Chelsea'nin başarılı orta sahası Kai Havertz, İngiliz basınına verdiği bir röportajda oldukça dikkat çeken açıklamalarda bulundu.Alman yıldız, takım arkadaşlarının kendisine neden 'eşek' lakabı taktığını ve bunun nedenini anlatırken, kendisi için ödenen bonservis bedelinin çok fazla olduğunu itiraf etti.
Maç kaybettiğinde hayvanlarla vakit geçirmeyi tercih ettiğini vurgulayan Havertz, aynı zamanda futbolun hayatındaki en önemli unsur olmadığını da sözlerine ekledi.
"Bazı takım arkadaşlarım beni 'eşek' diye çağırıyor. Bunun oyunumla bir alakası yok. Her zaman eşekler ile özel bir ilişkim olduğunu düşündüm. Eşekler çok sakin hayvanlardır ve ben de sakin bir insan olduğum için kendimi onlar ile özdeşleştirmiş olabilirim. Maç kaybettiğimizde barınağa gidip hayvanlarla vakit geçirmeyi seviyorum. Hayvanların gözlerine bakıp içlerinde insani bir yön görmek bana huzurlu hissettiriyor."
"Futbol, benim hayatımdaki en önemli şey değil. Hatta hayatımda futboldan 100 kat daha önemli gördüğüm şeyler var. Belki bunu duymak bazı insanlarım hoşuna gitmeyecek ancak benim düşüncelerim böyle. Bir maç kaybettiğimizde bunun bütün günümü etkilemesine izin veremem. Kız arkadaşım, Londra'ya gelmek için Almanya'daki bütün hayatından vazgeçti. Eve gidip onun gününü berbat etmeye hakkım yok. Eskiden böyle düşünemiyordum ama geliştim ve olgunlaştım."
"Takımdaki birçok şey değişti ve adaptasyon sürecine ihtiyacımız var. Çok fazla oyuncu geldi, teknik ekip değişti... Gerçekten kolay değil. Enzo Fernandez ve Myhalio Mudryk için çok yüksek ücretler ödendi ve ikisi de sadece 22 yaşında. Onlardan bir anda Neymar olmalarını bekleyemezsiniz. Bu biraz süre alacak, tıpkı bende olduğu gibi."
"Benim için ödenen bonservis bedeli de çok büyüktü. 80 milyon euro karşılığında Chelsea tarihinin en pahalı oyuncusu olmuştum. Nasıl bu kadar büyük paralar harcanıyor anlamıyorum. Bu paralar oyunculara büyük bir baskı yaratıyor çünkü insanlar sizin içinizden Messi çıkacağını zannediyor."
"Bazı futbolcular görünümüne çok önem verir; elmaslar, takılar... Ancak farklı karakterde futbolcularla da tanıştım. Toni Kroos bunlardan biridir: sakin, gerçekçi, gösterişli şeyleri sevmez. Hayatın sadece futboldan ibaret olmadığını biliyor. Diğer örnek, Kante. 10 yıldır aynı telefonu kullanıyor, araba umurunda değil, kıyafet umurunda değil."