İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bölücü terör örgütünün 35 yıldır ülkemizi hedef alan saldırılarına gizli, açık destek verenler, Suriye'de daha büyük bir tezgah kurmanın peşine düştüler. Esasen Gezi'den çukur eylemlerine, FETÖ'nün geniş bir alana yayılan ihanet girişimlerine kadar son dönemde yaşadığımız hadiseler de bu büyük fotoğrafın bir parçasıdır. Dikkat ediniz bu tuzakların hepsi de hem milletimizi sindirmeyi hem devletimizi çökertmeyi hem de özellikle ordumuzu etkisiz hale getirmeyi amaçlıyor. Hamdolsun hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Müşterek Harp Enstitüsü ve Harp Enstitüleri Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'ndeki konuşmasına, eğitimlerini başarıyla tamamlayarak mezun olan 227 subayı ve misafir subayları tebrik ederek başladı.
Askerliğin neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir meslek olduğunu belirten Erdoğan, savaşın ve yol açtığı acıların, kayıpların, yıkımların asla istenmeyen ama kaçınılmaz hale geldiğinde de mutlaka hazır olunması gereken bir gerçek olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Şairin diliyle ifade edecek olursak 'Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felah / Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salah.' Evet biz dünyanın en güçlü ordularını, en büyük devletlerini kurmuş bir milletiz. Bunun için de tarihimizin her döneminde savaşa hazır olmanın önemini çok iyi biliyoruz. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ifadesi de bu bakımdan çok önemli. Kendi vatanımızda ve tüm dünyada barışı sağlamının yolu caydırıcılıktan, yani bu hedefi gerçekleştirebilecek güce sahip olmaktan geçer." diye konuştu.
Bu gücün en önemli unsurunun da iyi yetişmiş, disiplinli, donanımlı, cesur, hareket kabiliyeti yüksek bir ordunun mevcudiyeti olduğuna işaret eden Erdoğan, teknik, taktik ve stratejik üstünlüğü sağlamadan barıştan söz etmenin beyhude bir uğraş olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca millete "asker millet" veya "ordu millet" denildiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Bunun sebebi savaşa çok meraklı oluşumuzdan değil, tüm fertleriyle bedenen ve manen mücadeleye daima hazır bulunmamızdan kaynaklanır. Bilhassa uğrunda gözünü kırpmadan hayatını feda edebileceği değerleri, yani ezanı, bayrağı, vatanı, devleti söz konusu olduğuna bu milletin her bir bireyi 'ölürsem şehit, kalırsam gazi' şiarıyla cepheye koşar. Çanakkale başta olmak üzere yakın tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. Hele 15 Temmuz, tam bir milli irade şahlanışıdır. Şahsımızın çağrısı üzerine milletimizin her bir ferdi hiçbir zorlama, mecburiyet olmadan, hiçbir karşılık beklemeden sokaklara dökülmüş ve ülkesini işgale kalkışan darbecilerin karşısına dikilmiştir.
Bir sonraki pazartesi günü üçüncü yıl dönümüne ulaşacağımız bu kutlu kıyama fiilen katılan ve kalbiyle oradan olan milletimizin her bir ferdine, dualarıyla bize destek veren tüm dostlarımıza şükranlarımı sunuyorum. 15 Temmuz ister siyasetçi, ister asker, ister hoca hangi kılığa girerse girsin, milletimizin dostunu, düşmanını hiç tereddütsüz ayırt edebilme ferasetine sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu vesileyle Malazgirt'ten bugüne kadar vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği, devletimizin bekası, değerlerimizin ayakta kalması için hayatını feda eden tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum."
- "Bize düşen İstiklal Marşı'mızın mesajlarını anlamış nesiller yetiştirmek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle son dönemde terörle mücadele ve 15 Temmuz'da toprağa düşen şehitlerin yakınlarıyla, bu uğurda ölümü göze alan gazilere de şükranlarını sunarak, "Bugün biz de merhum Mehmet Akif Ersoy'un son nefesini vermeye yakın günlerde söylediği gibi, 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.' diyoruz." ifadesini kullanarak, İstiklal Marşı'ndan iki kıta okudu.
"Evet bize düşen İstiklal Marşı'mızın mesajlarını zihniyle, gönlüyle, kalbiyle anlamış, hayatını buna göre tanzim etmiş nesiller yetiştirmek, kurumlarımızı bu anlayışla geliştirmektir. Bunu da sizlerle birlikte yapacağız." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk Silahlı Kuvvetleri, milletimiz tarafından 'Peygamber Ocağı' olarak tarif edilir. Bunun için askerimize de milletimizin Peygamberimize olan muhabbeti sebebiyle, dünyanın hiçbir yerinde yok, Mehmet rumuzuna dönüştürdüğü ismine hürmeten Mehmetçik denir. Bu ayrı bir özelliktir. Peygamber ocağındaki Mehmetçik'ten beklenen de medeniyetimizin, tarihimizin, ecdadımızın bize bıraktığı mukaddes mirasa sahip çıkmak, hak ve hakikat mücadelesini son nefese kadar sürdürmektir. İşte bu sebeple içindeki ayrık otlar, dikenler, aslan postuna bürünmüş çakallar titizlikle ayıklanarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hep sahip çıkılır, bu ocak hep el üstünde tutulur. Türkiye'nin gücünün, milletiyle ordusu arasındaki bu sarsılmaz bağdan kaynaklandığını görenler, gayet bilinçli bir şekilde saldırılarını aynı noktaya yoğunlaştırmışlardır. Evladını teslim ettiği Peygamber ocağına yapılan tüm saldırıları göğsünde söndüren de kanla suladıkları kin ve nefret tohumlarını yeşertmek isteyenleri hüsrana uğratan da yine milletimizin bizatihi kendisi olmuştur."
- "Türkiye saldırıları kaynağında karşılayabilme gücüne ulaşmıştır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne zaman bölgede kritik gelişmeler yaşansa, ülke içinde hem milleti kendi arasında bölmeye hem de orduyu yıpratmaya yönelik hadiselere şahit olunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Mesela yaklaşık çeyrek asır önce ülkemizde çoğu da temmuz ayında yoğunlaşan gerçekten çok ibret verici nice olaya şahit olduk. Bölücü örgüt Doğu ve Güney Doğu bölgemizdeki karakollarımıza, ilçe ve il merkezlerimize kalabalık gruplarla saldırmaya başladı. Bingöl'de otobüsle intikal sırasında 33 silahsız askerimiz şehit edildi. Sivas'ta 33 misafir ve iki otel görevlisinin yanarak öldüğü olaylar yaşandı. Hemen ardından Başbağlar'da yine 33 vatandaşımız teröristler tarafından alçakça katledildi, şehit edildi. İçeride istediklerini alamayanlar bundan 10 yıl sonra Kuzey Irak'ta Süleymaniye'de farklı bir provokasyona yöneldiler. Bölücü terör örgütünün 35 yıldır ülkemizi hedef alan saldırılarına gizli, açık destek verenler, Suriye'de daha büyük bir tezgah kurmanın peşine düştüler. Esasen Gezi'den çukur eylemlerine, FETÖ'nün geniş bir alana yayılan ihanet girişimlerine kadar son dönemde yaşadığımız hadiseler de bu büyük fotoğrafın bir parçasıdır. Dikkat ediniz bu tuzakların hepsi de hem milletimizi sindirmeyi hem devletimizi çökertmeyi hem de özellikle ordumuzu etkisiz hale getirmeyi amaçlıyor. Hamdolsun hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık. Bugün artık Türkiye varlığına ve birliğine yönelik saldırıları kendi topraklarında değil, doğrudan kaynağında karşılayabilme gücüne ulaşmış bir ülkedir. Ülkemizi terör örgütleri vasıtasıyla kendi içine hapsetme hamlelerinin önünü bu şekilde kestik. Milletimizle ordumuzun arasını açma gayretlerini bu şekilde boşa çıkardık. Suriye'deki oyunu bu şekilde bozduk. Doğu Akdeniz'deki oyunun istikametini bu şekilde değiştirdik."
(Sürecek)
- Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1) - "Bölücü terör örgütünün 35 yıldır ülkemizi hedef alan saldırılarına gizli, açık destek verenler, Suriye'de daha büyük bir tezgah kurmanın peşine düştüler. Esasen Gezi'den çukur eylemlerine, FETÖ'nün geni