İstanbul Emniyet Müdürlüğü, “2019 İEM Faaliyet Raporu' isimli iki ciltten oluşan almanak yayınladı. İlki önceki yıl hazırlanan ve bu yıl üçüncüsü yayınlanan “faaliyet raporu”, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1929 yılında sarfettiği, “Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır” sözü ile başlıyor. İki ciltten oluşan 576 sayfalık yıllıkta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Vali Mehmet Aktaş ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın emniyet teşkilatına yönelik kutlama ve tebrik mesajları yer aldı.
EMNİYET MEÇHUL ŞÜPHELİNİN İZİNİ SÜRÜYOR
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın mesajının da yer aldığı yıllığın editörlüğünü Gazeteci Şenol Gezer yaptı. Yıl içinde yaşanan olayların yer aldığı almanakta, Beyoğlu, Kemankeş Mahallesi, Ali Paşa Medresesi Sokağı'nda 11 Kasım sabahı cansız bedeni bulunan İngiliz eski istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier'in ölümüne ilişkin çarpıcı ipuçlarına yer verildi.
Almanakta İngiliz casus Le Mesurier'in ölümünün ardından basında yer alan bilgilerin yanı sıra, kamuoyunun ilk kez tanık olacağı önemli detaylar aktarıldı. İlk kez yayımlanan bir güvenlik kamera kaydında, intihar ettiği sanılan eski İngiliz askerin binadan düşmeden 7 saniye önce sokaktan meçhul bir kişinin geçmesi dikkat çekiyor. Kılıç Ali Paşa Hamamı’nın doğu tarafından yansıyan görüntüleri saniye saniye izleyen İstanbul Emniyeti, casus binadan aşağıya düşmeden 7 saniye önce sokakta beliren ve elindeki cep telefonuna baktığı tahmin edilen meçhul şüphelinin izini sürüyor.
Ayrıca İngiliz askeri casusun ölümünden önce ve olay anına kısa bir zaman kalana dek devam eden elektrik kesintisinin yaşandığı, James Gustaf Edward Le Mesurier’in Karaköy’deki ofisinin yakınındaki Kılıç Ali Paşa Medresesi’nin de içinde olduğu geniş bir bölgede yaşanan bu enerji aksaklığının 10 saate yakın sürdüğü kaydedildi.
Genel olarak Suriye ve Irak gibi çatışmalı bölgelerde, para aktaran ülkelere istihbarat sağladığı bilinen İngiliz eski İstihbarat
Subayı James Gustaf Edward Le Mesurier ile ilgili dikkat çeken bir başka ayrıntı ise İngiliz makamlarının ‘ölen’ vatandaşı hakkında yürütülen polisiye soruşturmanın herhangi bir aşamasında bir heyet bulundurmamış olması.
Polisiye soruşturmada eşi Emma Hedving Christina ile evdeki hizmetçi, bahçıvan ve diğer çalışanların ifadelerine yer verilen almanakta, ölümünün üzerinden 3 ayı aşkın süre geçen ve adli kayıtlara ‘intihar’ olarak düşen İngiliz eski istihbarat subayı hakkında ilk kez ortaya çıkan bir başka ayrıntıda ise Le Mesurier’i ziyaret eden ve kısa süre öncesine kadar yanında bulunan Ortadoğu kökenli Kanada vatandaşı Faruk El-Habib. 2018 yılında Emma Hedving Christina ile evlendiği gün düğünündeki ‘sağdıcı’ Irak uyruklu olduğu düşünülen Kanadalı Faruk El-Habib’in, olaydan birkaç gün önce İstanbul’a geldiği, Le Mesurier’i ziyaret edip 10 Kasım akşamı saat 19:00’dan 21:00’e kadar birlikte vakit geçirdikleri kaydediliyor. İngiliz casusun, ‘intihar’ından 9 saat öncesine kadar birlikte vakit geçirdiği, intihardan 2.5 saat evvel de mesaj attığı Ortadoğu kökenli Kanadalı Faruk El-Habib’in yanından ayrılıp ofise döndükten sonra “Her şey yoluna girdi!” diye attığı mesaj dikkat çekiyor. Faruk El-Habib’in, aldığı bu mesajdan sonra Le Mesurier’in ofisine bir daha geri dönmemiş olması dikkat çekerken, El-Habib’in cep telefonundan Le Mesurier’la birden fazla bilgi paylaştığı ve o mesajların ne olduğu sırrını koruyor.
'10 YILDIR DEPRASYON İLACI KULLANIYOR'
Öte yandan Beyoğlu'nda cesedi bulunan eski İngiliz ajanı James Gustaf Edward Le Mesurıe’in eşi Emma Hedvig Christina Winber, eşinin 10 yıldır depresyon ilacı kullandığını söylemiş, "İntihar etmiş olabilir" diye ifade vermişti. Olay tarihinde sergilediği soğukkanlı davranışları ile dikkat çeken Emma Hedvig Christina Winber, o gece kendisinin ‘uyku ilacı içtiğini’ polis kayıtlarında belirtmişti.
Hem İngiltere, hem de İsveç vatandaşlığı bulunan Emma Hedvig Christina Winber’ın polisteki ifadelerinde “Yanımda uyuyordu. Zil sesine uyandım. Neden böyle yaptı?” dediği aktarılıyor. “Evlendikten sonra eşim James’in Suriye bölgesinde yoğunlukla çalışmasından dolayı aşırı stresli, zorluklar yaşandı, ancak tartışma ve şiddet içerikli herhangi bir şey olmadı” diye ifade veren Winber’ın emniyetteki beyanlarında, en son 8 Kasım Cuma günü, akşam saatlerinde ikamet ettiğimiz Büyükada’ya gittik. Cumartesi günü çok yüksel tansiyon şikayetiyle hastaneye başvurduk. Tansiyonunu düşürmek için iğne yaptılar. Bildiğim kadarıyla James, tedirginlik giderici bir ilaç kullanıyordu. Yaklaşık olarak 10 yıldır bu ilacı kullandığını tahmin ediyorum. Uyku ilacı da kullanmaktaydı, yaklaşık bir haftadır çok sayıda bu ilaçtan kullanıyordu” sözleri yer alıyor.
'HER ÇALIŞANIN KENDİSİNE ÖZEL ŞİFRESİ BULUNUYOR'
Emma Hedvig Christina Winber’ın almanak’a yansıyan ifadeleri şöyle devam ediyor:
"10 Kasım Pazar günü akşam saatlerinde Karaköy’deki ofise döndük. Geldiğimizde kimse yoktu. Saat 17.00-17:30’du. Bir süre sonra düğünümüzde ‘sağdıçlık’ yapan Faruk El-Habib geldi. Ben de o (Faruk El-Habib) gelince dışarıya çıktım. Yaklaşık iki saat sonra geri geldim. Ben geldikten sonra, Faruk evden çıktı. 21.30 sıralarıydı. James (eşi) uzun zamandır Faruk taşındığı için kendisi ile görüşemiyordu. O an James’i biraz tedirgin gördüm. James, saat 22.00’de sigara almak için 5-10 dakikalığına dışarı çıktı ve geri geldi. O andan itibaren kimse gelmedi ve dışarı da çıkmadık. Fakat, James çok tedirgindi. Ben saat 23:30 sıralarında yatağa girdim. Tedirgin olmasından dolayı ben de tedirgindim. James’i yatırmaya çalıştım. Saat 01:30-02:30 arasında yatağa geldi. Yatmadan önce uyku hapı aldı. Kalktım, evin içerisinde dolaştım. Saat 04:30 gibi tekrar yatağa girdim. Bu ara yataktaydı. Ben de yatağa girdim, James uyandı. Uyku hapı isteyip istemediğimi sordu. Ardından bir adet uyku hapı ile su getirdi. Daha önce uyku hapı kullanmamıştım. Hapı içtim ve uyudum. Zil sesine uyandım. James yatakta değildi. Mutfağa gittim orada da bulamadım. Cam açıktı. Baktım, bir şey göremedim. Yatak odasının balkonundan aşağıya baktığım an yerde yatar gördüm. Çevrede polisler vardı. Üzerimi giyinerek aşağıya indim.”
Binanın çok güvenli olduğunu söyleyen ve kapıda şifre isteyen bir cihaz bulunduğunu kaydeden Emma Hedvig Christina Winber, ofiste görevli her çalışanın kendisine özel giriş şifresinin olduğunu anlatıyor. Eşinin ölmeden iki gün önce; Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gece, ‘intihar’ ile ilgili fikirleri olduğunu söylediğinin altını çizen Winber, bu nedenle intihara sürüklenmiş olabileceğini anlatıyor.
Kaynak: İHA-DHA