Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Akyol, "Çocuğu o kadar özgürleştirdik ki okula gelmesine gerek yok. Devamsızlıktan kalma yok, ödev yok, şikayet çok, sınıfta kalmak yok. O kadar özgürleştirdik ki öğretmeni, öğrencinin ayağının altına verdik" dedi.
Atakum İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “Öğretmen Yetiştirme ve Güncel Gelişmeler” konulu konferans düzenlendi. Samsun Büyükşehir Belediyesi Atakum Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen konferans saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Açılışta konuşan İrfan Yetik, “Öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerine katkı sunmak amacıyla konferanslar düzenliyoruz. Öğretmenin ayağından sıçrayan çamuru şeref kabul eden liderlerden, öğretmene el kaldıran, isyan eden öğrenci ve veli profili ile karşılaşmak hepimizi üzmektedir. Bizler öyle nesiller yetiştirmeliyiz ki; ilmi ile hayran bırakan, çırak ustayı geçse de hocasına saygıda kusur etmeyen, tevazuyla yoğrulmuş tarih ve millet şuuruna sahip vefalı bir nesli yetiştiren öncüler olmalıyız” diye konuştu.
“Bu ülkenin çocukları yapboz tahtası gibi”
Gazi Üniversitesinden Dr. Öğretim Üyesi Kemal Köksal, “Kaç defa sınav sistemi değişti bu ülkede. Her gelen, bakanlar ilgili YÖK başkanı, ötekiler berikiler, ilgililer kimse bir hoşlarına gidiyor. Olmuyor diyor halkın bir şikayeti var. Halkın o şikayetini dikkate alarak kaldırıyor, başka bir şey koyuyorlar. Biraz zamana yayın, iyileştirmek için çaba sarf edin. Yani bu ülkenin çocukları yapboz tahtası gibi sizin oyuncağınız mı? Getireceksiniz 2-3 sene bir şey uygulayacaksınız, sonra olmadı kaldıralım başka bir şey getireceksiniz” ifadelerini kullandı.
“YÖK’ten gelen sorgulanmazmış”
Prof. Dr. Hayati Akyol ise verdiği konferansta, “Akademik camia bilimsel yetkinliğini büyük bir oranda kaybetmiş durumda. Özellikle eğitim camiası için söylüyorum. Şimdi kendilerine bir söz yakıştırmışlar. ‘YÖK’ten gelen sorgulanmazmış.’ Toplantılarda da söylendiği için söylüyorum. YÖK arkadaşlar 1996, 1997, 2005, 2006 ve en son 2017 yılında eğitim fakültelerinin programlarını değiştirdi. Bu kadar sık program değiştirme bir defa nerede görülmüş. Şu anda eğitim fakülteleri çok programlı lise gibi. Şu anda birinci ve ikinci sınıflar ayrı bir program, üçüncü, dördüncü sınıflar ayrı bir program takip ediyor” şeklinde konuştu.
“YÖK kendisine yapılan bir eleştiriye asla tahammül edemiyor”
Öğretmen yetiştirme politikalarını eleştiren Akyol şunları söyledi:
“YÖK kendisine yapılan bir eleştiriye asla tahammül edemiyor. Sınıf öğretmenliği bölümü programı için söylüyorum. Çocuk psikolojisi dersi seçmeli, çocuk edebiyatı dersi seçmeli, kapsayıcı dil öğretimi dersi seçmeli. Sınıf öğretmeni olacak bir kişiye çocuk psikoloji dersi seçmeli olur mu? Çocuğu tanımam gerek ki çocuğa bir şeyler öğretmem lazım. ‘Bu ülkenin eğitimiyle oynuyorsunuz, bozuyorsunuz’ deyince de bozuluyor arkadaşlar. Çok konuşuyorsun oluyor. Sonra diyorlar ki bir sözümüz var. Hamama gider kurna beğenmez, düğüne gider zurna beğenmez.”
“Çocuğu özgür edelim ama terbiyesiz etmeyelim”
Öğretmen algısının değiştiğine değinen Akyol şöyle devam etti:
“Algı konusunda çok kötü bir durumdayız. Çocuğu o kadar özgürleştirdik ki okula gelmesine gerek yok. Devamsızlıktan kalma yok, ödev yok, şikayet çok, sınıfta kalmak yok. O kadar özgürleştirdik ki öğretmeni öğrencinin ayağının altına verdik. Bir aşırılıktan öteki bir aşırılığa gidiyoruz. Özgür edelim ama terbiyesiz etmeyelim. Özgür edelim ama sorumsuz etmeyelim. Bunu hepimiz için söylüyorum. Ne demiş atalarımız ağaca çıkan keçinin, dala bakan oğlağı olur. Onun için ne model verirseniz arkasından o olur.”
“Cumhuriyet dönemi öğretmen yetiştirme politikasının iflası demek”
Yapılan bir proje çalışmasından bahseden Akyol, “2013 yılında yapılmış bir proje çalışması var. O zaman Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığının ortaklaşa yaptığı bir çalışmada çalışan öğretmenlerin yüzde 52’sinin alan dışı olduğu sonucu çıkarılmış. Bu yüz öğretmenden 52’sinin kendi alanı yerine başka bir alanda çalıştığını gösteriyor. 2013’ten 2020’ye belki yüzde 10 değişiklik oldu, belki yüzde 15, yeter mi yetmez. Bir nevi bu Cumhuriyet dönemi öğretmen yetiştirme politikasının iflası demek” diyerek politikaları eleştirdi.
Prof. Dr. Akyol pedagojik formasyon hakkında da şunları kaydetti:
“Türkiye’de öğretmen yetiştirmede yapılan bir hata da kısa zamanda az maliyetle çok sayıda öğretmen yetiştirmek. Bir değişiklik yapıyoruz bir alanda büyük bir öğretmen açığı ortaya çıkıyor. Hemen oraya öğretmen yetiştirmek için kısa vadeli uygulamalarla bir şeyler yetiştiriliyor. Bunu mektupla öğretimden tutun, formasyon da şu anda bir anlamda böyle. Aslında ihtiyacımız bile olmamasına rağmen kısa zamanda formasyonla da öğretmen yetiştirmeye hala devam ediliyor. Az maliyetle hiçbir uygulaması yok şunu yok bunu yok. Başka alanlardan topluyoruz bu öğrencileri uygulama yapacağı alan bile yok ama biz bunlara ayaküstü bir uygulama yaptırıyoruz. 2 bin 54 lirasını alıp gönderiyoruz. Eline de bir sertifika veriyoruz.”
Öğretmenlerin yoğun katılım sağladığı etkinlik konuşmaların ardından son buldu. Konuşmacılara etkinlik sonunda çiçek takdim edildi. Programa Atakum Kaymakamı Namık Kemal Nazlı ve Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen de katıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz