ILO'nun 107. Uluslararası Çalışma Konferansı

CENEVRE (AA) - Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Memur-Sen ve Türkiye'nin emek kesimi olarak, dünyanın beşten büyük, emeğin sermayeden değerli olduğu bilincini kesin bir kararlılıkla destekliyoruz." dedi.

Yalçın, Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 107. Uluslararası Çalışma Konferansı'nda, Türkiye'deki çalışanları temsilen yaptığı konuşmada, gerginliğin sürekli arttığı bir dünya fotoğrafıyla karşı karşıya olunduğunu söyledi.

İnsanı, onuru ve emeği korumak ile barışı sağlamanın çok yorucu ve etkili çalışmalar gerektirdiğini belirten Yalçın, diyalog, uzlaşma ve dayanışmayı anahtar kavramlar kabul eden ILO Genel Kurulu'nun üçlü yapısının, bütün unsurlarıyla bu konuda öncü olması gerektiğini dile getirdi.

"Mescid-i Aksa'nın işgali, Kudüs'ün kötü niyetli bir kararla İsrail'e başkent yapılmak istenmesi, İstanbul kadar, Cenevre'de de gündem olmalı" diyen Yalçın, şunları kaydetti:

"Dünyanın terör ve terör örgütleri sorunu var. Ne yazık ki terörü sona erdirecek bir mücadele birliği sağlanamadı. Türkiye, FETÖ, YPG/PKK/PYD ve DEAŞ'a karşı insan onuru odaklı bir mücadele yürütüyor. Ancak, bu mücadelesine tam destek verilmiyor. Nerede gerçekleşirse gerçekleşsin terör saldırılarının hedefi insanlık, mağduru bütün dünyadır. Ancak bu bakış açısıyla terörle etkili mücadele edebiliriz ve terörü yenebiliriz. Afrika altınından ya da Ortadoğu petrolünden en büyük payı almak için yürütülen vahşi rekabeti ve ürettiği yıkımı görmeliyiz."

- "Emek tarafının kazanımlarını artırmanın mücadelesini veriyoruz"

"Memur-Sen ve Türkiye'nin emek kesimi olarak dünyanın beşten büyük, emeğin sermayeden değerli olduğu bilincini kesin bir kararlılıkla destekliyoruz." ifadelerini kullanan Yalçın, İsrail'in Filistinli kadınlara uyguladığı şiddeti görmeden, iş yerinde şiddet ve tacizle mücadelede başarılı olunamayacağını vurguladı.

Yalçın, BM ve ILO'nun, sürdürülebilir kalkınma hedefli çabalarını çok değerli bulduklarını dile getirerek, "Bu çabaların yanına, adil paylaşma hedefini de temel bir başlık olarak eklememiz gerekiyor. Kaynakların kıt, ihtiyaçların sınırsız olduğu kandırmacasına dayanan ekonomi tanımından hem aklımızı hem de dünyamızı kurtarmalıyız. Gandhi'nin, 'Yeryüzü her insanın ihtiyacını karşılayacak yeterli imkanları sunar. Her insanın ihtirasını karşılayacak imkanları değil' tespiti, yetersiz kaynak ve sınırsız ihtiyaç teorisinin anlamsızlığını ve geçersizliğini mükemmel özetliyor." diye konuştu.

Genel Kurul'a katılanlara, "Ülkelerimizde sendikal haklar üçlüsünü tam anlamıyla ve eksiksiz hayata geçiremezsek küresel sömürüye karşı zafer kazanacak güce nasıl sahip olabiliriz?" sorunu yönelten Yalçın, "Biz Memur-Sen olarak, bu anlayışla hareket ediyor ve örgütlü gücümüzle emek tarafının kazanımlarını artırmanın mücadelesini veriyoruz." dedi.
\

- "Kamudaki diğer taşeronların da kadroya geçirilmesini bekliyoruz"

Türkiye'de kamudaki taşeron işçiler sorununun, işçilerin büyük bölümünün kadroya alınmasıyla önemli oranda çözüldüğünü belirten Yalçın, şunları söyledi:

"KİT'lerde çalışanlar dahil kamudaki diğer taşeronların da kadroya geçirilmesini bekliyoruz. Kamu görevlileri sendikacılığında, yüzde 70'leri aşan yüksek bir örgütlenme oranına ulaşıldı. İşçi sendikacılığında da yüzde 15'lere doğru yükselen bir oran var. Örgütlenme hakkına ilişkin bazı sınırlamalara rağmen bu oranlara ulaşıldı. Emeklilerin örgütlenme hakkının, yasal düzenlemeyle teminat altına alınmasını istiyoruz. Türkiye'de kamu görevlilerine yönelik grev ve siyaset yasaklarının, artık tarihe karışması gerekiyor. Toplu sözleşme hakkı konusunda, mevzuat ve uygulama açısından önemli ilerleme kaydedildi. Toplu sözleşmenin kapsamına ilişkin daraltıcı hükümler ve yorumlar hala varlığını koruyor. Kamu görevlileri toplu sözleşmesinde, tahkimi yürüten Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun hem yapısında hem de işleyişinde değişikliğe ihtiyaç var."

Türkiye'de kadınların çalışma hayatına katılımı ve istihdamına dair somut ve olumlu adımlar atıldığını vurgulayan Yalçın, buna karşın kayıt dışı istihdam ve genç işsizliğinin, Türkiye'nin çalışma hayatının en önemli sorunları arasında yer aldığını dile getirdi.
\

- "Mobbingle mücadele konusunda yapılanlar ihtiyacı karşılıyor"

Yalçın, Suriye'deki savaş nedeniyle 3,5 milyona yakın sığınmacıyı Türkiye'nin misafir ettiğini belirterek, "Çocukların eğitimi, işgücüne katılım süreçleri gerçekleştiriliyor. Başta Avrupa olmak üzere tüm insanlığın bu konuda sorumluluk almasını ve sonuca etkili katkılar vermesini bekliyoruz." dedi.

İş sağlığı ve güvenliği ile mobbingle mücadele konusunda yapılan düzenlemelerin ihtiyacı karşılar nitelikte olduğunu ifade eden Yalçın, kamu tarafının, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki sorumluluklarının ertelenmesini eleştirdi.

Yalçın, FETÖ'nün darbe teşebbüsü sonrasında anayasa hükümlerine dayalı olarak ilan edilen olağanüstü halin, gündelik hayatı pek etkilemediğini ama bu durumun sona ermesi için gerekli şartların da oluştuğunu dile getirdi.

Darbe teşebbüsü sonrasında, hakkında görevden uzaklaştırma ve kamu görevinden çıkarılma tedbirleri uygulanan kamu görevlilerinin olduğunu anımsatan Yalçın, "Çağrılarımız ve teklifimiz sonucu bu uzaklaştırmaları da incelemek üzere OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu oluşturuldu. Komisyon incelemeleri sonucunda, masum olduğu tespit edilenlerin göreve dönmesi sağlanıyor. Bununla birlikte, komisyonun inceleme ve karar verme hızına ilişkin eleştirileri de önemsiyoruz." diye konuştu.