Ramazan aylarında tutulan oruçları açmak için kurulan iftar sofraları, pek çok yemek seçeneği ile donatılıyor. Bu seçeneklerden biri de güllaç tatlısı.
Sahurdan iftar vaktine kadar aç kalınan saatlerin ardından midenin adeta bayram ettiği iftar sofralarının vazgeçilmezleri arasında ise Osmanlı saray mutfağında da yeri olan güllaç yer almaya devam ediyor.
Hafifliği ve ucuzluğuyla bu Ramazan ayında da en fazla tercih edilen tatlı olan güllacın; aynı zamanda gün içinde kalsiyum, demir, fosfor, potasyum gibi minerallerin vücuda alınmasını, kalp ve damar hastalıklarından bağışıklığın güçlendirilmesine kadar birçok faydası bulunuyor.
Sakarya'da 30 yıldır tatlıcılık yapan Özcan Kocaman, bir porsiyonunu 60 liraya sattığı tatlıya ilginin yoğun olduğunu ifade etti.
Sakarya’da tatlı dükkanı olan ve tezgahını güllaçla süsleyen Özcan Kocaman, ““İftardan sonra normal tatlılarda gidiyor ama hafif olduğu için en fazla güllaç tercih ediliyor. Süt ve şekerden yapılmakta. Bizim sütümüz farklı, manda sütü ile yapıyoruz. Sütümüzü kaynatıyoruz içerisine şeker ilave ettikten sonra kaynamaya devam ediyor ve kıvamını aldıktan sonra serçe parmağımızı yakacak şekilde sıcak olması gerekiyor.
Kaynama işlemi tamamlandıktan sonra güllaçlarımızı tek tek süt ile ıslatarak tepsiye koyuyoruz. İçerisine; fındık, fıstık veya ceviz ekliyoruz ama biz genel olarak fındığı tercih ediyoruz. Manda sütünün de faydaları var, midenin rahatlamasında etken ve bunun için herkese iftar sonrasında tatlı yiyecek ise güllacı tavsiye edebilirim.