Peygamberlerin mucizeleri

Beşikteyken konuşmuş. 4 ölüyü diriltmiş. Doğuştan kör olanlar görmeye başlamış. Cilt hastalığı olanlar hastalığından kurtulmuş. Eliyle dokunduğu tüm hastalar hemen hastalıktan kurtulmuş. 4. kavminin yedikleri veya yemek için sakladıkları şeyleri bilirmiş. Çamurdan kuş yapıp üzerine üfleyince canlanıp uçarmış. Hz. İsa, ellerini kaldırıp dua etmiş ve ekmek ve etle dolu bir sofra inmiş gökyüzünden. Hz. İsa, uykudayken yanında her konuşulanı ve yapılanı fark edermiş. Ne zaman isterse ellerini göğe kaldırıp dua edermiş. O an yemek ve meyveler önüne gelirmiş. Hz. İsa, Yahudiler'den uzak olduğu halde sözlerini ve gizli hallerini bilirmiş.

Hayvanlar açık dille O'nun peygamberliğine şahadet ederlermiş. Dua etmesiyle koca dağ yürümeye başlamış. Hz. İshak eşeğine binip bir dağa çıkmak isteyince eşeğin ön ayakları kısalır, arka ayakaları uzarmış. Dağdan aşağı inerken de tersi olurmuş. Hz. İshak dua bereketiyle ölmüş hayvanları diriltmiş. Elini, sırtına koyduğu bir koyun, hemen kuzulaşmış ve art arda 9 kez yavrulamış.

Dikenli ağaçlardan çeşitli meyveler bitmiş. Cürhümleri imana davet ettiği zaman, onlar kısır koyundan süt çıkarmasını istemişler. O da elini koyunun sırtına koyara; 'Beni peygamber olarak gönderen Allah'ın ismi ile...' dediği anda koyunun memelerinden süt akmaya başlamış. Hz. İsmail'in duası, bereketi ile koyunların yünleri ipek olmuş. Üstelik sayıları da çoğalmış. Kendisine misafir gelen iki yüz Yemenli'ye ikram edecek birşey bulamayınca çok mahçup olmuş. O anda dua etmiş ve yanındaki kumlar un olmuş.

Hz. Lut, göğü işaret edince yağmur yağmaya başlarmış. Duası ve bereketiyle otsuz bir dağda ot bitmiş. Taşlar, çakıllar ve kum taneleri Lut ile konuşmuş. Kavmi, ona eziyet vermek için üzerine ufak taşlar atarmış. Allah'ın koruması ile hiçbiri ona dokunmazmış. Üzerine yattığı taşlar döşek gibi yumuşak olurmuş. Hz. Lut, çok uzak yerlerde olan olayları görüp haber verirmiş.

Kalemleri kendi kendine Tevrat'ı yazarmış. Hz. Zekerriya, Meryem'i terbiyesi altına aldığı vakit, yazılması lazım gelen kefaletnameyi kalemsiz, hokkasız yazarmış. Hz. Zekeriyya'nın diviti (kalemi) su üstünde kalırmış, suya batmazmış. Ağaçlar, Hz. Zekeriyya'yla konuşurlarmış. Hz. Zekeriyya su üzerinde yürür ve ayakları ıslanmazmış. Kendisi için suda yürümekle karada yürümek arasında bir fark yokmuş. Hz. Zekeriyya'dan mucize istendiğinde yakınındaki ağaçlara eliyle işaret etmiş, ağaçlar köklerinden kopup önlerine gelip kalırlarmış.