Geçtiğimiz hafta Science dergisinde yayınlanan bulgulara göre, çocuklar 2 yaşından sonra daha fazla şeker yemeye başlasalar bile bu koruma devam ediyor. Bilim insanları, işlenmiş şekerin çocuklara henüz anne karnındayken zarar vermeye başladığını tespit etti.
Halk sağlığı otoritelerinin çocukların gıdalardaki ilave şekerlerden veya doğal içeriklerine ek olarak tatlandırılmış gıdalardan kaçınmaları yönündeki tavsiyelerine rağmen, Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics'in 2020 bulgularına göre, ABD'li çocukların yaklaşık yüzde 85'i her gün ilave şeker yiyor.
Bebekler için bunlar çoğunlukla şekerli yoğurtlar, bebek mamaları ve hamur işleri anlamına gelirken, yürümeye başlayan çocuklar için bunlar şekerlemeler, hamur işleri ve meyveli içecekler anlamına geliyordu.
Çoğu çocuk Dünya Sağlık Örgütü'nün şeker tüketimi önerilerini aşsa da, bu aşırı tüketimin sonuçları tamamen açık değildir. Şeker tüketiminin fiziksel etkilerine dair 2021 tarihli bir Kanada araştırması, şeker tüketimi ile çocukların bel çevresi arasında bir ilişki bulamadı ancak bu sonuçlar şeker tüketiminin bu çocukların metabolizmaları üzerinde uzun vadeli etkileri hakkında çok az şey söyledi.
Erken yaşta şeker tüketiminin böyle gizli, yaşam boyu süren etkilerini ortaya çıkarmak için araştırmacılar doğal bir deneyden yararlandılar: II. Dünya Savaşı'ndan sonra Birleşik Krallık'ta uygulanan katı şeker kısıtlaması, günümüz ABD kamu sağlık otoritelerinin önerdiği şeker tüketim seviyelerine etkili bir şekilde yakın bir şeker tüketimini zorunlu kılıyordu. Ancak 1953 yılında bu kısıtlamalar sona erdiğinde, İngiltere'deki şeker tüketimi hemen hemen iki katına çıktı.
Bu politika değişikliği, tarihsel kayıtlarda nadir görülen parlak bir çizgi oluşturdu ve bilim insanlarının, şekere daha az erişimi olan biraz daha büyük çocuklar ile daha küçük yaştaki akranları arasındaki uzun vadeli farkı görmelerini sağladı; her iki grup da 1953'ten sonra, daha önce mümkün olandan çok daha fazla şeker yemeye başlamıştı.