Hak-iş 3. Kadın Emeği Buluşması Gerçekleştirildi

HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “8 Mart Dünya Kadınlar Gününün kadınları yaşadığı bütün acıların, bütün sorunların çözümü için bir başlangıç olmasını temelli ediyorum” dedi.HAK-İŞ Konfederasyonu'nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde düzenlediği “HAK-İŞ 3. Kadın Emeği Buluşması”, “Sendikalı Kadın, Güçlü Kadın” ve “Hep Birlikte, Sendikal Örgütlenmeye” sloganlarıyla gerçekleştirildi. Programa HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, TBMM İdari Amiri Salim Uslu, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Jülide Sarıeroğlu, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu, Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölüm Başkan Yardımcısı Virne Vimpari ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış Konuşması yapan HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Jülide Sarıeroğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak, “HAK-İŞ ailesi olarak bu yıl kadınların çalışma hayatı olmak üzere eşitlik taleplerinin, birlik ve beraberliklerinin, dayanışmaların simgesi olan 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü tekrar idrak etmenin mutluluğu yaşıyoruz. HAK-İŞ Kadın Komitesi olarak bizlere önemli ve değerli bir miras bırakan HAK-İŞ bu günlere gelmesinde mücadele veren emek veren tüm kadın üyelerimizi saygı ile anıyoruz” dedi.HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yeni bir başlangıç olmasını dileyerek, “150 yıl önce kaybettiğimiz kadın emekçileri başta olmak üzere bu süreç içerisinde mazlum ve mağdur bütün kadınları, şehit olmuş, şiddete maruz kalmış, savaşlarda kaybettiğimiz bütün kadınları rahmet ve şükranla bir kez daha anıyorum. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün kadınları yaşadığı bütün acıların, bütün sorunların çözümü için bir başlangıç olmasını temelli ediyorum. Başlangıçta Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edilen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün daha sonra bütün kadınlar için bir kutlama bir anma günü olması bizi de bu nokta da harekete geçirmiştir” diye konuştu.Sendikacı kadınların önemli bir misyon yüklendiklerini belirten Arslan, şunları kaydetti:“HAK-İŞ Konfederasyonu olarak kadın konusundaki samimiyetimizi, içtenliğimizi bu konudaki kararlı ve istikrarlı çalışmalarımızı somut hale getirdiğimizi açıkladı. HAK-İŞ’li olmanın ayrıcalığını keyfini ve onurunu hep birlikte yaşıyoruz. Biz kadınların erdemli bir sendikal inşa konusunda çok önemli bir misyonu yerine getireceklerine inanıyoruz. Özellikle 81 ilden gelen sendikacı kadınların gelecekte sendikalı mücadelemizi taşımaya aday sendikalı mücadelemizi geleceğe taşıyacak birer sendikalı militan olarak ortaya çıkacaklarını bekliyor ve bunu arzu ediyoruz.”81 ilden gelen arkadaşların büyük bir sorumluluk üstlendiklerini ifade eden Arslan, “Her birinin Ankara’ya gelirken yaşadığı sıkıntıların farkındayız ve bunu bilerek sizleri davet ettik. Dünya da kadın olmak, çalışan kadın olmak, anne olmak, eş olmak zor. Benim ülkem de çalışan kadın olmak, anne olmak daha zor. Bütün bu zorlukları göğüsleyerek, bütün bu toplumsal ve bir kısım özellikle bölgesel, geleneksel anlayışları bir kenara iterek bizimle beraber olmak için yollar kat ederek buraya gelen bütün kadın sendikacı arkadaşlarımı bir kez daha tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Onları gerçekten yürekten kutluyorum” dedi. Batılı düşünce tarzını sert bir dille eleştiren Uslu, şunları söyledi:“Konfederasyonumuz bugüne kadar olduğu gibi bugün ve yarında çözüm odaklı mücadeleye devam edecektir. Özellikle sorunun bir parçası olmak yerine çözümün tarafı olmaya özen göstermesi asabiyle, hep istikamet verici çözüm odaklı görüşler üretmektedir. Bugün HAK-İŞ Konfederasyonu, sadece kadın emeğini kutlamak üzere folklorik bir gösterinin ötesinde bilimsel bir çalışmayla bugüne değer katmış olacaktır. HAK-İŞ Konfederasyonu gerekse doğru düşünce tarzı, kadını toplumsal hayatın sadece içerisinde yardım edilmesi gerekeni korunması gereken bir zavallı mahlûk olarak, bir zavallı yaratık olarak görmek yerine toplumsal hayatın vazgeçilmez önemli ve değerli bir bireyi ve aktörü olarak görmektedir. Bu anlayış son derece önemli. Batılı düşünce tarzına baktığımız zaman kadını sadece Kadınlar Gününü kutlamanın ötesinde toplumsal hayatın bir objesi gibi görmeye izin vermektedir. Eğer öyle olmasaydı kadın birçok reklamın objesi olarak kullanılmasına izin verilmezdi. Öyle olmasaydı kadına karşı şiddete karşı çıkarlar, Suriye’de, Mısır’da ya da dünyanın başka bölge bölgelerinde kadınları şiddet görmesine karşı çıkarlardı. Savaşlar yoluyla da kadınlar şiddet görüyor. Sadece kocalarından, babalarından değil mesela Mısırlı Esma’ya niçin karşı çıkılmadı. Neden sahiplenilmedi. Esma bir kurşunla şehit edildi ve gördük ki kadın hakları savunucularından kimseden en ufak ses seda çıkmadı.”