6 Şubat depremlerinin ardında adeta diken üstünde yaşayan İstanbullular son günlerde peş peşe yaşanan depremlerle büyük korku yaşadı. 4 Aralık'ta merkez üssü Bursa'nın Gemlik ilçesi olan 5.1 büyüklüğündeki depremin etkilediği kentlerden olan İstanbul; dün gece saatlerinde yaşanan yeni bir depremle sallandı. Yalova Çınarcık'ın 8,52 kilometre açığında saat 23.53'te 4,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Söz konusu deprem Yalova'nın yanı sıra İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi çevre illerden de hissedildi.
15 günde Marmara Bölgesi'nde meydana gelen iki deprem sonrası gözler özellikle İstanbul'a çevrildi. Beklenen büyük İstanbul depremiyle ilgili sık sık uyarılarda bulunan ve açıklamaları gündem olan Prof. Dr. Naci Görür, Yalova merkezli depremin ardından dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.
Twitter hesabından depremin meydana geldiği bölgenin yer aldığı bir görseli paylaşan Naci Görür "Arkadaşlar, Marmara Denizi, Çınarcık Çukurluğunda 4,1 deprem oldu. Sanıyorum deprem Adalar Fayının güneyindeki küçük normal faylar üzerinde olmuş olabilir. Fay çözümü ile bu belli olacaktır. Fay haritasını koyuyorum. Marmara’daki sistem gerilim biriktiriyor, sevgiyle" ifadelerini kullandı.
İki haftada yaşanan depremlerin ardından İstanbul'daki vatandaşların endişeleri artarken, AFAD'ın megakentteki deprem riski yüksek ilçeleriyle ilgili yaptığı açıklama yeniden gündem oldu.
AFAD'ın zemin sıvılaşması riskine göre oluşturduğu listede; Bakırköy, Bahçelievler, Küçükçekmece, Esenler, Başakşehir, Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Tuzla, Pendik, Maltepe, Sultanbeyli, Üsküdar ve Fatih ilçeleri yer almıştı.
6 Şubat'ta yaşanan depremde de zemin sıvılaşmasının görüldüğünü belirten Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, yapıların zemin dikkate alınarak yapılması gerektiğine işaret etmişti.
Bu ilçelerde yaşayanların zemin sıvılaşmasından korkmamaları ve önlem almaları gerektiğine vurgu yapan Aygörmez, "Üç tür etkisi oluşabilir. Birincisi yapı devrilebilir, ikincisi yan yatabilir, üçüncüsü içeri doğru göçme yaşanabilir." ifadelerini kullanmıştı.
Aygörmez, hiçbir yapının üzerinde bulunduğu zeminden daha güvenilir ve kuvvetli olmadığını ifade ederken "O yüzden bir yapıyla beraberinde zemini de incelemek gerekir. Zemin sıvılaşması dediğimiz olay, zemin tanecikleri arasındaki boşluk suyu basıncının fazla olmasından kaynaklanmaktadır." demişti.