Dünyada yardıma muhtaç canlılara yardım etmekten daha tatmin edici, daha mutluluk verici ne olabilir? Liz Haslam da bu insanlardan biri, koşulsuz sevgi ve mutluluk karşılığında yardıma muhtaç köpeklere ömrünü adamış bir kadın. Hayattaki en yakın dostları olan köpeklerle arasında öyle güçlü bir bağ var ki Liz, “bu duyguyu dünyada hiçbir şeye değişmem” diyor ve dediğini de yapyor.
Kocasının sorusuna verdiği cevap şoke etti!
Liz, hayatımın aşkı dediği erkekle evlendi
Liz Haslam, Mike ile henüz 16 yaşındayken tanışmış. Liseyi bitirmesinin ardından da sevdiği adamla evlenmiş. Evlenmelerinin ardından ailesinin yanından ayrılan Liz, İngiltere kırsalında bulunan Barnham, Suffolk’ta iki odalı, bahçeli bir kasaba evine taşınmış. Ollie isminde bir çocukları olan çiftin evlilikleri 25 yılın ardından birtakım sorunlarla karşılaşmış.
Ya köpeklerin ya ben!
Günün birinde, Mike artık sabrının sonuna geldiğini düşünerek, sonuçlarına aldırmadan karısı Liz ile konuşmaya karar vermiş. Liz, “Mike karşıma geçerek ya köpeklerin ya ben tercihini yap” dedi. Bu zamana kadar onun ağzından buna benzer bir sözü hiç duymamıştım.
Peki Mike’ın bunun söylemesinin ardında yatan sebep ne? Bahçeli bir eve taşınmalarının ardından Liz, hep aklında olan gönüllü bir iş için yeterli alanının olduğunun farkına varıyor. Yardıma ihtiyacı olan terrier cinsi köpeklere yardım eden bir vakıf: “Beds for Bullies” Ancak Liz’in eşi Mike, tıbbi ve davranış sorunları olduğu için sahiplendirilemeyen köpeklerin etraflarını sarmasından hiç de memnun olmuyor.
Liz, çocukluğundan beri köpeklere karşı derin bir sevgi besleyen biri.
Liz’in köpeklere karşı bu aşırı düşkünlüğü Mike’ın kabul edebileceği bir noktanın ötesine geçiyor. Oysaki diyor Liz, benim köpeklere karşı ne kadar duyarlı olduğumu, onları ne kadar çok sevdiğimi çok iyi bilmesi gerekiyor. 25 yıllık beraberliğin ardından benim onlardan vazgeçmemin mümkün olmadığını anlamış olması gerekirdi diye ekliyor. Evlendiğimiz zaman benim nasıl biri olduğumu çok iyi biliyordu, bu durum beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan bir şey değil.
Hayata aynı yönlerden bakmıyoruz, ortak bir hedefimiz yok.
Ancak ne Mike’ı ne de başka birini köpekleri bizim kadar sevmediği için suçlamamız mümkün değil. İnsanlara zorla sevgi aşılamanız mümkün değil. Liz de bu durumu gayet iyi biliyor, Mike’ın bu çıkışının ardından çift medeni bir şekilde yollarını ayırmaya karar veriyor. Çünkü önceliklerimiz değişmişti diye açıklıyor bu kararı Liz.
Liz, “Tamamen ayrı yönlere savrulmuştuk. Mike işiyle çok meşguldü ve bana bir şans vermeyi hiç düşünmedi. Hiçbir zaman işkolik biriyle evli bir kadın olmak istemedim, bu yüzden hayatımı bana istediğim sevgiyi verebilecek canlılara, köpeklerime açtım.
Bir köpek meleği Liz.
Liz’in öncelikleri arasında ilk iki sırada köpeklerin ihtiyaçları ve istekleri vardı, Mike ancak 3’üncü sırada kendine yer bulabiliyordu. Liz, “Köpeklere olan tutkum Mike’a çok fazla geldi.” 30 köpeğin ihtiyaçlarıyla ilgilenmek, tıbbi bakımlarını yapmak Liz’in neredeyse tüm vaktini alıyor, öyle ki değil Mike’a, kendisine bile ayıracak vakit bulamıyor. Liz köpekleriyle ilgilenmek, onların bakımlarını yapmak ve onları yürüyüşe çıkarmak için günde 18 saatini harcıyor. Ayrıca onların ilaçları ve tedavileri için her ay yüzlerce dolar masraf ediyor.