Muhterem Nur'un hayat öyküsü 1932 yılında başladı... Yaşamı çok da kolay olmadı Nur'un. Acılar içinde geçen bir yaşam sırasında Muhterem Nur, hayatının aşkı Müslüm Gürses'i tanıdı. Gürses'in yaşamını yitirmesinin ardından Nur yalnız kaldı.
Muhterem Nur geçtiğimiz günlerde yoğun bakıma alınmıştı. Hayatını kaybeden Nur'un acılarla dolu hayat hikayesi işe şöyle:
Muhterem Nur büyük aşkı Müslüm Gürses'e kavuştu
Takvimler 1932 yılını gösterirken bugünkü Makedonya sınırları içinde dünyaya geldi Muhterem Nur. Zor hayatı o daha dünyaya gelmeden başlamıştı. Annesi henüz öğrenciyken evli olduğunu bilmediği bir öğretmeniyle bir ilişki yaşadı. Hamile kaldı ancak ona sahip çıkan kimse olmadı. Annesi Şira'nın hamile olduğunu öğrenince babası onu bir mahzene kilitledi. Muhterem Nur, penceresi bile olmayan bir mahzende dünyaya gözlerini açtı.
Annesini daha doğar doğmaz kaybetti Muhterem Nur. Bebekken ebesi Raziye Hanım'ın insafına terk edildi. Raziye Hanım onu önce bir caminin avlusuna bıraktı. Ama sonra yaptığını içine sindiremeyen Raziye Hanım, geri dönüp onu aldı ve bebek sahibi olmak isteyen dul bir kadına sattı. Annesi doğum yaparken olup biteni gören teyzesi bebeğin isminin Olga konulmasını istemişti. Hayatının ilk yıllarında bu isimle anıldı Muhterem Nur.
HAYAT ÖYKÜSÜ KİTAP OLDU: ÖMRÜMCE AĞLADIM
Muhterem Nur'un filmlere konu olacak olaylarla dolu olan hayatı Ömrümce Ağladım adlı kitaba konu olmuştu. Gülsen İşeri tarafından kaleme alınan kitabın yazılmasına neden razı olduğunu da şu cümlelerle anlatmıştı Muhterem Nur: "Biliyorsunuz, insanlar unutuluyor. Böyle bir kitap yazdığım zaman belki 20-30 sene sonra arkadan gelenler bizi hatırlar, belki “Bir Muhterem Nur varmış” der. Yeğenlerim çocuklarına anlatır."
Hayatına dair duygularını ve babasına dair hislerini ise şu cümlelerle anlattı Nur:
Ben dünyaya doğmakla hata yapmışım. Veya beni doğuran hata yapmış. Annem okul zamanında hocasıyla bir arkadaşlık kuruyor. Evli bir adammış. Ben onun resmini bile görmedim. Babamı hiç merak etmedim. Çünkü annem 16 yaşında onun yüzünden ölmüş. Eğer anneme sahip çıksaymış, “Ben evliyim, çocuğum var” diye doğruyu söyleseymiş annem ölmeyecekmiş. Kim olsa o yaşta âşık olur. Bir de üstelik hamile kalmış.
AL BUNU KARLARIN ORTASINA BIRAK!
Muhterem Nur kendi dünyaya gelişini ve ölümden dönüşünü de şöyle anlatmıştı: "Evet, düşünün. Camı penceresi olmayan, hava almayan bir yere. O günden sonra annem Şira, mahzenin soğuğuna mahkûm oluyor. Ablalarının gizli gizli verdiği yemekler dışında boğazından tek bir lokma geçmiyor. Altı ayı doldurmak üzereyken sancısı tutuyor. Çığlıkları mahzeni inletiyor. Evdekiler yılbaşı gecesi olduğu için sofradalar. Teyzem Şivga şarap alma bahanesiyle kardeşine bakmak için mahzene iniyor. Annem yerde yatıyor, ben doğuyorum. Ailenin ebesi Raziye’yi çağırıyorlar. Büyükbabam ona diyor ki, “Al bunu, karların ortasına bırak.”