Ege’nin en naif, en güzel tatil mekanlarından biridir Ayvalık. Cafcaflı barları yoktur buranın ya da asortik beachleri. Balıkesir’e bağlı, kendi halinde, aşırı şirin olan bir ilçe burası. Etrafına saçılmış 22 adaya ev sahipliği yapan bu tatil beldesine daha önce gittiyseniz, bilirsiniz zaten manzarası dillere destan olan Şeytan Sofrası’nı. Hem bilmeyenler hem de yazıyı okuyarak yeniden yaşamak isteyenler için bir de biz anlatalım istedik.
Şeytan’ın ayak izini bıraktığı yer
İnsanı büyüleyen türden bir güzelliğe sahip Şeytan Sofrası
İlk önce tepeye çıktığınızda karşınıza gelen manzaradan bahsedelim. Önünüz alabildiğine deniz ve onun üzerinde duran irili ufaklı adalar. Hatta bu adalardan bir tanesi o meşhur Midilli Adası.
Hepsi ayağınızın altındaymış gibi ya da gözünüzde daha iyi canlanması için şöyle anlatalım; manzara tablosu yere düşmüş gibi, alıp duvara asası geliyor insanın karşısındaki görüntüyü.
Şeytan Sofrası’nın en büyük özelliği tabii ki gün batımını buradan izlemenin insanda yarattığı harika duygular. Hatta bize göre Türkiye’de gün batımının en güzel izlendiği yerlerden biri burası. Gökyüzü alaca kırmızı bir renge bürünüyor akşam olurken, denize kızıl gölgeler düşüyor. Bizce burada güneş batmıyor, burada güneş denizle cilveleşiyor adeta. En sonunda güneşin güzelliğine dayanamayan deniz onu göğsüne saklıyor.
Böyle hikaye gibi anlatıyoruz ya, cidden bir başka batıyor güneş Şeytan Sofrası’nda. Ayvalık’a gidip buraya gelmeyenlerin rüyasına geliyormuş Şeytan ona göre. Siz de sakın gitmemezlik, gidip gün batımını izlememezlik etmeyin. Ayvalık’a gelip de Ayvalık Tostu yememek gibi bir şey bu. Aman ha, çok şey kaybedersiniz.
Şeytan Sofrası’nın Efsanesi
Dünyanın başka yerlerinde de böyle mi bilmiyoruz ama bizde her güzel yerin mutlaka bir efsanesi olur. Çünkü böyle şeylerin ancak hikayelerde ortaya çıkabileceğini düşünürüz. Elbette Şeytan Sofrası’nın da ilginç bir hikayesi var.