Doğu Akdeniz'den Rumlar ve İsrail'in çıkarılacağı gazı Avrupa'ya taşıması planlanan EastMed boru hattıyla ilgili anlaşmanın imza töreninde Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiades hazır bulundu. Görüşmelerin ardından proje, Yunanistan Enerji Bakanı Kostis Hadzidakis, Kıbrıs Rum yönetimi Enerji Bakanı Yiorgos Lakkotrypis ve İsrail Enerji Yuval Steiniz tarafından imzaladı.
ABD ve AB'nin de destek verdiği ifade edilen imza törenin ardından liderler kısa birer açıklama yaptı. Yunanistan Başbakanı Miçotakis, projenin bölgedeki barış ve istikrara katkıda bulunacağını söyledi. ABD'nin projeye destek verdiğini ifade eden Yunanistan Başbakanı Miçatakis, EastMed boru hattının inşasının Avrupa enerji güvenliğini güçlendireceğini, projenin bir tehdit olmadığını kaydetti.
Netanyahu da, EastMed projesinin Doğu Akdeniz'de istikrarı artırdığını ileri sürdü. Bugünün hatırlanacağını söyleyen Netanyahu da, projenin üçüncü bir taraf için tehdit olmadığını, İsrail için tarihi bir gün olduğunu söyledi.
Rum lider Nikos Anastasiades ise, "Bölgedeki gelişmeler son derece önemli. Bugün tarihi bir gün. Geliştirdiğimiz ortaklıklar herhangi bir üçüncü ülkeye yönelik değil. Doğu Akdeniz Bölgesi'nde barış ve güvenlik ortak arayışını güçlendiriyor" dedi.
Yunanistan Enerji Bakanı Kostis Hadjidakis ise imzaladıkları projenin hiçbir ülkeye karşı olmadığını söyledi. Doğu Akdeniz'e kıyısı olan tüm ülkelerle işbirliğine açık olduklarını kaydeden Kostis Hadjidakis, "Bu projenin hayata geçirilmesi için açılan yol, gül yapraklarıyla serpili olmayacak, çeşitli zorlukları olacak. Ancak sabırla, ısrarla bunun üstesinden geleceğiz" diye konuştu.
Projeye göre Doğu Akdeniz'de çıkarılacak doğalgaz önce Kıbrıs Rum Kesimi, ardından Girit'e gidecek. Oradan da Yunanistan'ın Mora Yarımadası'na geçecek boru hattı, en son İtalya'da son bulacak. Uzmanlar tarafından 6 ile 15 milyar dolara mal olacağı tahmin edilen EastMed boru hattının yılda 12 milyar metre küp gaz taşıması planlanıyor.
Rum Hidrokarbon uzmanı Haralambos Ellinas, EastMed projesinin sürdürülebilir olmadığını, projenin Avrupa’da ekonomik ve siyasi açıdan uygun görülmediğini savundu. Rum Uzman Ellinas, yeni Avrupa Komisyonu başkanlığının önceliğinin 2050’ye kadar sıfır fosil yakıt atığı olduğunu, bunun da AB’nin tamamen farklı bir istikamete yöneldiği anlamına geldiğini kaydetti.
Projeye yatırım yapacak şirketin de bulunamadığına dikkat çeken Ellinas, "Avrupa piyasaları kaybedildi. Asya piyasaları da çok rekabetçi" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “EastMed Doğalgaz Boru Hattı Projesi’ne ilişkin anlaşmanın imzalanması, bölgede ülkemizi ve KKTC’yi dışlamaya çalışan beyhude adımların yeni bir örneğidir” dedi.
Açıklama şu şekilde:
"EastMed doğalgaz boru hattı projesine ilişkin anlaşmanın imzalanması, bölgede ülkemizi ve KKTC’yi dışlamaya çalışan beyhude adımların yeni bir örneğidir. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’yi ve Kıbrıs Adası’nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip olan Kıbrıs Türklerini yok sayan hiçbir proje başarılı olamayacaktır. Bu hususu bir kez daha uluslarararası toplumun dikkatine getiriyoruz.
Doğu Akdeniz’de bulunan doğal kaynakların değerlendirilmesinde ve ülkemiz dahil Avrupa’daki tüketim pazarlarına iletilmesinde en ekonomik ve güvenli güzergah Türkiye’dir. Buna rağmen hem bize hem Kıbrıs Türklerine işbirliği kapılarının kapatılması, aslında bazı ülkelerin işbirliği yerine kısır siyasi hesaplar peşinde koştuğunun açık göstergesidir. Bu tür kirli hesapların geçmişte olduğu gibi gelecekte de tutmayacağını proje sahiplerine hatırlatırız."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Bugün Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi ve İsrail doğalgaz hattı anlaşması imzaladı. İtalya Başbakanı bu anlaşmayı daha sonra imzalayacağını söyledi. Bu hukuksuz kuşatmaya Yüce Meclis yine bugün Libya Tezkeresi ile tarihi bir cevap verdi. Akdeniz’de bize hapishane inşa etmeye çalışanlara karşı Akdeniz’in ufkumuz olduğunu önce Libya ile yaptığımız anlaşma ile bugün de Libya Tezkeresi ile gösterdik. Kuşkusuz Akdeniz denkleminde hukukla hareket eden ve işgalci amaçları olmayan yegane ülkeyiz. Libya Tezkeresi etrafımızdaki ülkelerde boy gösteren vahşi işgalciliğe, yeni-sömürgeciliğe karşı hukuktan, sorumluluktan ve barıştan yana bir iradedir. Türkiye gerek diplomasi ile gerekse sahada irade ortaya koyarak, yakın bölgemizdeki işgalciliğe karşı duruş sergiledi. Libya Tezkeresi Yüce Meclisimizden geçer geçmez en hızlı olumsuz tepki veren ülkelere bakılırsa, tablo daha net anlaşılır. Türkiye’yi kendi limanlarına hapsetmek isteyenler, Libya’da vahşi işlerde imzaları olanlar Libya Tezkeresinden en çok rahatsız olanlar oldu” dedi.
(DHA / İHA / AA)