Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Sabri Çolak, “Anne adaylarının tüm besin gruplarını dengeli olarak alması gereken bu dönemde oruç tutmak birtakım riskleri beraberinde getirebilir. Uzun süre açlık ve sıvı kaybı anne adayında baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi ve tansiyon düşüklüğü gibi sağlık sorunlarına yol açabileceği gibi erken doğum ve düşük riskini de artırabilir. Bu sebeple oruç tutmak isteyen anne adayları mutlaka doktoruna danışmalı” dedi.
Sağlıklı ve dengeli beslenmek isteyen herkesin protein, lif, sağlıklı yağ içeren ve ölçülü miktarda karbonhidrat barındıran bir beslenme düzeni oluşturmasının önemli olduğunu ifade eden Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Sabri Çolak, “Söz konusu hamilelik dönemi olduğunda ise beslenme düzenine daha da dikkat edilmelidir. Çünkü anne adayının tükettiği tüm besinler bebeğin sağlıklı gelişim sürecini de doğrudan etkiler. Dolayısı ile oruç tutmak hem annenin hem de bebeğin sağlığı üzerinde bazı olumsuz etkilere neden olabilir. Uzun süre açlık ve sıvı kaybı anne adaylarında baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi ve tansiyon düşüklüğü gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bununla birlikte bebeğin organlarının gelişimi de olumsuz yönde etkilenerek erken doğum ve düşük riski artabilir” diye konuştu.
Oruç tutmanın risklerinin hamilelik boyunca devam ettiğini vurgulayan Doç. Dr. Çolak, “Özellikle ilk aylarda bebeğin organlarının gelişimi için önemli olan besinlere olan ihtiyaç artar. Son aylarda ise bebeğin büyümesi ve annenin enerji ihtiyacı arttığından oruç tutmak daha riskli olabilir. Hamileler oruç tutarak günlük beslenme programında alması gereken önemli besinleri kaçırabilirler. Bu besinler arasında protein, demir, kalsiyum, folik asit ve diğer vitaminler bulunur. Bu eksiklikleri dengelemek için iftarda ve sahurda protein, lif, vitamin ve mineral açısından zengin besinleri tercih etmeliler. İftarı hafif bir çorba ile başlatmak, ardından protein ve sebzelerle zenginleştirilmiş bir ana yemek tüketmek önemlidir.
Sahurda ise uzun süre tok tutacak ve enerji sağlayacak besinler tercih edilmelidir. İftar sonrası tatlı ve şekerli yiyecekler yaygın olarak tüketilir ancak gebeler kan şekerini kontrol altında tutmak için aşırı tatlı tüketiminden kaçınmalıdır. Yüksek şeker içeren şerbetli tatlılar, şekerli içecekler ve abur cubur gibi yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Tatlı ihtiyacını karşılamak için kuru meyve ya da kuruyemiş gibi atıştırmalıklar tercih edilebilir” ifadelerini kullandı.
Anne adayı ve bebek sağlığı için hamilelikte su tüketiminin çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Çolak, “Uzun süre açlığın yanı sıra hava sıcaklığının da artmasıyla birlikte susuz kalmak ani tansiyon düşüşlerine ve buna bağlı olarak baygınlıklara neden olabilir. Gebeler iftar ve sahur arasındaki süreçte yeterli miktarda su içmeye özen göstermelidir. Su, vücudun hidrasyonunu sağlar; sindirim, dolaşım ve genel sağlık için çok önemlidir.
Bol su içmek rahimdeki şiddetli kasılmaların önüne geçilmesine yardımcı olur, idrar yolu enfeksiyonlarını, kabızlığı önler; vücuttaki ödemin daha az olmasını sağlar. Bu sebeple anne adaylarının 2-3 litre su tüketmeye özen göstermesi çok önemlidir. İftar sonrası çay veya kahve tüketimi de aşırıya kaçılmadığı sürece tercih edilebilir” dedi.