HABER

Osmanlı’nın bilinmeyen sırları gün yüzüne çıkarılıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen Karacahisar Kalesi arkeolojik kazı çalışmalarında Osmanlı İmparatorluğu’nun bilinmeyen sırları gün yüzüne çıkarılıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen Karacahisar Kalesi arkeolojik kazı çalışmalarında Osmanlı İmparatorluğu’nun bilinmeyen sırları gün yüzüne çıkarılıyor. Kuruluş aşamasında fethedilen ilk kale olma özelliğine sahip Karacahisar Kalesi’nde, Osman Bey adına sikke bastırılıp hutbe okutulmasıyla da beylik bağımsızlığını ilan ederek imparatorluk olma yolunda önemli bir adım attı.
Osmanlı Beyliği tarafından ilk kez 1288 yılında fethedilen Karacahisar Kalesi bir imparatorluk olma yolculuğunun önemli kilometre taşı oldu. Osmanlı Devleti’nin fethettiği ilk kale özelliği olan yerleşkede, 1299 yılında hutbe okunup, Osman Gazi adına sikke basılarak beyliğin bağımsızlığı ilan edildi. Kuruluş dönemi Osmanlısına dair belgelerin az olması dolayısıyla Karacahisar Kalesi kazıları, Türkiye’deki az sayıdaki Osmanlı arkeolojisinin temsillerinden biri haline geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Anadolu Üniversitesi işbirliğiyle sürdürülen kazı çalışmalarında, elde edilen bulgularla Osmanlı İmparatorluğun kuruluş dönemine ışık tutulacak.
Eskişehir Karacahisar Kalesi kent merkezine 7 kilometre mesafedeki Karacahisar Mahallesi’nde, Eskişehir’e hakim bin 10 metre yüksekliğe sahip bir plato üzerinde yer alıyor. 1999 yılında Prof. Dr. Halil İnalcık önderliğinde Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji, Sanat Tarihi ve Tarih bölümlerinde görev yapan akademisyenlerin dahil olduğu bir heyet ilk defa Karacahisar Kalesi’nde yüzey araştırmalarına başladı. Daha sonra Prof. Dr. Ebru Parman yönetimindeki bir ekip tarafından 2000-2001 yılında başlatılan kazı çalışmaları 2005 yılına kadar sürmüş, 2010-2014 yılları arasında kazı çalışmaları Prof. Dr. Erol Altınsapan’ın başkanlığında devam etti. Yaklaşık 5 yıldır aktif olarak sürdürülmeyen kazı çalışmaları 2019 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Eskişehir Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Anadolu Üniversitesi’nde görevli Dr. Öğretim Üyesi Hasan Yılmazyaşar’ın bilimsel koordinatörlüğünde yürütülecek.

‘6 üniversiteden 30 kişilik bilimsel ekip oluşturuldu’
Kazı çalışmalarına 19 Ağustos Pazartesi günü başlanan bölgede, yürütülen faaliyetlerin 2 ay boyunca devam etmesi planlandı. Kazı çalışmalarına katılmak üzere Anadolu Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Uşak Üniversitesi’nde görevli Sanat Tarihi, Arkeoloji ve Tarih bölümlerinde farklı uzmanlık alanlarına sahip öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri ile Sanat Tarihi Uzmanları ve Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi bölümü öğrencilerinden oluşan 30 kişilik bir bilimsel ekip oluşturuldu.

“Osmanlı’nın hutbesinin okunduğu ve devletin ilan edildiği yer olarak geçiyor”
Kazı alanını ziyaret ederek incelemelerde bulunan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, “Milletlerin kendini tarih sahnesinde gördükleri alanlar, aslında yaşam alanlarıdır. O alanları ortaya çıkarmadığınız müddetçe, milletler kendilerini birçok yerde bulamıyorlar. Tarih sahnesinde de kendilerine yer bulamıyorlar. Osmanlı İmparatorluğu da Türk tarihinde önemli bir yere sahip teşkilatlanmalardan bir tanesi. Tabi onun da yaşam alanlarının başladığı yer bizim için önem arz ediyor. O yerlerin başında da Eskişehir ilinin içerisinde bulunan Karacahisar Kalesi geliyor. Karacahisar Kalesi aynı zamanda tarihçilerin de ifade ettiği üzere Osmanlı’nın hutbesinin okunduğu ve devletin ilan edildiği yer olarak geçiyor. Tabi burada uzun yıllar çalışma yapılmış. Özellikle 1999’dan sonra çalışma yapılmış. En son arkadaşlarımızla şuanda bu görevi devralmışlar. Çünkü uzun, meşakkatli bir süreç. Tabi bu sürecin başlamasında cumhurbaşkanımızın büyük etkisi var. Aynı zamanda Kültür Bakanımız Mehmet Ersoy’un ve valimizin de bu konuda iradeleri söz konusu. Biz de üniversite olarak ekibimizle buraya destek veriyoruz. Hocalarımız burada, arkadaşlarımızla beraber, öğrenciler, stajyerler bu kazı alanında Osmanlı’ya dönük, cumhuriyetin geriye doğru devamında yaşam alanı ortaya çıkarmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

“Son zamanlarda dizi ve filmlere konu olan birçok olayın başlangıç yeri aslında burası”
Rektör Çomaklı, Karacahisar Kalesi’nin öneminden de bahsederek, “Burada bizim için önemli bir husus var. O da şu; biz bu tür yerleri kaybettiğimiz zaman ya da ortaya çıkarmadığımız zaman tarihimizle yüzleşecek yerlerimiz olmuyor. Özellikle bu tür alanda çıkan malzemeler, kendine ait dokümanlar diyelim bunlar bize ışık tutuyorlar, geçmişimizi gösteriyorlar. Çünkü bizim de geleceğe doğru ne yapmamız konusunda aslında bir nevi kilometre taşı olarak karşımıza çıkıyor. Şimdi Karacahisar Kalesi’nin de bir önemi var. Karacahisar Kalesi devlet olmanın gerekliliği olan para basma ve hutbe okutma dediğimiz geçmiş döneme ait izleri taşıyan kale. Burada geçmiş tarihlerde tarihçilerin ifade etmiş olduğu üzere devlet olma, teşkilatlanmaya buradan başlıyorlar. O tarih kitaplarında okuduğumuz yakın tarihe kadar gelmiş olan hatta son zamanlarda dizi ve filmlere konu olan birçok olayın başlangıç yeri aslında burası. Tabi Türk tarihi yalnızca Osmanlı’dan ibaret değil aynı zamanda Selçuklu ve geriye doğru birçok devletimiz var biliyorsunuz. Ancak bizim yakın döneme ait cumhuriyetimizin de kendisine devraldığı birçok mirasın aslında teşkilatlanmaya başlandığı yer olarak Karacahisar’ı görüyoruz. Biz de Anadolu Üniversitesi olarak bunu önemsiyoruz. Bu bağlamda girişimlerimizi yaptık. Sağ olsun hocalarımız bu konuda çok azimliler. Arkadaşlarımızla beraber burada gelmişler. Bize de düşen ne varsa da yine devamını sağlamaya yönelik çalışacağız” şeklinde konuştu.

“Torunları olarak ahde vefamızı göstermek istiyoruz”
Ayrıca Anadolu Üniversitesi Rektörü Şafak Ertan Çomaklı, Osmanlı torunları olarak ahde vefalarını da göstereceklerini kaydederek, “Karacahisar Kalesi neticesinde aslında bir hedefimiz var. Bizim geçmişimize dönük ahde vefamızı da göstermemiz gerekiyor. Eğer belirli bir şekilde kazı çalışmalarımız ilerlerse, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey ve burayı fetheden savaşçıların ruhuna bir kuran okutmayı ve onlar için bir takım şeyler yapmayı planlıyoruz. Onlara da bu şekilde torunları olarak ahde vefamızı göstermek istiyoruz” dedi.

Osmanlı’nın bilinmeyen sırları gün yüzüne çıkarılıyor

En Çok Aranan Haberler