aşağılayıcı bir şekilde kullanmak ve kent isimleriyle yan yana getirmek, kimseye bir fayda sağlamaz."
Mimar Pehlivanoğlu, ihbar dilekçesinin sonunda, İzmir Çetesi dizinin olumlayıcı bir isim bulunana kadar ihtiyati tedbirle olarak durdurlamasını isteyip, yazılı, görsel ve özellikle digital ortamdaki olumsuzlayıcı ve aşağılayıcı bu deyimin silinmesinin yine yapımcı firmaya yaptırım uygulanmasını istedi. Dizini isim kullanmada ısrar etmesi halinde ise şüpheliler hakkında ceza davası açılması için karar verilmesini de istedi. İzmir'in tarihinin incelendiğinde onu ön plana çıkarkan hiçbir çete faaliyetinin olmadığını, suç örgütlerinin değil, hak arayan insanların kurduğu örgütlerin daha çok bilindiğine dikkat çekerek, "Kimsenin güzel İzmir'in adının yanına suç işlemeyi iş haline getirmiş bir örgütü tanımlayan çete sözüyle kirletemez" dedi.
72. Koğuş'un çekimleri oyuncular için tam bir işkenceye dönüştü.
Sinema seyircisiyle buluşmasına sayılı günler kalan 72. Koğuş'un çekimleri oyuncular için tam bir işkenceye dönüştü. 72. Koğuş'ta zor şartlarda gün doldurmaya çalışan adembabalar, günlerce aç kaldıktan sonra Kaptan'ın (Yavuz Bingöl) onlara yemek yaptırmasıyla, adeta yemeğe saldırdılar.
AÇ KALDILAR
Filmin yönetmeni Murat Saraçoğlu çekimlere başlandığı ilk gün oyuncuların havaya girmesi için Hitler'in işkence diyalogları eşliğinde yerde süründürmesinden sonra, bu defa da oyuncuları aç bıraktı. Mahkumların yemeğe kavuşma sahnesini çekeceği gün tüm oyunculara tam bir gün yemek yemeği yasaklayan Saraçoğlu, Yavuz Bingöl'ün gizli yemek yeme çabalarını da suya düşürdü. Sahne gereği koğuşta pişirilen fasulyeyi elleriyle yiyen, birbirlerini tartaklayarak karınlarını doyuran oyuncular, çekimden sonra mideleri bulanınca hastanelik oldular. Sahnenin tekrarının olmaması için ellerinden gelenin en iyisini yapan oyuncular, başarıyla çekimi tamamladılar ama, karın ağrısından kurtulamadılar.