Üniversitenin arkeoloji bölümüne ait alanda akademisyenler ve öğrencilerle deneyimlerini paylaşan Fransız ikili, öğrencilere kemik aletlerin tarihini anlatarak, uygulamalı ders verdi. Kemikten yapılan aletler konusunda Anadolu ve Balkanlar arasındaki ilişkinin çok eskilere dayandığını söylene Sidera, bu çerçevede araştırmalar yaptıklarını anlattı.
Bu ilişkilerin yaklaşık 10 bin yıl öncesinde başladığını anlatan Sidera, "Kullanılan malzeme gruplarında Orta Anadolu'dan Balkanlar'a kadar aynı üretim tekniklerini ve benzer ilişkileri görebiliyoruz. Marmara Bölgesi ve Balkanlar arasında tamamen aynı kemiklerden üretilen kesici aletler, birebir aynı geleneğin ürünü. Bunları aslında bütün Akdeniz boyunca görebiliyoruz." dedi.
Sidera, yıllardır araştırdıkları aletlerin aslında basit nesneler olduğunu belirterek, "Hayvanın eklem yerlerini tutan kemiklerden üretilen aletler. Bu üretim geleneği birkaç bin yıl boyunca devam ediyor Orta Anadolu'dan Balkanlar'a. Orta Anadolu'da özel bir kültür var. Örneğin kemik kaşıklar, bunlar özel süslü bir şekilde yapılmış. Yüksek kalitedeler fakat Balkanlar'a gittiğimiz zaman daha basit ve sıradan." diye konuştu.
'BİNLERCE YILLIK KEMİK ALETLERİN TEKNOLOJİSİNİ ANLIYORUZ'
Sidera, 1999 yılından bu yana kemik aletlerin tarihini araştırdığını belirterek, şöyle devam etti; "Deneysel arkeolojiyi tüm dünyaya tanıtmak için çalışıyoruz. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ile birlikte karşılıklı alışveriş çerçevesinde hem akademisyenlere hem de öğrencilere bir eğitim vermek için geldik. Modern teknikleri kullanarak eski teknikleri yeniden üretiyoruz. Eski insanların şekillendirdiği aletlerin ne şekilde yapıldığını anlayabilmek için tekrar üretmeye çalışıyoruz. Kazılarda ele geçirilen arkeolojik malzemeler var, kemik aletler var. Bunların nasıl üretildiğini tekrar deneyimliyoruz. Binlerce yıllık kemik aletleri tekrar üretmenin yanı sıra teknolojisini anlıyoruz. Sadece tekrar üretmek değil amacımız. Binlerce yıl önceki aletler, nasıl, ne kadar zamanda ve hangi teknikle üretildi, onu anlamak istiyoruz. Bu, bizim için önemli."
Şili, İsrail, İsviçre, Belçika, Almanya, İspanya gibi onlarca ülkede çalışma yürüttüklerini vurgulayan Sidera, "Paris'te bir mezarlık alanında çalışıyorduk. Milattan önce 4. ve 7'nci yüzyıllara ait ilginç bir mezar bulduk. Burada mezar hediyeleri olarak vahşi evcilleştirilmemiş hayvan kemikleri var. Dolayısıyla bunun bir avcı mezarı olduğunu tespit ettik. Bu pek rastlanan bir şey değil. Bu bağlantıyı bulmak, bizim için heyecan verici bir şey." ifadelerini kullandı.