Prostat kanseri ile ilgili bilinen yanlışlar

Betül Songur

02.07.2018 10:40

Listeye Ekle

Uzmanlar uyardı! Doğru sanılan yanlışlar sebebiyle hayatınızı riske atıyor olabilirsiniz. Özellikle prostat kanseri ile ilgili fazlaca yaygın olan yanlış bilgiler hastalar için ciddi tehdit oluşturduğunu söyleyen doktorlar dikkatli davranılması gerektiğini söyledi. Prostat kanserinin oluşumu ve tanı konması ile ilgili bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak isteyen doktorlar, prostat kanseri ile ilgili açıklamalar yaptı.

İşte nereden ve kimden çıktığı bilinmese de halk arasında fazlaca yaygın olan prostat kanseri ile ilgili doğru sanılan yanlışlar...

Önceki İçerik Sonraki İçerik

Prostat kanserinde doğru sanılan 10 yanlış

Prostat kanseri, ülkemizde hala üzerinde konuşulmakta çekinilen konular arasında yer alıyor. Gerek bu yaklaşım, gerekse internetten edinilen yanlış bilgiler dolayısıyla hekime geç başvurulduğu için ne yazık ki tanıda geç kalınabiliyor. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Direktörü ve Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yencilek, erkeklerde görülen kanserler arasına ikinci sırada yer yer alan prostat kanseri ile ilgili doğru bilinen yanlışları sıraladı.

YANLIŞ: ÇOK SIK İDRARA ÇIKAN BİRİ PROSTAT OLMUŞTUR!

DOĞRUSU: İyi ya da kötü huylu prostat büyümesi olan hastada şikâyetlerin temel nedeni prostatın büyümesi nedeniyle idrar torbası ve idrar yolunun etkilenmesidir. Hasta bu nedenle işemeyle ilgili çeşitli sıkıntılar çeker. Sık idrara çıkmak prostat hastalıklarında görülebilir ancak sık idrara çıkmanın tek nedeni prostat değil. Prostat dışı başka hastalıklarda da sık idrara çıkma görülebilir.

YANLIŞ: SIK CİNSELLİK PROSTAT KANSERİ YAPAR!

DOĞRUSU: Aksine cinsel yaşamın aktif olması ve haftada en az bir-iki kez cinsel birleşme yaşanması, bireyi prostat hastalıklarına karşı koruyabilir. Ancak çok partner değiştirenlerde cinsel yolla bulaşan hastalıklara ve kronik prostat sorunlarına neden olabilir.

YANLIŞ: BİYOPSİ KANSERİN VÜCUDA YAYILMASINA NEDEN OLUR!

DOĞRUSU: Prostat kanserinin teşhisi kesin olarak biyopsi ile konulabilmektedir. Dünyada yaygın olarak uygulanan bu biyopsilerin incelemelerinde hiçbir şekilde vücuda yayıldığına dair bir bulgu saptanmamıştır.