YURTHABER

Muş
Şehirler
Şehir Seçiniz
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Düzce
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kilis
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Şanlıurfa
Siirt
Sinop
Şırnak
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kadınların yayladaki zorlu mesaisi başladı

Muş’ta havaların ısınmasıyla birlikte yaylalara çıkan kadınların zorlu yaşam koşullarıyla mücadelesi başladı.Muş’un yaylalarına hayvanlarını çıkaran besiciler, organik peynir, yağ ve süt ürünleri elde etmeye başladı.

Muş’ta havaların ısınmasıyla birlikte yaylalara çıkan kadınların zorlu yaşam koşullarıyla mücadelesi başladı.
Muş’un yaylalarına hayvanlarını çıkaran besiciler, organik peynir, yağ ve süt ürünleri elde etmeye başladı. Eşleri, çocukları ve aile büyükleri ile yaylalara çıkan kadınlar, zor yaşam koşullarında derme çatma çadırlarda tüm günlerini çalışarak geçiriyor. Mesailerinin gün doğumu ile başladığını ve hava kararana dek sürdüğünü belirten yaylacı kadınlardan Zehra Yaldız, merkeze bağlı Derecik köyünden 2 bin 600 rakımlı Avadorik Yaylası’na çıktıklarını söyledi. Küçükbaş hayvan beslediklerini ve onların sütünden elde ettikleri ürünleri satarak geçimlerini sağladıklarını ifada eden Yaldız, “Geçim kaynağımızı hayvancılıktan elde ediyoruz. Bizim tek geçim kaynağımız hayvancılık olduğu için annemle birlikte koyunlarımızı sağdıktan sonra iki saat sütü dinlendiriyoruz. Sonra peynir yapıp tahtalara bastırıyoruz. Akşam da kesede bekletiyoruz. Peynirlerimizi genellikle gelen mandıracıları satıyoruz” dedi.
Yayladaki yaşamın zorluklarına da değinen Yaldız, “Bulaşık yıkıyorum, elektrik ve su tesisatının olmadığı yaylada odun ateşinde yemek pişiriyoruz, su taşıyor, hayvan güdüyor, çamaşır yıkıyor, çocuklara bakıyoruz. Kadın olarak yaylada yaşamanın zor bir durum olduğunu, hem anne hem de eş olmanın sorumluluğuyla yaşıyoruz” diye konuştu.
Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aydın ise, il genelinde 271 yaylanın bulunduğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki göçerlerin yoğun bir şekilde tercih ettikleri yaylaları kiralayarak binlerce küçükbaş hayvan getirdiklerini söyledi. Yaklaşık 3,5 milyon dönüm mera ve yayla gibi otlak alan bulunduğu hatırlatan Aydın, “Hayvancılık bakımından son derece kaliteli otlağı, serin havası ve suyu var. Bu doğallık hem süte hem de et verimine yansıyor. Bu açıdan hayvancılık ilimizde çok önem kazanmıştır. Besicilerimizin gelir kaynağı yaylacılıktır. Besicilerimizin yaylalarda ürettiği sütü mandıralara satılarak fabrikalarda örgü peynirine, tereyağına dönüştürülerek çiftçimizin gelir kaynağına dönüşüyor. Özellikle küçükbaş hayvancılığı yapanların üretmiş oldukları süt ve etin büyük bir kesimi yayla hayvancılığından elde ediliyor. Yaz mevsimi olduğu için ovada çok fazla küçükbaş hayvan yok. Yaylalarda havaların serin olması sebebiyle üretilen tüm ürünler sağlık açısından çok iyi ve organiktir” şeklinde konuştu.

Kadınların yayladaki zorlu mesaisi başladı

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler