Ankara'da uzun yıllar memurluk yaptıktan sonra emekli olan Gümüş, astım rahatsızlığına havasının iyi geleceğini düşünerek, 2 yıl önce ilçeye yerleşti. Gümüş'ün, oyalanmak ve sütünden faydalanmak için aldığı keçi mart ayında ikiz yavru dünyaya getirdi.
Keçi ve oğlaklarını her gün dışarıya çıkaran Gümüş, elleriyle beslediği hayvanlarını minibüsüyle gezdiriyor.
Oğlaklarını ot açısından en uygun olan yerlere götüren Gümüş, ağaçların dalındaki yaprakları yemek isteyen oğlakları da omzuna çıkarıyor.
Gümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 40 yıldır astım hastası olduğunu, emekliliğinin ardından Çatalzeytin'e yerleşmeye karar verdiğini anlattı.
'Sağlığım için bir şey yapamayacaklarını söyleyince buraya taşındım'
Gümüş, "Doktorlar sağlığım için bir şey yapamayacaklarını söyledi. Ben de havasının rahatsızlığıma iyi geleceğini düşündüğüm bir yer araştırmaya başladım. Hiçbir bağım olmamasına rağmen bana iyi geleceğini düşündüğüm Çatalzeytin'e gelerek yerleştim. Havası bana çok iyi geliyor, sağlığım açısından çok güzel sonuçlar aldım. Büyük oranda iyileştim." dedi.
İlçede eşiyle yaşadığını belirten Gümüş, "Çocukluğumda çobanlık yapmıştım, oradan da heves vardı. Hem sütünün iyi geleceğini düşünerek hem de hobi olsun diye keçi aldım. Mart ayında ikiz yavrusu oldu." diye konuştu.
'BAZEN SIRTIMA ÇIKIP OYNUYORLAR'
Minibüsüne her gün oğlakları bindirerek hem gezdirdiğini hem de en fazla otun fazla bulunduğu yere götürdüğünü anlatan Gümüş, şöyle devam etti:
"Keçilerin yapısında oynamak, zıplamak var. Kaya üzerine çıkıp oynamayı severler. Burada kaya olmadığı için beni de kaya gibi görüyor. Keçiler daha çok yaprak yer. Ot ve yonca onlar için sonra gelir. Ulaşamadıkları yerlere ne bulursa üzerine çıkarak ulaşmak isterler. "
"Bir gün ağaç dalını aşağıya çektim yapraklarını yesinler diye. Yedikçe omzuma çıkmaya başladılar. Daha sonra ağaca çıksınlar diye omzuma aldım onlar da çıkmaya devam ettiler. Bazen sırtıma çıkıp oynuyorlar, bazen de yüksek dallara çıkmak için omzumu kullanıyorlar."